Sonucu engelleyebilse, başarıya ulaşmadan yetişip yakalayabilseydi suikâst buradaki en can alıcı etmen olabilirdi bu hamle.
Kad bi atentat pokrio sve posljedice i po završetku polučio uspjeh, da samo ovaj udarac bude sve što je potrebno.
Yeteneklerimizde başarıya ulaşamadığımız birçok yön vardı eskiden.
Puno je aspekata naših sposobnosti koje nismo postigli.
Ve şimdi, mezuniyet gününde özel çabalarıyla başarıya ulaşmış bu öğrencileri onurlandırmak beni sevindiriyor.
Na ovaj dan promocije pruža mi veliko zadovoljstvo odati počast kadetima koji su blistali u pojedinačnim postignućima.
Başarıya çok yaklaştık, kimse bizi durduramaz artık.
Preblizu smo uspjehu da nas prekinu,
Ama eğer başarıya ulaşırsa, insanlar süresiz olarak saklanabilecek.
Ako sve to uspije, ljudi će se moći zamrzavati na neodređeno vrijeme.
Başarıya giden kestirme bir yol gördüm ve o yola girdim.
Bila je to prilika za brzi uspjeh i ja sam je iskoristio.
Kibir, muhteşemlik, tek birinin eşsizliğine inanmak, güç ve başarıya odaklı olmak, aşırı derecede beğenilme ihtiyacı, yetki verme yeteneği, empatiden yoksun, kıskançlığa eğilimli ve diğerlerini sömürebilme yeteneği.
arogancija, grandioznost, vjerovanje u vlastitu jedinstvenost, preokupiranost moći i uspjehom, pretjerana potreba za divljenjem, osjećaj ovlaštenosti, nedostatak suosjećanja i dvojna tendencija prema zavisti i iskorištavanju drugih.
Stella yeni bir dermatoloji kliniği açtı ve tüm engellere rağmen Tony senaristlikte başarıya ulaştı.
Stela je otvorila novu dermatološku ordinaciju. I uprkos svih šansi, Toni je ostvario uspeh kao scenarista.
Bazı talihsizliklere rağmen projenin başarıya ulaştığını söyleyebiliriz.
I pored nesretnih okolnosti, smatramo projekt uspješnim.
Sonuçta "başarıya giden her yol mübah değildir" diye bir buyruk yok, değil mi?
Nema zapovijedi koja kaže, "Nemoj raniti čovjeka"?
Susan B Anthony adında bir kadın oy kullanma hakkı için mücadele etti ve 1920 yılında başarıya ulaştı.
"Žene poput Susan B. Anthony "borile su se za biračko pravo i konačno uspjele 1920."
Ben Lois Whitworth, Hawkshire Polo Kulübü ve Başarıya Ulaşma Programı'nın başkanıyım.
Lois Whitworth, predsjednica polo kluba Hawkshire i programa Achieve to Ride.
Kocanızla, siyahiler adına başarıya ulaşma yolunda tam olarak aynı fikirde değiliz.
Vaš muž i ja se baš i ne slažemo oko načina kako postići napredak za crnog čovjeka.
Lise ineği olarak zafer basamaklarını tırmanarak başarıya ulaştığımdan bahsetmezsem içim rahat etmez.
Kao uspješni bivši štreber, moja je obveza da se pohvalim tim.
Dolayısıyla başarıya ulaşmamız direkt olarak takım çalışmasına dayanıyor.
Stoga sve zavisi od našeg zajedničkog rada.
Profesör Abbott'ın ömrü boyunca çalışıp başarıya yaklaştığı bir şey var mıydı?
Da li postoji nešto na čemu je profesor Abot radio tokom života što je bilo blizu ostvarenja?
Mimi senin ailemizi başarıya götürmek için doğduğunu söylemişti.
Mimi je rekla da si upravo ti rođena da pomogneš odvesti obitelj do uspjeha.
Eskiden büyük işler yapacağımı zannederdim... ama hiçbir başarıya imza atamayabilirim.
Mislila sam da su mi, ono, suđene izuzetno velike stvari, ali možda nikad ništa ne postignem.
