Prijevod od "seksualno" na Turski


Kako koristiti "seksualno" u rečenici:

Vjerojatno bi mogao tužiti ovu cijelu korporaciju sada za seksualno zlostavljanje.
Hemen şimdi bu şirketi cinsel taciz yüzünden dava edebilirim.
Seksualno su napadali i prijetili oružjem članovima naše družine.
Silah zoruyla grubumuzdan iki kişiyi taciz ettiler.
On isto tako misli da joj je dao povoda... da traži seksualno zadovoljstvo negdje drugdje, ali ne zna kako je to učinio.
Cinselliği başka yerlerde aramasına... kendisinin sebep olabileceğini düşünüyor, fakat buna neden gösterememişti.
Ulazak bez naloga za pretragu, uništavanje imovine, palikućstvo, seksualno uznemiravanje sa kamenim penisom?
Mülke zarar vermek, kundakçılık, beton bir yapay penisle cinsel saldırı?
Mislite li da Jack Crawford seksualno žudi za vama?
Sence Crawford seni cinsel açıdan arzuluyor mu?
Možda ima još jednu ženu sa strane, a ti mu se sviđaš, ali ona mu je seksualno privlačna.
Belki yedeğinde bir kadın daha vardır sen... senden hoşlanıyordur, ama cinsel olarak onu çekici buluyordur.
"Brightsize's apparel", 8 tužbi za seksualno zlostavljanje u zadnje 2 godine.
Brightsize Tekstil son iki yılda aleyhlerine sekiz adet cinsel taciz davası açılmış.
Pa planiram se mnogo ljubiti, i seksualno općiti. Stvarno bi mi pomogao.
Çok fazla öpüşmeyi planlıyorum ve zina yapmayı, yani bana gerçekten yardım etmiş olursun.
Izjasniš se krivim za nezakonito seksualno ponašanje, i optužba za silovanje maloljetnice nestaje.
Bu iş, kolay olmalı. Yasadışı ilişki yaşadığını itiraf edersen tecavüz suçlaması da düşer.
Dakle, poslali bi nas među maloljetničko seksualno roblje?
Yani bizi bir çeşit çocuk seks işçisi olarak kullanmayı düşündüğünüzü mü söylüyorsunuz efendim?
Grupica seksualno isfrustriranih domaćica, sićušnih umova i povelikih stražnjica.
Bir grup cinsel olarak hayal kırıklığına uğramış ev kadını minik zihinleri ve hacimli kıçları ile.
Pustila sam prilično intenzivnu vibru, znate seksualno.
Bilirsin, cinsel olarak bayağı yoğun titreşimler yolladım.
Tu ide moje šanse za seksualno uznemiravani.
Taciz edilme şansım da ortadan kalktı.
Činilo inteligentna, vrsta samotnjak, možda malo seksualno neiskusna, kao što sam bih ga naučiti stvar ili dvije.
Zeki görünüyordu, yalnızlığı seviyor sanki. Cinsel olarak da tecrübesiz gibi geldi. Birkaç şey öğretmem gerekirdi yani.
Pročitao sam članak prije neki dan gdje je pisalo da, iako američki tinejdžeri nisu seksualno najaktivniji, mi imamo najveći postotak tinejdžerskih trudnoća.
Geçen gün gazetede bir haber okudum, Amerikalı gençler cinsel açıdan en aktif olanlar değilse de, gençlerde hamile kalma oranı en yüksek ülke bizmişiz.
Moje prvo seksualno zlostavljanje doživio sam u sedmoj godini.
İlk kez 7 yaşımdayken cinsel istismara uğradım.
Ja zaista ne bih, znate, on je obučen i seksualno frustriran.
Ben kıpırdamazdım. Kendisi eğitimli ve cinsel açıdan kızgın.
Svatko tko radi ovdje samo uzeo seksualno uznemiravanje seminar... to je stvar odgovornosti... a onda su potpisali obrazac priznajući da su otišli.
