Prijevod od "svjetlom" na Turski


Kako koristiti "svjetlom" u rečenici:

Pa, možda će vam par sati provedenih u hladnoj ćeliji pod vrućim svjetlom pomoći da postanete suradljiviji.
Belki sıcak ışık altındaki soğuk bir hücrede birkaç saat geçirmek sizi biraz daha mutabık hâle getirebilir.
Uvijek trči slobodno pod blijedim svjetlom mjesečine.
Ay'ın soluk ışığında daima özgürce koşasın.
"Posljednjim će svjetlom Durindana..." "Obasjati ključanicu."
"Durin Günü'nün son ışığı anahtar deliğinde parlayacak."
Igra sa svjetlom tako da ih sakrijete ili uglata zrcala?
Onları aydınlatmak için özel ışıklar kullandınız veya açılı aynalar?
To je velika kutija s lijepim svjetlom koje se upali kad otvoriš vrata.
"Hani şu kapağını açınca bir sürü ışık saçan büyük kutu."
Kao onda u vrtiću kada si inzistirala da te dovedem kući sa zabave jer su sve ostale curice spavale s upaljenim svjetlom.
Tıpkı kreşteki gibi. Diğer kızlar gece lambasıyla uyuyor diye pijama partisinden gelip almamı istemiştin.
Policija me ima pod svjetlom iza kontejnera i nemam ništa na sebi osim curinih gaćica, ispovraćan sam po prsima i kažem im: "Možda sam popio dvije pive."
Ben çöp kutusunun arkasındayken polis cep fenerini bana tuttu bütün göğsüm kusmukla dolu, üzerimde kız arkadaşımın iç çamaşırı ve ona demiştim ki "Sadece iki bira içmiştim."
Oh, što je zbunjenost dolazi sa svjetlom.
Işıkla gelen o keşmekeşi boş verin,
Upoznao sam mnoge poznate osobe i samo određen tip ljudi može živjeti pod svjetlom reflektora.
Birçok ünlüyle tanıştım. Tek tip bir insan bu spot ışıklarının altında yaşayabilir.
"Krilati lešinar pokazuje put najvećim svjetlom po najmračnijem danu.
"Yol gösterir kanatlı akbaba en karanlık günde, en parlak ışıkla.
Curice, krali su mi kontrolu nad svjetlom, ali grupa će srediti to.
Işığın kontrolünü benden çalıyorlar. Ama grubumuz bunun çaresine bakacak.
Ili zna da ako si u kući pod svjetlom, ne možeš biti vani vrebajući u mraku u vrtu i plašeći ljude.
Ya da kadın evde ışıkta olduğunu bilirse dışarıdaki karanlık bahçeye gizlenerek insanları korkutamazsın.
U ovom primjeru, svaki električni impuls, svaki otklon od putanje, uzrokovan je kratkotrajnim pulsirajućim svjetlom,
Bu örnekte, her elektriksel impuls, izlerdeki her sapma, kısa süreli bir ışık çarpması sonucu oluşuyor.
Ovaj napaja energija vjetra. Rasvjeta je od žarulja s dnevnim svjetlom.
Bu, rüzgar tarafından çalıştırılmakta. Bütün ışıklar günışığı ampülleridir.
Kada ih obasjate svjetlom, možete vidjeti da se pjene.
uzerlerine isik tuttugumuda baloncuklar cikardiklarini goreceksiniz.
Postoje i drugi genetički trikovi koje možete iskoristiti kako biste dobili stanice koje se aktiviraju svjetlom.
Işıkla aktifleşen hücreler elde edebilmek için kurnazca oynayabileceğiniz başka genetik yollar da var.
I sada možete vidjeti, u samo deset minuta eksperimenta, da smo opremili mozak aktivirajući ovo područje svjetlom, kako bismo premostili ovo sjećanje na osjećaj straha.
Ve şu an görebilirsiniz, deneyin yalnızca 10. dakikasında, bu korku hafızası ifadesinin üstesinden gelebilmek için bu alanı ışıkla aktifleştirerek beyni donattık.
Dosad nismo vidjeli očite reakcije bilo kakve jačine na te molekule ili osvjetljenje mozga svjetlom.
Ve şimdiye kadar açık olarak bu moleküllere ya da beynin ışıkla aydınlatılmasına karşı herhangi bir güçlüğe dayalı aleni reaksiyonlar görmedik.
(Smijeh) Ali implikacije mogućnosti da se kontroliraju napadi epilepsije sa svjetlom, umjesto s lijekovima, i da se posebno ciljaju jest prvi korak.
(Kahkahalar) Ama bütün bunlar ilaç yerine ışık yoluyla epilepsi ya da felçlerin kontrol altına alınabileceğini gösteriyor ve belirli bir şekilde bunları hedefleyebilmek ilk adım.
Dakle, plavim svjetlom možemo provesti informacije i to je u obliku jedinice.
Yani mavi ışık ile bilgileri yürütebiliyoruz, ve bu bir 1 kodu.
