Prijevod od "tik" na Turski


Kako koristiti "tik" u rečenici:

Obišao sam kuću i pokušao ući... ali je on pobjegao na prednja vrata tik prije mene!
Evin etrafını dolandım, içeri girmeye uğraşıyordum... fakat ben kapıya varmadan çıktığını gördüm!
Tik prije nego je magla u mome mozgu zbrisala zauvijek sva sječanja.
Beynimdeki sis, bütün anılarımı tamamen silmeden önce.
Dodge-ov dosje govori također o čovjeku, koji je prije tri godine očešao rusku bojnu podmornicu tik pred Murmanskom.
Dodge'nin sicili, bize aynı zamanda 3 yıl önce Murmansk civarındaki bir Rus denizaltısıyla temas ettiğini gösteriyor.
Zato uzimaš pepermint, ili recimo Tik Tak bombone, ali pogodi šta se događa?
Tarçınlı sakızları, naneli şekerleri denersin. Ama ne olur?
O Boze kako mrzim kad ljudi govore ", tik, tik, tik".
Sanırım koşacak halim kalmayacak çünkü şu an deli gibi gülüyorum.
Dvije wraith krstarice, tik uz atmosferu.
İki Wraith kruvazörü hemen atmosferin dışındalar.
Kad bi Jesse raspravljao s drugom osobom, Bob je pratio razgovor, pamtio svaku intonaciju, proučavao svaki pokret i tik, kao da želi napisati biografiju ovog odmetnika ili ga želi imitirati.
Jesse başkasıyla muhabbet ederse Bob konuşmalarını aklında tutuyor her ses vurgusunu kapıyor, her jesti kafasına yazıyordu. Sanki bu haydutun biyografısini yazmak ister ya da bir role hazırlanır gibiydi.
Tvoj zadatak je da naše čamce održiš mirnima tik do brodova.
Sizin işiniz ise geminin yanındayken botu sabit tutmak.
Jill, ako to izgleda kao bomba, i tik-takac kao bomba, onda to najvjerojatnije jest bomba.
Jill, eğer bombaya benziyorsa ve bomba gibi ötüyorsa genelde bombadır.
Zasniva se na sličnosti između izraza "tik (krpelj)", što je životinjica koja sisa krv, i "tik" što predstavlja podsvjesno grčenje mišića.
Kan emici eklembacaklı "tick"(kene) ile istemsiz kas hareketi "tik"in, eşsesliliğine dayanıyor.
Samo noć je najmračnija tik pred zoru.
Gecenin en karanlık anı safaktan hemen öncedir.
Prošao si tik pored njega na putu ovamo.
State Caddesinde onun yanından geçip gittiniz.
A subotom... bih se uvijek probudio tik prije alarma.
Cumartesileri ise... Hep alarmın çalmasından önce kalkardım.
OIovka se otkotrIja i ona se ponovno sagne, i zbog bujne stražnjice kratka joj se suknja podigne tik do međunožja.
Sonra kalem yuvarlanıyor ve bayan tekrar eğiliyor şekilli kalçası nedeniyle mini eteği sıyrılıyor kuytu yerlerinin açığa çıkması nedeniyle yüzü kızarıyor.
Ovo je prvi put da me taj tik-tak zvuk ne izluđuje.
İlk defa benim için saat tıklıyor, ve ben sakin olmalıyım.
Subjekt koga znamo kao Tik Tok je ukrao OSS-ov mini disk.
Tik Tak olarak bilinen hedef OSS'in mini diskini çalmıştı.
Tik Tok je ukrao OSS-ov mini disk i bježi.
Çalıntı OSS mini diski Tik Tak'ta ve kaçıyor.
Želi da shvatim ono što je Tik Tok označio.
Tik Tak'ın amacının ne olduğunu öğrenmeliyiz.
Izgleda da je njegovo iskustvo "tik do smrti" izbrisalo ostala sjećanja, uključujući i njegova sjećanja na Petu kolonu.
Görünen o ki, ölüme yakın deneyim geri kalan tüm hafızasını silmiş. Buna Beşince Kol hatıratları da dahil.
Sve će biti odstranjeno iz tijela dovodeći primjerak "tik do smrti".
Her biri bedenden çıkarılacak ve kobayı ölümün kıyısına getirecek.
I još uvijek ti čuvam mjesto, tik uz mene.
Ve yanımda size de bir yer ayıracağım
Ja bi menjao mog oca za Tik-Tak, ali to je moj otac, ne tvoj.
Ben babamı Tic Tac şekerleriyle takas ettim....ama o benim babamdı, seninki değil.
Kad hodaš s ženom ili stojiš blizu jedne, spustiš ruku na njena donja leđa, ne dupe, to ih uznemiri, tik iznad njega.
Bir kızla yürürken veya yan yana dururken, elini beline koymaya çalışırsın, götüne değil. Bazen buna bozulabiliyorlar ama biraz üstü olsun.
Ne pušim to da nisu bili pederi uselivši se tik do neke žene jer im je to neka lujka rekla.
Ben iki adamın kaçık biri onlara yapın dediği için bir kadının yanında eşcinsel takılıp birlikte yaşadıklarına da inanmıyorum.
Premda žudim Wall reći što mislimo o njoj, postoji problemčić s tik-tak-bum.
