Prijevod od "zločina" na Turski


Kako koristiti "zločina" u rečenici:

Za vanjski svijet ja sam obični forenzičar, ali u tajnosti rabim svoju brzinu u borbi protiv zločina i da nađem druge slične meni.
Herkes beni sıradan bir adli tıpçı sanırken aslında hızımı gizlice suçla ve benim gibilerle savaşmak için kullandım.
Za cijeli svijet sam običan forenzičar, ali potajno, uz pomoć svojih prijatelja iz S.T.A.R. Laboratorija, borim se protiv zločina i pronalazim druge Meta-Ljude poput mene.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyorum ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Da mu pomogne u borbi protiv zločina. I da mu bude podrška.
Suçla mücadelesine yardım etmek ve destek olmak için.
To su fotografije s mjesta zločina.
Bunlar suç mahallinin fotoğrafları. Gizli tutuldular.
Moram se vratiti na mjesto zločina.
Suç mahiline bir kere daha bakmalıyım.
Ali u svijetu zločina uvijek ima slučajnosti.
Ama suç dünyasında her zaman tesadüflere rastlanır.
Sa mojim ljudima ćemo pročešljati mesto zločina nismo našli ničta, šta bi reklo da se dogodio zločin.
Adamlarımla her yeri araştırdık. Cinayet olabileceğine dair hiçbir şey bulamadık.
Zbog zločina na otvorenim morima i s ovlastima koje mi je dao Njegovo Veličanstvo kralj te s dobrom količinom osobnoga zadovoljstva stavljam te pod ovlasti suda i proglašavam te svojim zarobljenikom.
Açık denizlerde işlediğin suçlara istinaden majesteleri kralın bana verdiği yetki ve en az onun kadar önemli kişisel nedenlerle seni mahkemeye sevk edilmen için esir alıyorum.
Reći ću ti samo ako ne budem pozvana na mjesto zločina, razumiješ?
Arkanda ziyaret edeceğim bir olay mahali bırakmayacaksan söylerim.
To vas smješta na mjesto zločina.
Bu senin cinayet mahalinde olduğunu gösteriyor.
Ubojice su onesviješteni na mjestu zločina, mislim da su iz kartela Toreros.
Katiller olay yerinde, baygın. Tahminimce Toreros Karteli'ndenler.
Gradonačelnik je primijetio porast zločina u Kraun Hajtsu droga, provalništva, čak i ubojstva.
Sayın belediye başkanı Crown Heights'taki suç oranlarındaki artışı gördü. Uyuşturucu baskınları, soygunlar, hatta cinayetler.
Vidimo djecu kako postaju žrtve jednog od najgroznijih zločina protiv čovječnosti ikad počinjenih unutar zidova vlastite crkve.
Çocuklar görüyoruz kendi kiliseleri içinde insanlığa karşı işlenmiş en vahşi suçlardan birinin kurbanı oluyorlar!
Nego, inače ne bismo tako brzo ovome pristupili kao slučaju nestale osobe, ali s obzirom na prizor u kući i nedavni porast nasilnih zločina ovome ćemo pristupiti vrlo, vrlo ozbiljno.
Normalde bu olanları, bu kadar çabuk bir kayıp vakası olarak değerlendirmezdik. Ama evdeki manzara... ve son zamanlarda artan suç oranı yüzünden... bu durumu çok ama çok ciddiye alıyoruz.
Samo je podsjetite da je ovo moguće mjesto zločina.
Burasının muhtemel bir suç mahalli olduğunu hatırlat.
Pedantno insceniraš svoje mjesto zločina s taman dovoljno pogrešaka da zaživi sjena sumnje.
Dikkatli bir şekilde suç mahallini düzenle... ve birkaç hata yap ki, şüphe uyandırsın.
Stotine strašnih zločina nije se obistinilo radi njega.
Onun sayesinde yüzlerce korkunç suç planlandığı gibi gitmedi.
Prekršajni sudac kaže da bez tragova prljave igre, kao i ikakvog zločina...
Sulh hakiminin dediğine göre, cinayete veya herhangi bir suça dair bir işaret yokmuş.
Vijest večeri, niz nedavnih zločina je povezan s novim sintetičkim lijekom, NZT.
Bu akşama, NZT adında yeni bir sentetik uyuşturucuyla ilişkilendirilen bir dizi suç içeren bir flaş gelişmeyle başlıyoruz.
Na dan kad se odlučim boriti protiv zločina kao cimer hrpe drugih preseratora u viletini zvanoj Neverland nekog ljigavog, starog, ćelavog pizduna koji izgleda kao vođa samoubilačkog kulta, na taj ću dan frendati na fejsu tvoje uglancano dupe.
Gün gelir de suçla mücadele etmek için... keltoş ve sapık görünümlü yaşlı bir amcanın Neverland malikanesinde... bir dolu ağlak bebeyle oda arkadaşı olmaya karar verirsem... ancak ve ancak o zaman sana... bol gülücüklü bir arkadaşlık talebi yollarım.
Efraim je optužen za preko 70 saveznih zločina i osuđen je na 4 godine zatvora.
Efraim 70'i aşkın federal suçtan yargılandı ve dört yıl hapis cezası aldı.
Ali bi svejedno bilo dobro pogledati mjesto zločina.
Yine de suç mahalline bakmak iyi olurdu.
Glasine s mjesta zločina skoro su nevjerojatne.
Olay yerinden kulağımıza gelen söylentiler inanılacak gibi değil.
Za ostatak svijeta, obični sam forenzičar, ali potajno, uz pomoć prijatelja u STAR labsu, borim se protiv zločina i pronalazim meta-ljude poput mene.
