Prijevod od "ta" na Turski

Prijevodi:

bu

Kako koristiti "ta" u rečenici:

Ne sviđa mi se ta žena.
Şu dişide hoşuma gitmeyen bir şey var.
Znače li vam nešto ta imena?
Bu isimler sana bir şey çağrıştırıyor mu?
Ta što koristi čovjeku steći sav svijet, a životu svojemu nauditi?
İnsan bütün dünyayı kazanıp da canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur?
Ne sviđa mi se ta ideja.
Bu bir emirdir. - Bu fikir hiç hoşuma gitmedi.
Ne sviđa mi se ta riječ.
Ooh, hayır, kulağa hiç de hoş gelmedi bu kelime.
Znaš li tko je ta žena?
Bu kadinin kim oldugunu biliyor musun?
Kad bismo predavali kako treba, ta materija može biti vrlo zanimljiva.
eğer düzgünce öğretilirse, çok da eğlenceli olabilir.
Kad Jahve bude prolazio da pobije Egipćane, zapazit će krv na nadvratniku i na oba dovratnika, pa će mimoići ta vrata i neće dopustiti da Zatornik uđe u vaše kuće da hara.
RAB Mısırlıları öldürmek için gelecek, kapılarınızın yan ve üst sövelerindeki kanı görünce üzerinden geçecek, ölüm saçanın evlerinize girip sizi öldürmesine izin vermeyecek.
Ako tko prinosi Jahvi žrtvu pričesnicu da izvrši kakav zavjet ili učini dragovoljan prinos, bilo od krupne ili sitne stoke, ta životinja, da bude primljena, mora biti bez mane; nikakve mane na njoj ne smije biti.
Kim gönülden verilen bir sunuyu ya da dilek adağını yerine getirmek için RABbe esenlik kurbanı olarak sığır veya davar sunmak isterse, kabul edilmesi için hayvan kusursuz olmalı. Hiçbir eksiği bulunmamalı.
Ta što je lakše? Reći uzetomu: 'Otpuštaju ti se grijesi' ili reći: 'Ustani, uzmi svoju postelju i hodi?'
‹‹Hangisi daha kolay, felçliye, ‹Günahların bağışlandı› demek mi, yoksa, ‹Kalk, şilteni topla, yürü› demek mi?
Ta što da čovjek dadne u zamjenu za život svoj?
İnsan kendi canına karşılık ne verebilir?
Ta što koristi čovjeku ako sav svijet zadobije, a sebe samoga izgubi ili sebi naudi?"
İnsan bütün dünyayı kazanıp da canını yitirirse, canından olursa, bunun kendisine ne yararı olur?
Ta možeš se osvjedočiti da nema više od dvanaest dana otkad uzađoh u Jeruzalem da se poklonim.
Sen kendin de öğrenebilirsin, tapınmak amacıyla Yeruşalime gidişimden bu yana sadece on iki gün geçti.
Ta ponestat će mi vremena, počnem li raspredati o Gideonu, Baraku, Samsonu, Jiftahu, Davidu, pa Samuelu i prorocima,
Gidyon, Barak, Şimşon, Yiftah, Davut, Samuel ve peygamberlerle ilgili olanları anlatsam, zaman yetmeyecek.
Ta još se do krvi ne oduprijeste u borbi protiv grijeha.
Günaha karşı verdiğiniz mücadelede henüz kanınızı akıtacak kadar direnmiş değilsiniz.
Ta gdje je zavist i svadljivost, ondje je nered i svako zlo djelo.
Çünkü nerede kıskançlık, bencillik varsa, orada karışıklık ve her tür kötülük vardır.
Ta nanovo ste rođeni, ne iz sjemena raspadljiva nego neraspadljiva: riječju Boga koji živi i ostaje.
Çünkü ölümlü değil, ölümsüz bir tohumdan, yani Tanrının diri ve kalıcı sözü aracılığıyla yeniden doğdunuz.
Ta po obećanju njegovu iščekujemo nova nebesa i zemlju novu, gdje pravednost prebiva.
Ama biz Tanrının vaadi uyarınca doğruluğun barınacağı yeni gökleri, yeni yeryüzünü bekliyoruz.
Hrama u gradu ne vidjeh. Ta Gospod, Bog, Svevladar, hram je njegov - i Jaganjac!
Kentte tapınak görmedim. Çünkü Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı ve Kuzu, kentin tapınağıdır.
4.7580349445343s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?