Prijevod od "zlo" na Turski


Kako koristiti "zlo" u rečenici:

"Ali nikakvo ti se zlo neće dogoditi sa zlatom na tvojoj strani."
Ama altının yanındayken sana hiçbir kötülük yaklaşamaz.
Ali u tajnosti, ja surađujem sa svojom posvojiteljskom sestrom u DEO-u, kako bih zaštitila svoj grad od vanzemaljaca ili bilo koga tko mu želi zlo.
Ama gizlice, şehrimi uzaylılardan ya da zarar verebilecek her türlü şeyden korumak için üvey kardeşimle birlikte NOB için çalışıyorum.
Živio je poput izraelskih kraljeva, kao i dom Ahabov, jer mu je kći Ahabova bila žena; radio je što je zlo u Jahvinim očima.
Karısı Ahavın kızı olduğu için, o da Ahavın ailesi gibi İsrail krallarının yolunu izledi ve RABbin gözünde kötü olanı yaptı.
Činio je što je zlo u očima Jahvinim, sve kao što je činio Jojakin.
Yehoyakim gibi Sidkiya da RABbin gözünde kötü olanı yaptı.
nije nepristojna, ne traži svoje, nije razdražljiva, ne pamti zlo;
Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz.
Rekao je da ću napraviti, zlo od sebe samoga, sa kojim ću živjeti ostatak svog života.
Ömrümün sonuna kadar benimle yaşayacak, kendi ellerimle bir kötülük yaratacağımı söyledi.
Prestravljena sam od pomisli da smo možda mi ti koji su zlo ovog svijeta.
Çok ama çok korkuyorum. Belki gerçekten de bu dünyada yanlış olan şey bizlerizdir.
U mojoj je ruci da s tobom loše postupim. Ali Bog tvoga oca noćas mi reče: 'Pazi da protiv Jakova ne poduzmeš ništa, ni dobro ni zlo!'
Size kötülük yapacak güçteyim, ama babanın Tanrısı dün gece bana, ‹Dikkatli ol!› dedi, ‹Yakupa ne iyi, ne kötü hiçbir şey söyleme.›
Kad su Josipova braća vidjela da im je otac umro, rekoše: "Što ako je Josip na nas ljut i pokuša uzvratiti nam za sve zlo koje smo mi njemu nanijeli?"
Babalarının ölümünden sonra Yusufun kardeşleri, ‹‹Belki Yusuf bize kin besliyordur›› dediler, ‹‹Ya ona yaptığımız kötülüğe karşılık bizden öç almaya kalkarsa?››
Tada se Izraelovi ljudi okrenuše, a Benjaminovce obuze užas jer vidješe da ih je zadesilo zlo.
İsraillilerin döndüğünü gören Benyaminoğulları paniğe kapıldı. Çünkü başlarına gelecek felaketi sezmişlerdi.
Nato pristupi sav narod nutkajući Davida da jede dok je još dana, ali se David zakle ovako: "Neka mi Bog učini ovo zlo i neka mi doda drugo zlo ako okusim kruha ili što drugo prije zalaska sunca!"
Halk Davutun yanına varıp akşam olmadan bir şeyler yemesi için üstelediyse de, Davut ant içerek şöyle dedi: ‹‹Güneş batmadan ekmek ya da başka herhangi bir şey tatmayacağım. Yoksa Tanrı bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!››
I on je hodio putem obitelji Ahabove i činio je zlo u očima Jahvinim, kao i obitelj Ahabova, jer je s njom bio u rodu.
Ahazya evlilik yoluyla Ahava akraba olduğu için Ahav ailesinin yolunu izledi ve onlar gibi RABbin gözünde kötü olanı yaptı.
On je činio što je zlo u očima Jahvinim; nije odstupao od grijeha Jeroboama, sina Nebatova, koji je zaveo Izraela.
RABbin gözünde kötü olanı yaptı ve Nevat oğlu Yarovamın İsraili sürüklediği günahlardan ayrılmadı.
Činio je što je zlo u Jahvinim očima, povodeći se za gnusobama naroda što ih je Jahve protjerao pred sinovima Izraelovim.
RABbin İsrail halkının önünden kovmuş olduğu ulusların iğrenç törelerine uyarak RABbin gözünde kötü olanı yaptı.