Her ne kadar Wall'a onun hakkında ne düşündüğümüzü göstermek istesem de tik, tik bum gibi ufak bir sorunumuz var! Tamam mı?
Dovest ću nas tik unutar kritične orbite.
Bizi kritik yörüngenin hemen içine götüreceğim.
Tada, ulazimo unutra šuljajući se kroz stare izlazne tunele... koji će nas dovesti do Stabla Trolova... tik prije nego što budemo uhvaćeni i neslavno poginemo... od ruke strašnog i krvožednog Bergena!
Daha sonra, eski kaçış tünellerinden gizlice gireceğiz bu tüneller bizi Trol Ağacı'na götürecekler. Tam olarak, yakalanmadan ve acılı bir ölümden önce kana susamış, korkunç Bergenların ellerine geçeceğiz...
Riječ je o gipsanom odljevu nečijeg lica tik nakon smrti te osobe.
Aslında ölümünden hemen sonra bir insanın yüzünün alçıyla çıkartılan bir kalıbı.
Tik pred izlazak sunca, ona postavi svoj oklop prema gore, voda poteče prema njenim ustima, dobro se napije, ode i sakrije se preko cijelog dana.
Gündoğumundan hemen önce kabuğunu kaldırarak suyun ağızına akmasını sağlar, kana kana içer ve gün boyunca saklanır.
Žao mi je što vam to moram reći, ali vi ste kao igrač pokera, imate tik.
Ve üzgünüm ama, tıpkı bir poker oyuncusu gibisin, bunu söylemek zorundayım.
I na kraju sam shvatio eksperimentirajući s ovom napravom, da imam i jedan živčani tik.
gerçekten büyüleyici olacaktı. Şimdiye kadar anı yakalamak için ne bir
Želiš li možda s nama podijeliti još koju misao, budući da si vijesti čuo tik pred dolazak ovamo.
Ancak ek bir şeyler paylaşmak isteyip istemediğini merak ettim, çünkü bu haberi bu konuşmayı yapmaya gelmeden hemen önce aldığını biliyoruz.
Brod je ljutito odjurio, i kad se vratio pola sata kasnije počeo je namjerno probijati rupu na boku Doaaina broda, tik ispod mjesta na kojem su ona i Bassem sjedili.
Böylece bottakiler kızgın bir şekilde uzaklaştı, ama yarım saat sonra geri geldiler kasıtlı olarak Doaa'nın botunun yan kısmında bir delik açmaya başladılar. Bassem'in oturduğu yerin hemen altına.
Norman Mailer, u svom posljednjem intervjuu, tik prije smrti, rekao je: "Svaka moja nova knjiga pomalo me ubila."
Norman Mailer, ölmeden hemen önce yapılan son röportajında "Kitaplarımın her biri beni biraz daha öldürdü."
To je ono proo-teee-zaa-njeee, fizička iskrivljenost kako biste prenijeli uređaj tik ispod stola.
İşte bu uzaaaaaaanma, cihazı masa seviyesinin birazcık aşağısına eriştirme hareketi, esneme hareketi.
Tik ispod površine ovih diskusija, s uzburkanim strastima na svim stranama, leže velika pitanja filozofije morala, velika pitanja pravde.
Her iki tarafı da hırslandıran bu tartışmaların ardında, büyük sorular yatıyor: ahlak felsefesine, adalet anlayışına ilişkin büyük sorular.
Neka su kolutovi tik pod obrubom da služe kao kvake motkama za nošenje stola.
Masanın taşınması için sırıkların içinden geçeceği halkalar kenarlığa yakın olmalı.
Kolutovi su bili tik pod obrubom, kao kvake za motke, da se stol može nositi.
Masanın taşınması için sırıkların içinden geçeceği halkalar kenarlığa yakındı.
Od žrtve pričesnice neka prinesu žrtvu paljenu Jahvi: njezin loj, cio pretili rep, otkinuvši ga tik uz hrptenjaču; loj što omotava drobinu, sav loj što je oko drobine;
Kişi esenlik kurbanının bazı parçalarını RAB için yakılan sunu olarak sunmalı. Yağını almalı, kuyruk sokumunun dibinden bütün kuyruk yağını kesmeli, bağırsak ve işkembe yağlarını,
Ondje se Salomon pred Jahvom pope na tučani žrtvenik, koji bješe tik do Šatora sastanka, i prinese na njemu tisuću paljenica.
Süleyman RABbin önüne, Buluşma Çadırının önündeki tunç sunağa çıkarak üzerinde bin yakmalık sunu sundu.
I ode odande te prijeđe u kuću nekoga bogobojazna čovjeka, imenom Ticija Justa, čija kuća bijaše tik do sinagoge.
Pavlus oradan çıktı, Tanrıya tapan Titius Yustus adlı birinin evine gitti. Yustusun evi havranın bitişiğindeydi.
Uto duhne blagi južnjak i oni, misleći da bi mogli ostvariti naum, digoše sidro i zaploviše tik uz Kretu.
Güneyden hafif bir rüzgar esmeye başlayınca, bekledikleri anın geldiğini sanarak demir aldılar; Girit kıyısını yakından izleyerek ilerlemeye başladılar.
1.4151020050049s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?