Burada çalışan herkes yakın zamanda cinsel istismar semineri aldı. Yapılmakla yükümlü olunan bir şey. Seminere katıldıklarını gösteren bir form imzaladılar.
Prirodna selekcija također objašnjava zadovoljstva -- seksualno zadovoljstvo, naše uživanje u slatkišima, masnoći i proteinima, koji opet objašnjavaju puno popularne hrane, od zrelog voća do čokoladnih sladova i rebarca na roštilju.
Doğal seçilim ayrıca seksüel zevk ve bizim tatlıya, yağa ve proteinlere karşı olan beğenimiz gibi zevkleri de açıklar ki, bu da; neden taze meyveli, çikolatalı milkshakeler'in ve mangal yapılmış pirzolaların popüler olduğunu açıklar.
Za vrijeme osnovnog treninga, bila je seksualno napadnuta nakon čega je koorganizirala grupu nazvanu 'Mreža za podršku žena u službi'.
Acemi birliğinde cinsel saldırıya uğradı ve Asker Kadınların Eylem Ağı adında bir grubun kurulmasına yardım etti.
Ali kako ih atraktivnima smatrate, koliko ste seksualno ili romatnično uzbuđeni njima uvelike ovisi o tome koga mislite da gledate.
Ancak onları ne kadar çekici bulduğunuz, onlar tarafından seksüel ya da romantik açıdan ne kadar etkilenmiş olduğunuz esasında sizin kime baktığınıza bağlıdır.
"Istraživanje opisuje ženu sa Capgrasovim sindromom koja se žalila na svog loše obdarenog i seksualno neadekvatnog ljubavnika."
olmadığını ve seksüel bakımdan uygunsuz olduğunu söylediği aşığından yakınan Capgras sendromlu bir kadın tanımlamıştır."
Proučavali smo seksualno zlostavljane žene i oko polovica njih ne otpušta oksitocin prilikom stimulacije.
Bu sebeple cinsel istismara uğraşmış kadınlar üzerinde çalıştık ve yaklaşık yarısını uyaran karşısında oksitosin salgılamadığını gördük.
Želim da seksualno zlostavljanje i iskorištavanje u školama prestane.“
Cinsel tacizin ve okullardaki istismarın sona ermesini diliyorum"
Nedavno je New York Times objavio da se između 100.000 i 300.000 američke djece proda u seksualno ropstvo svake godine.
Son zamanlarda, New York Times her yıl 100.000 ile 300.000 arasında Amerikalı çocuğun seks kölesi olarak satıldığının haberini verdi.
A baš sam bio pogledao film ''Fatalna nesreća" u kojem ljude seksualno uzbuđuje zalijetanje autom u zid.
'Crash' adında bir film izlemiştim, filmde insanlar arabaları duvara çarpmaktan haz alıyorlardı.
Ali onog trenutka kad se zaljubite, postajete iznimno seksualno posesivni prema njima.
Ama aşık olduğunuz vakit, onu cinsel anlamda aşırı derecede sahiplenirsiniz.
Ali glavne značajke romantične ljubavi su žudnje: snažna žudnja da budemo s tom osobom, ne samo seksualno, nego i emocionalno.
Ama aşkın ana özelliği, yoksunluk çekmek: Bir kişinin beraberliğinin - sadece cinsel değil, duygusal da - yoğun yoksunluğu.
I žene su bile smatrane ekonomski, društveno i seksualno jednako moćne kao i muškarci.
Kadınlar, ekonomik, sosyal ve cinsel yönden erkekler kadar güçlü kabul ediliyordu.
Jedna od pet žena u Americi kaže da je tijekom života bila seksualno napastovana.
Amerika'da her beş kadından biri hayatlarının bir kısmında cinsel saldırıya uğruyor.
Ne mora to nužno biti seksualno, ali da vas jako privlači.
cinsel olarak etkilenmiş değil, kendiğilinden, ama çoğunlukla cezbedilmiş.
Optužila je svoju majku za seksualno zlostavljanje utemeljeno na potisnutom sjećanju.