Başarıya giden yol düz değil... çılgın bir yolculuktur... tıpkı bir gemi gibi.
Put do uspeha nije prava staza, Templtone. To je teško putovanje, kao brod na moru.
Ve büyük beklentili insanların başarılı olduklarında bunu kendi özelliklerinden ileri gelen bir başarıya yorduklarını buldular.
I utvrdili su da kada ljudi s visokim očekivanjima postignu uspjeh, oni taj uspjeh pripisuju vlastitim osobinama.
Kontrollü deneyler, iyimserliğin sadece başarıyla ilgili olmadığını, kişiyi başarıya götürdüğünü gösteriyor.
Kontrolirani pokusi su pokazali da optimizam nije samo povezan s uspjehom, već i da vodi uspjehu.
Optimizam vodi uspjehu u akademskoj zajednici i sportu i politici.
Sevebileceğiniz bir ihtisas ve bir iş sahibi olup fırsatlarınızı güvence altına aldığınızda, eğer uzmanlaşmak için yeterince çalışırsanız, başarıya ulaşma potansiyeliniz muazzam ölçüde artacaktır.
Jednom kad pronađete specijalnost i zanimanje koje možete voljeti, i osigurali ste priliku, vaša mogućnost da uspijete bit će uvećana ako je proučavate dovoljno da postanete stručnjakom.
Gençliğimde tesadüfen karşılaştığım bir şeydi ve o zamandan beri fiziğin gündelik gerçeklikleri açıklamada gösterdiği büyüleyici başarıya sık sık hayranlık hissederim.
Bio je to slučajan susret dok sam bio još mlad, i otad sam se često čudio nevjerojatnom uspjehu fizike u opisivanju stvarnosti u kojoj se svakoga dana budimo.
Ne kadar önemli olursa olsun, standart testleri çözmeye yatkındırlar ve başarıya ulaşırlar.
Imaju sposobnost riješiti i postići uspjeh na standardiziranim testovima, koliko god to bilo bitno.
Çalışan hafızanın sınırlı bir kapasitesi olduğunun ve çalışan hafıza kapasitesinin onu nasıl başarıya çevireceğimizden ibaret olduğunun farkına varmalıyız.
Moramo shvatiti da radna memorija ima ograničen kapacitet i da to možemo svladati uz pomoć samoga kapaciteta radne memorije.
Bütün bu farklılıklara rağmen, sizinle ilişki kurarlar ve ortak bir amacı başarıya ulaştırmak için sizinle işbirliği yapacak kadar size güvenirler.
Pa ipak, usprkos svim tim razlikama oni su povezani s nama i vjeruju nam dovoljno da surađuju s nama u postizanju zajedničkog cilja.
Görünüşe göre Epstein'ın testi ve konusu başarıya ulaştı.
Čini se da je Epstein prošao test s "odličnim", jer otud i članak.
Pek çoğumuz Milenyum Kalkınma Hedefleri'nin sıradışı başarısının farkında değil, bir çoğu planlanan tarihten çok önce başarıya ulaştı.
Mnogi od nas nisu svjesni čudesnog uspjeha Milenijskih razvojnih ciljeva, od kojih su neki i postigli zadaće puno prije kraja zadanog roka.
Bir: Tek gecede başarıya ulaşmaya inanın.
Prvi: Vjerujte u uspjeh preko noći.
Beş ipucu: Tek gecelik başarıya inan, başka birisinin size yardımcı olabileceğine inanın, ilerleme kaçınılmazsa, sabit kalabileceğinize inanın, hatanın başkasına ait olduğuna inanın ve önemli olanın sadece hedeflerinizin kendisi olduğuna inanın.
Dakle, pet savjeta: Vjerujte u uspjeh preko noći. Vjerujte da netko drugi ima odgovore na vaša pitanja. Odlučite se skrasiti kada je rast siguran. Vjerujte da je uvijek netko drugi kriv. i vjerujte da su važni jedino ciljevi.
Bu yüzden nelerin bir çok şirketi başarıya ve ya başarısızlığa götürdüğüne dikkat etmeye çalıştım.