Prijevara je u srcu onih koji snuju zlo, a veselje u onih koji dijele miroljubive savjete.
Kötülük tasarlayanın yüreği hileci, Barışı öğütleyenin yüreğiyse sevinçlidir.
Ljubavlju se i vjernošću pomiruje krivnja, i strahom se Gospodnjim uklanja zlo.
Sevgi ve bağlılık suçları bağışlatır, RAB korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır.
Ne valja biti pristran na sudu, jer i za zalogaj kruha čovjek čini zlo.
Hatır gözetmek iyi değildir, Çünkü insan bir lokma ekmek için bile suç işler.
Vrhnjem i medom on će se hraniti dok ne nauči odbacivat' zlo i birati dobro.
Çocuk kötüyü reddedip iyiyi seçecek yaşa gelince tereyağı ve bal yiyecek.
Jer prije nego dječak nauči odbacivat' zlo i birati dobro, opustjet će zemlja, zbog koje strepiš, od dvaju kraljeva.
Ama çocuk kötüyü reddedip iyiyi seçecek yaşa gelmeden, seni dehşete düşüren o iki kralın toprakları ıssız kalacak.
Popravite, dakle, putove svoje i djela svoja i slušajte glas Jahve, Boga svoga: i pokajat će se za zlo kojim vam se zaprijetio.
‹‹Şimdi yollarınızı, davranışlarınızı düzeltin, Tanrınız RABbin sözüne kulak verin. O zaman RAB başınıza getireceğini söylediği felaketten vazgeçecek.
Jer sinovi Izraelovi i sinovi Judini od mladosti čine samo zlo pred mojim očima. Doista, sinovi Izraelovi bez prestanka me gnjeve djelima ruku svojih - riječ je Jahvina.
‹‹Çünkü İsrail ve Yahuda halkları gençliklerinden beri hep gözümde kötü olanı yapıyor; İsrail halkı ellerinin yaptıklarıyla beni sürekli öfkelendiriyor, diyor RAB.
A sada, Gospode, Bože naš, koji si moćnom svojom rukom izveo narod svoj iz zemlje egipatske - i time sebi stekao ime koje traje do danas: mi sagriješismo, mi zlo učinismo.
‹‹Ey Tanrımız Rab, sen halkını Mısırdan güçlü elinle çıkardın ve bugün olduğu gibi ün kazandın. Bizse günah işledik, kötülük yaptık.
Iz tebe je potekao onaj koji snuje zlo protiv Jahve, savjetnik Belijala.
Ey Ninova, RABbe karşı kötülük tasarlayan, Şer öğütleyen kişi senden çıktı.
I u to vrijeme pretražit ću Jeruzalem sa zubljama i pohodit ću kaznom ljude koji miruju na svojoj vinskoj droždini i u svom srcu govore: 'Jahve ne može učiniti ni dobro ni zlo.'"
O gün kandille arayacağım Yeruşalimin her yanını, İçlerinden, ‹RAB bir şey yapmaz, Ne iyilik eder ne kötülük› Diyen o rahatına düşkün aymazları cezalandıracağım. gibi››.
Prozrevši njihove misli, Isus reče: "Zašto snujete zlo u srcima?
Onların ne düşündüklerini bilen İsa dedi ki, ‹‹Yüreğinizde neden kötü düşüncelere yer veriyorsunuz?
Uistinu, tko god čini zlo, mrzi svjetlost i ne dolazi k svjetlosti da se ne razotkriju djela njegova;
Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve yaptıkları açığa çıkmasın diye ışığa yaklaşmaz.
Ta ne činim dobro koje bih htio, nego zlo koje ne bih htio - to činim.
İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum.
A sluga Gospodnji treba da se ne svađa, nego da bude nježan prema svima, sposoban poučavati, zlo podnositi,
Rabbin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese şefkatle davranmalı, öğretme yeteneği olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalıdır.
Ta Bog ne može biti napastovan na zlo, i ne napastuje nikoga.
Çünkü Tanrı kötülükle ayartılmadığı gibi kendisi de kimseyi ayartmaz.
Ta gdje je zavist i svadljivost, ondje je nered i svako zlo djelo.
Çünkü nerede kıskançlık, bencillik varsa, orada karışıklık ve her tür kötülük vardır.
2.7908718585968s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?