Prijevod od "zarobi" na Turski


Kako koristiti "zarobi" u rečenici:

Ako možete otkriti predatora prije nego je dovoljno blizu za napad, ili vatru prije nego vas zarobi u šumi, imate puno veće šanse za preživljavanje i prenošenje vaših gena na sljedeću generaciju.
Eğer bir avcıyı saldıramayacak kadar uzaktayken veya ormanda ateşi sizi tuzağa düşürmeden önce fark ederseniz hayatta kalıp genlerinizi bir sonraki nesle aktarmak için daha fazla şansa sahip olursunuz.
Ako vanzemaljska rasa posjeduje tehnologiju da zarobi tu stvar... i da koristi Zemlju kao svoj toalet, to su uradili iz jednog razloga.
Bir uzaylı ırkı, o şeyi hapsetmek için delicesine bir teknoloji geliştirmiş ve Dünya'yı çöplük yerine kullanmışlarsa, bunun tek bir nedeni olabilir.
Ili smo žvakali ludi korov koji zarobi razum?
Yoksa yedik mi şuuru esir alan deliotundan?
Neka Bog pomogne sjevernjaku koji tebe zarobi.
Seni yakalarlarsa, Tanrı Yankilere yardım etsin.
Svaki korpus naše vojske zarobi tisuće zatvorenika svakog dana.
Ordumuzdaki birlikler her gün binlerce mahkum alırlar.
Zarobi Crnu Kraljicu i saznat ćeš gdje je Duran Duran.
Kraliçeyi kontrol altına alırsak, sen de Duran Duran'ın yerini öğrenebilirsin.
Rezolucija 1013 Vijeća sigurnosti kaže da svaka država koja zarobi nešto takvo, dužna je isto smjesta likvidirati.
Güvenlik Kurulu'nun 1013. maddesi böyle bir canlının ele geçirilmesi halinde hemen yok edilmesini öngörür.
Ova djevojka je riskirala svoj život pokušavajući da zarobi zvijer koju vi niste mogli naći.
Bu kız, senin daha bulmayı bile beceremediğin hayvanı yakalamaya çalışırken hayatını tehlikeye attı.
Jedna me od njih zarobi u dva okreta i stisnu me dvostrukim prstenom svoje ljubavi.
"Beni saran biri, diğeriyle birlikte..." "...iki kere kıvrıldı ve vücudumu sımsıkı sardılar."
Zarobi šampiona prije nego što mu barbari izbiju sav strah!
O barbarlar içindeki korkuyu bitirmeden Savaşçıyı kurtar!
Još je uvijek imao dovoljno parfema da zarobi cijeli svijet ako želi.
Yaninda, isterse, tüm dünyayi esir edecek kadar parfümü kalmisti.
Misliš ako nas prvo kuća ne zarobi.
Eğer ev bizi daha önce ele geçirmezse.
Onaj ko zarobi Princezu, biće nagrađen sa 1000 zlatnika.
Kim Prensesi ele geçirirse 1000 altın ile ödüllendirilecektir!
Možda je koristio duhove da nas zarobi, da nas sprijeci da napravimo što moramo.
Belki de ruhları kullanarak bizi tuzağa düşürmeye çalışıyordur, yapmamız gerekeni engellemek istiyordur.
Mislim da možemo doći dovoljno blizu za poljubiti je, ali ne tako blizu da nas zarobi.
Bence yaklaşacağız, ama çok fazla değil.
Izgleda da vas zarobi i pukne metke u vašu glavu.
Sanki seni tutup, kafana elektrik verecekmiş gibi duruyor.
Kompletno ludo štovanje Obame koje je progurano korporativnim medijima je znanstveno izdizajnirano da zarobi javnost u mreži masovne euforije pod pritiskom istomišeljenika.
Boyalı basın tarafından dayatılan bütün bu çılgın Obama tapınmacılığı bilimsel bir şekilde tasarlanmıştır ve kamuoyunu yığın psikolojisi ile kitlesel coşkuya kaptırılıyor.
Zato sam rekao Orlovu da ga zarobi.
Orlov'a bu yüzden onu yakalamasını söyledim.
Naumio je da vas zarobi u peščanoj oluji, da svi umrete ovde.
Kum fırtınasında mahzur kalmanız için. Böylece hepiniz burada öleceksiniz.
Lojalisti ne odšetaju tek tako kad ih Otpor zarobi.