Zato sam pokušao pronaći čimbenike koji utječu na uspjeh ili neuspjeh tvrtki.
Başarıya odadaki süper yıldızları, en zeki adamları veya zaman zaman kadınları seçerek ve onlara bütün kaynakları ve bütün gücü vererek erişildiğini düşündük.
Smatramo da se uspjeh postiže odabirom superzvijezda, najpametnijih muškaraca ili ponekad žena u prostoriji te dajući im sva sredstva i svu moć.
Ama eğer başarıya ulaşırsa, bu teknoloji bir gün HIV'in vücuttan tamamen silinmesini sağlayabilir.
No jednog dana, ako bude uspješna, ova bi tehnologija mogla dovesti do potpunog iskorijenjenja HIV-a u tijelu.
Kötü haberin başarıya işaret ettiği bir örnek ölüm ilanları içinde, sayfanın sonundadır.
Instanca gdje loše vijesti nižu postignuća je na kraju novina, u osmrtnicama.
Mesleklerden söz etmişken, Başarıya ulaştıkları ortalama yaşlara bir göz atalım.
I dok govorimo o profesiji, pogledajmo dob -- prosječna dob u kojoj su postigli stvari.
(Kahkaha) İkinci sayfa basit: Başarıya ulaşmaya çalışmanın faydaları neler olabilir?
(Smijeh) Druga stranica je jednostavna: Koje bi mogle biti prednosti pokušaja ili djelomičnog uspjeha?
(Kahkahalar) Çocuklar da çok geçmeden öğreniyor ki tüm projeler yoldan çıkabilir. (Kahkahalar) Bir projede atılan her adımın onları başarıya veya sinsice bir felakete biraz daha yaklaştırdığı fikrine alışıyorlar.
(Smijeh) I djeca brzo nauče da svi projekti zastrane -- (Smijeh) i počinju prihvaćati ideju da je svaki korak u projektu jedan korak bliže slatkom uspjehu, ili vedroj pogibelji.
Dolayısıyla işte buradayız, yedi yıl, 500 röportaj sonra, ve size neyin başarıya götürdüğünü ve TED-lileri ateşlediğini anlatacağım.
I evo nas ovdje, sedam godina i 500 intervjua kasnije, i reći ću vam što stvarno vodi do uspjeha i što pokreće TED-ovce.
Eğer bunu yapamazsan, bu sekiz şeyi yap -- ve emin ol, bunlar başarıya götüren en önemli sekiz şeydir.
Ili ako ti to ne uspije, prakticiraj ovih osam stvari - i vjeruj mi, ovo je osam ključnih stvari, koje dovode do uspjeha.
ama bu, onları başarıya götürmeyecek. Ben, onları öldürüyorum.
a ovo ih neće tamo odvesti. No ja ih ubijam.
Özelleşmiş beceriler ve basitleştirme becerileri, ve bunun birlikteliği güçlü bir başarıya götürür.
Specijalizirane vještine i vještine smanjivanja razina podražaja su kombinacija koja vodi do snažnog uspjeha.
Kötülerin yolları her zaman başarıya götürür. Öyle yücedir ki senin yargıların, Kötüler anlayamaz, düşmanına burun kıvırır.
Puti su mu svagda uspješni, na sudove tvoje on i ne misli, sve protivnike svoje prezire.
Başarıya götüren terbiyeyi edinip Doğru, haklı ve adil olanı yapmak,
da se primi umna pouka, pravda i pravica i nepristranost;
Doğru kişileri başarıya ulaştırır, Kalkanıdır dürüst yaşayanların.
On pravednicima pruža svoju pomoć, štit je onih koji hode u bezazlenosti.
Karşılıklı danışılmazsa tasarılar boşa çıkar, Danışmanların çokluğuyla başarıya ulaşılır.
Ne uspijevaju nakane kad nema vijećanja, a ostvaruju se gdje je mnogo savjetnika.
Öğüde kulak veren başarıya ulaşır, RABbe güvenen mutlu olur.
Tko pazi na riječ, nalazi sreću, i tko se uzda u Jahvu, blago njemu.
1.0331370830536s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?