Kız annesini bastırılmış bir anıya dayanarak cinsel istismarla suçlamaktaydı.
Hvala Bogu, jer biste inače svi bili seksualno uzbuđeni kada vidite svoju majku.
Tanrıya şükürler olsun, yoksa annemizi her gördüğümüzde cinsel yönden uyarılırdık.
A onda se dogodi da vas nešto udari u glavu, ošteti vam moždanu koru, i omogući da svi latentni porivi izrone, buknu na površinu, te iznenada i neobjašnjivo zateknete sebe kako vas seksualno uzbuđuje vlastita majka.
Ve sonrasında olan ise kortekse hasar veren, bu gizli cinsel dürtüleri serbest bırakan, su üstüne çıkaran bir darbe ve aniden açıklanamaz bir şekilde kendini annene karşı cinsel istek duyarken buluyorsun.
Pa kažete sebi, "Bože, ako je to moja mama, kako to da me seksualno privlači?
Diyorsun ki, "Aman tanrım, eğer bu benim annemse, nasıl olur da ben cinsel olarak uyarılırım?
Toxo može zaraziti sisavce, širok raspon sisavaca, ali se može seksualno razmnožavati jedino u mački.
Toxo memelileri enfekte eder; çok farklı memeli türlerine geçer ama sadece kedinin içinde üreyebilir.
ACE. Ta iskustva uključuju fizičko, emocionalno i seksualno zlostavljanje; fizičko ili emocionalno zanemarivanje; duševna bolest roditelja, ovisnost, zatvorski staž; odvajanje roditelja ili razvod; nasilje u obitelji.
Bunların içinde şunlar var: Fiziksel, duygusal ve cinsel istismar, fiziksel ya da duygusal ihmal, ebeveynsel akıl hastalığı, madde bağımlılığı, hapsedilme, ebeveyn ayrılığı veya boşanması ya da aile içi şiddet.
U Boliviji, na primjer, ako čovjek seksualno napadne siromašno dijete, statistički, viši mu je rizik smrti od pokliznuća tijekom tuširanja nego da će ikada ići u zatvor radi tog zločina.
Bolivya'da, mesela, bir adam fakir bir çocuğa cinsel saldırıda bulunsa istatistiklere göre, duşta kayıp düşmesi bu suçtan ceza almasından daha mümkün.
a partneri koji su bili seksualno ravnodušni odjednom postanu prepuni požude za koju ne znaju odakle dolazi.
Ve, cinsel olarak ilgisiz olan çiftler, birden kendilerini öyle arzuyla aç bulurlar ki, bunun nerden geldiğini bilmezler.
Možemo promijeniti program kada serija prikazuje seksualno nasilje nad ženama kao zabavu, Igra prijestolja.
Bir televizyon programı, Game of Thrones (Taht Oyunları), kadınlara karşı cinsel şiddeti spor gibi gösterdiği zaman kanalı değiştirebiliriz.
U tim kampovima, uči vas se kako seksualno zadovoljiti muškarca.
Bu hazırlık kamplarında, size, bir erkeğe nasıl zevk vereceğiniz öğretiliyor.
Jedna od pet žena i jedan od 13 muškaraca, biti će seksualno napadnuti u jednom trenutku za vrijeme njihova studiranja u SAD-u.
diye düşündü. ABD'de her beş kadından ve on üç erkekten biri üniversite eğitimleri süresince cinsel saldırıya uğruyor.
Druženje, seksualno ponašanje, i droga samo su neki od primjera stvari i iskustava koji također aktiviraju sustav nagrađivanja.
Sosyalleşme, cinsel davranış ve ilaçlar da ödül mekanizmasını aktifleştiren birkaç farklı örnek.
(Smijeh) Ali -- i ako ste u nepovoljnoj situaciji, više seksualno prenosivih bolesti, može biti 1 naprema 100.
(Kahkahalar) Ama-- eğer dezavantajlı bir durumdaysanız, cinsel yolla bulaşan bir hastalığınız varsa, oran 1/100
0.56498599052429s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?