Herkese göre sıradan bir adli tıp yardımcısıyken gücümü gizlice S.T.A.R. Labs'daki arkadaşlarımın yardımıyla suçla savaşmak ve benim gibi meta-insanları bulmak için kullanıyorum.
Pa, znate, u stvarnom svijetu rješavanje zločina traje malo dulje nego u jednosatnoj televizijskoj epizodi.
Ama gerçek dünyada, bir suçluyu bulmak 1 saatlik bir diziden daha uzun sürüyor.
Pa, stvaran organiziran kriminal na Internetu datira od prije 10 godina kada je grupa darovitih hakera iz Ukrajine razvila web stranicu, koja je vodila do industrijalizacije Internetskog zločina.
İnternette gerçekten iyi organize olmuş suç, yaklaşık 10 yıl önce, yetenekli Ukrayna'lı hacker grubunun siber suçun endüstrileşmesine olanak veren bir web sitesi geliştirdiğinde oluşmuştur.
Taj odnos nije nužno potaknut većim brojem zločina.
Bu ilişki, genel olarak daha fazla suç yüzünden değil.
U budućnosti, većina zločina odvijat će se na Internetu.
Gelecekte, suçların büyük kısmı çevrimiçi işlenecek.
Znam za te zakone jer sam gledala kako prijatelji i drugi putnici odlaze u zatvor ili dobivaju kazne za počinjenje ovih, takozvanih, zločina.
Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum.
Zar vam nije dosta zločina iz Peora, od kojega se nismo očistili do dana današnjega i zbog kojega je došao pomor na zajednicu Jahvinu?
Peorun günahı bize yetmedi mi? RABbin topluluğu onun yüzünden felakete uğradı. Bugüne dek kendimizi bu günahtan temizleyebilmiş değiliz.
Jahve nad Vojskama, koji te bijaše posadio, nesreću ti namijeni zbog zločina što ga učini dom Izraelov i dom Judin kadeći Baalu da bi mene razgnjevili.
Seni dikmiş olan Her Şeye Egemen RAB, Başına felaket getirmeye karar verdi. Çünkü İsrail ve Yahuda halkları Kötülük yaptı, Baala buhur yakarak beni öfkelendirdiler.
Spremaj lance, jer je zemlja puna krvi i zločina koji zaslužuju smrt i grad prepun nasilja!
‹‹Kendinize zincirler hazırlayın! Ülkede kan akıtılıyor, kent zorbalık dolu.
(21:30) A tebi, nečasni i bezbožnički kneže izraelski, tebi dođe dan i čas posljednjega zločina.'
‹‹ ‹Sen, ey saygısız, kötü İsrail önderi, günün yaklaştı, sonunda yargı günün geldi.
(21:34) a tebi dotle isprazno viđaju, laž proriču - da se stavi pod vrat zlikovcima zloglasnim, kojima, eto, dođe dan i čas posljednjega zločina!
Size ilişkin görümler aldatıcıdır, Açılan fal yalandır. Öldürülecek kötülerin enseleri üzerine Yerleştirileceksin, ey kılıç! Onların günü yaklaştı, Sonunda yargı günleri geldi.
Ovako govori Jahve: "Za tri zločina Damaska, za četiri zločina, odluka je neopoziva: jer su vrhli Gilead cijepom željeznim,
RAB şöyle diyor: ‹‹Şamlıların cezasını kaldırmayacağım. Çünkü günah üstüne günah işlediler, Demir düvenlerle Gilat halkını dövdüler.
Ovako govori Jahve: "Za tri zločina Gaze, za četiri zločina, odluka je neopoziva: jer odvedoše sve u izgnanstvo i Edomu predadoše,
RAB şöyle diyor: ‹‹Gazzelilerin cezasını kaldırmayacağım. Çünkü günah üstüne günah işlediler, Edomlulara teslim etmek için Bütün halkı sürgün ettiler.
Ovako govori Jahve: "Za tri zločina Tira, za četiri zločina, odluka je neopoziva: jer predade sve izgnanike Edomu i nisu se sjetili bratskog saveza,
RAB şöyle diyor: ‹‹Surluların cezasını kaldırmayacağım. Çünkü günah üstüne günah işlediler, Bütün halkı Edomlulara teslim edip sürdüler, Dostluk antlaşmasını anımsamadılar.
Ovako govori Jahve: "Za tri zločina Amonovih sinova, za četiri zločina, odluka je neopoziva: jer parahu trudnice gileadske da rašire granice svoje,
RAB şöyle diyor: ‹‹Ammonluların cezasını kaldırmayacağım. Çünkü günah üstüne günah işlediler, Sınırlarını genişletmek için Gilatlı gebe kadınların karınlarını yardılar.
Ovako govori Jahve: "Za tri zločina Moaba, za četiri zločina, odluka je neopoziva: jer kosti edomskoga kralja spališe u vapno,
RAB şöyle diyor: ‹‹Moavlıların cezasını kaldırmayacağım. Çünkü günah üstüne günah işlediler, Edom Kralının kemiklerini Kireçleşinceye dek yaktılar.
Ovako govori Jahve: "Za tri zločina Izraela, za četiri zločina, odluka je neopoziva: jer prodavahu pravednika za srebro i nevoljnika za sandale;
RAB şöyle diyor: ‹‹İsraillilerin cezasını kaldırmayacağım, Çünkü günah üstüne günah işlediler, Doğruyu para için, Yoksulu bir çift çarık için sattılar.
Jer njezini grijesi do neba dopriješe i spomenu se Bog zločina njezinih.
Çünkü üst üste yığılan günahları göğe erişti, Ve Tanrı onun suçlarını anımsadı.
0.8456449508667s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?