Bir Sadık, Direniş tarafından yakalandığında öylece çıkıp gidemez, biliyorsun.
Ostani s nama, Merline, dok se čarobnica ne zarobi.
Büyücü yakalanana kadar bizimle kal Merlin.
Ako Katrinu čuvaju za Jahača kao nagradu, a Abraham je bio spreman da te ubije, proda dušu, da je zarobi...
Eğer Katrina Süvarinin ödülü olarak tutuluyorsa, ve Abraham seni öldürmek istiyorsa.. belki de ruhunu onu hapsetmek için vermiştir...
Ali Metatron ga je koristio da zarobi anđele, ne da ih ujedini.
Ama Metatron bunu melekleri tuzağa düşürmek için kullanıyor, birleştirmek için değil.
Ali "A" koristi ovog kretena da te zarobi, da zarobi sve nas.
Tuzağa düşmen için A bu sapığı kullanıyor ama. Hepimizi tuzağa düşürmek için.
Pa sam joj pokazala kako da ih zarobi grudnjakom.
Ben de onları sutyenle zapt etmeyi gösterdim.
Neka je osiguranje imovine potiho zarobi.
Her şey yolunda. Bırakalım da onu sessizce yakalasınlar.
Mislio sam da je to namjerno napravila da me zarobi kako bi bila sigurna da ti se neću vratiti.
Sana asla geri dönmemem için....bana tuzak kurdu.
Ako Bog da, prije nego me žena s ormarima opet zarobi.
Umarım dolapçı kadın beni bir daha sıkıştırmadan önce olur bu. - Herkes burada.
Ali ako se zarobi njegov sin, princ, on će predati grad i Rajsku jabuku.
Fakat oğlu esir alınırsa, şehri de Âdem Elması'nı da teslim eder.
Nikada više nije bilo čistog srca da zarobi čovjeka.
Bir erkeğe saf bir kalpten daha fazla hiçbir şey tesir edemez.
Ubrizgaj ovo i probudit ćeš se sa dovoljno vremena da okončaš svoj život prije nego te ona zarobi zauvijek.
Bunu enjekte edeceksin ve o seni sonsuza kadar kıstırmadan önce hayatına son verebilmen için kısa ama yeterli süre sağlayacak.
Slaba si bila na desnoj strani ploče, a on je to iskoristio da ti zarobi kralja.
Sağ karelerin zayıftı ve bundan şahını almak için yararlandı.
Podsjetite ih na nagradu koja čeka onoga koji ga zarobi.
Ödülün onu ele geçirecek kişiyi beklediğini de hatırlatın lütfen.
Onda se obratite kome već morate, neka mi promijene naredbe iz ubij u zarobi.
Öyleyse, kiminle konuşman gerekiyorsa konuş ve öldürme emrini yakalamaya çevirt.
Kralj Arada, Kanaanac koji je živio u Negebu, ču da Izrael dolazi Atarimskim putem, pa navali na Izraela i neke njegove zarobi.
Negevde yaşayan Kenanlı Arat Kralı, İsraillilerin Atarim yolundan geldiğini duyunca, onlara saldırarak bazılarını tutsak aldı.
David zarobi od njega tisuću i sedam stotina konjanika i dvadeset tisuća pješaka; ispresijecao je petne žile svim konjima od bojnih kola; ostavio ih je samo stotinu.
Bin yedi yüz atlısıyla yirmi bin yaya askerini ele geçirdi. Yüz savaş arabası için gereken atların dışındaki bütün atları da sakatladı.
Tada je judejski kralj Jojakin izišao pred babilonskoga kralja: on, njegova majka, njegove sluge, njegove vojskovođe i dvorani, a babilonski kralj zarobi ga - osme godine svoga kraljevanja.
Yahuda Kralı Yehoyakin, annesi, görevlileri, yöneticileri ve hadımlarıyla birlikte, Nebukadnessara teslim oldu. Babil Kralı krallığının sekizinci yılında Yehoyakini tutsak etti.
David zarobi od njega tisuću bojnih kola, sedam tisuća konjanika i dvadeset tisuća pješaka; ispresijecao je petne žile svim konjima od bojnih kola, ostavio ih je samo stotinu.
Bin savaş arabasını, yedi bin atlısını, yirmi bin yaya askerini ele geçirdi. Yüz savaş arabası için gereken atların dışındaki bütün atları da sakatladı.
1.547287940979s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?