Dakle, ako ga okrznete, bilo koje mjesto koje okrznete, će zasvjetliti plavo-zelenim svjetlom koje jednostavno oduzima dah.
Eğer ona çarpacak olursanız, herhangi bir noktasına çarptığınızda, şu göz kırpan mavi-yeşil ışığı elde edersiniz, tek kelimeyle nefes kesici.
Samo u slučaju ako mislite da svi žuti cvjetovi imaju ovo obilježje -- niti jedan cvijet nije oštečen tijekom ove snimke; samo je pričvršćen uz tronožac, nije ubijen -- onda pod ultraljubičastim svjetlom, pogledajte.
Tüm sarı çiçeklerin bu niteliğe sahip olduğunu düşünme ihtimalinize karşı - bu çekim sürecinde hiçbir çiçek zarar görmemiştir; sadece tripoda tutturulmuştur, öldürülmemiştir - sonra ultraviyole ışı altında, şuna bakın.
jer vani je bio mrak, a ona je bila obasjana fluorescentnim svjetlom i bila je kao na pozornici,
çünkü dışarıda hava karanlıktı ama arkasından floresan ışığı geliyordu, sahnedeymiş gibiydi,
Radila sam na konceptima poput elektroničke tetovaže, koja se proširuje dodirom, ili haljina koje bi zarumenile ili zadrhtale pod svjetlom.
Dokunmayla çalışan elektronik dövme veya ışıkla kızaran ya da dalgalanan giysiler gibi konseptlerde çalıştım.
Odvele su me niz usko stubište koje je vodilo u prljav podrum osvijetljen slabim fluorescentnim svjetlom.
Beni dar sonu pis, cılız yanan lambayla aydınlatılmış bodruma çıkan merdivenlere yönelttiler.
Ali ono što vidite ovdje jest prvi štakor biva informiran svjetlom koje će se pojaviti na lijevoj strani kaveza da mora pritisnuti lijevi kavez kako bi u biti dobio nagradu.
Burada gördüğünüz, ilk fare kafesin solunda yanacak olan ışıkla bilgilendiriliyor. Ödül almak için kafesin soluna baskı yapması gerekiyor.
I okruženi smo prirodnim svjetlom i organskim elementima.
Ve etrafımız doğal ışık ve organik unsurlarla çevrili.
Ona bljeskaju, svjetlucaju i sjaje svojim vlastitim živim svjetlom.
Çakar, parlar ve ışıldarlar kendi yaşam ışıklarıyla.
Lijevo imamo dvije identične pločice, jednu u tamnom, a drugu u svjetlom okruženju.
İki eş karomuz var, biri solda, ve koyu ortamda, diğeri açık ortamda.
A ipak jedna je i dalje u tamnom, a druga u svjetlom okruženju.
Ama yine biri koyu ortamda, diğeri açık ortamda.
S druge strane, desno je informacija koja je dosljedna s dvjema pločicama pod istim svjetlom.
Diğer yandan sağdaki şu iki çizgiden gelen bilgi, bunların aynı ışık altında olmasından dolayı tutarlı.
Ako se nalaze pod istim svjetlom, reflektirajući istu količinu svjetla na vaše oko, onda moraju imati jednaku refleksiju.
Eğer aynı ışık altındalarsa, gözünüze aynı miktar ışık yansıtırlar, öyleyse bu açıdan eşitler.
Ali plavi cvjetovi pod zelenim svjetlom.
Ama bunlar yeşil ışık altında mavi renkte görünen çiçekler.
Tražimo fotografije koje sjaje beskompromisnim svjetlom na ključna pitanja, fotografije koje prijelaze granice, nadilaze religije, fotografije koje nas izazivaju da iskoračimo i učinimo nešto, drugim riječima, da djelujemo.
Biz, önemli sorunlara korkmadan ışık tutan parlak görüntüler arıyoruz, sınırları aşan görüntüler, dinleri aşan görüntüler, bizi harekete geçip bir şeyler yapmamız için kışkırtan görüntüler arıyoruz.
Ali ne vidite li ironiju u činjenici da, da biste osvjetlili s tim svjetlom, sami morate tajiti svoje izvore?
Ama şu ironik olan da bu ışığı tutabilmek için aslında senin, kendi kaynaklarının çevresinde bir çeşit gizlilik yaratmak zorunda olduğun gerçeği.
Led Antarktike svijetli sa svjetlom, tako sjajnim, da zasljepljuje nezaštićeno oko.
Antarktika'nın buzu büyüleyici bir ışık ile parıldıyor, korunmayan gözleri kör ediyor.
Rani istraživači su utrljavali kokaina u oči kako bi potisnuli bol izazvanu svjetlom.
İlk kaşifler bu acıyı yok etmek için gözlerine kokain sürüyordu.
Evoluirali smo kao vrsta blizu ekvatora, tako da smo jako dobro opremljeni Za nositi se s 12 satnim dnevnim svjetlom i 12 sati tame.
Bizler ekvatora yakın türler gibi geliştik böylece 12 saat gün ışığıyla ve 12 saat karanlıkla başetmekte donanımımız çok iyi.
0.40633797645569s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?