Vjerujem da otimaju crnce, peru im mozak i tjeraju ih da rade za njih kao seksualni robovi i slična sranja.
Bence bu insanlar siyahları kaçırıyor beyinlerini yıkayıp seks kölesi tarzı boktan işler yaptırıyorlar.
Seksualni apetit njenog dečka ju je sve više iscrpljivao.
Erkek arkadaşının cinsel iştahı, onu çok yoruyordu.
Ali imaj na umu da ti o meni ovisi i isplata plaće i seksualni život.
Ama unutma, maaşın ve seks hayatın benim elimde.
Rekla je da su oboje budni cijelu noć, da su iscrpljeni, djeca su im oduzela svaki seksualni nagon koji su imali.
Gece defalarca uyandıklarını, yorgunluktan öldüklerini, çocukların, bütün sevişme arzusunu yok ettiklerini söylüyor.
Charlotte je uspjela uključiti sebe u Treyov seksualni život.
Onu ararsam benim yanımda olacak mısın?
Za tinejdžere, seksualni odnosi mogu biti opasni.
Cinsel ilişki gençler için tehlikeli olabilir.
Nije nastran, alkoholičar, radoholičar, pervertit ili megaloman, već potpuni seksualni bog i odvjetnik za ljudska prava.
Avanak, alkolik, işkolik, sapık ya da megalomanyak değil, tam bir seks tanrısı ve insan hakları avukatı.
Tvoj seksualni život se mene ne tiče.
Senin seks hayatın beni ilgilendirmiyor. Hem de hiç.
Poznavao sam mladića... koji je imao seksualni odnos s pitom od jabuka.
Bir zamanlar bir delikanlı tanırdım. Elmalı pastayla cinsel ilişkiye girmişti.
Čujem da čini da se ljudi osećaju zdravijim... i poboljšava im seksualni život.
İnsanların daha sağlıklı hissetmesini sağlıyor. Seks yaşamını geliştiriyor.
Ja sam zdrava k'o konj, i nemam nikakav seksualni život, tako da... možeš da je zadržiš.
Ben bir at kadar sağlıklıyım. Seks yaşamım da yok, yani sende kalabilir.
Mislim, sranje, sada šerif Dearborne misli da sam nekakav seksualni manijak.
Yani, şimdi Şerif Dearborme benim bir tür seks manyağı olduğumu düşünüyor.
Da li ste znali da su obe imale seksualni kontakt sa vampirima?
İki kurbanın da vampirlerle ilişkisi olduğundan haberiniz var mıydı?
Ja nisam imao seksualni odnos s tom ženom, gospođicom Lewinsky.
O kadınla cinsel ilişki kurmadım,... Bayan Lewinsky ile.
To samo pokazuje da nikad ne možeš znati kakav je nečiji seksualni život na osnovu nečijeg izgleda.
Sana göstermek istedim. - Neyi? Dışarıdan bakıldığında, cinsel hayatları hakkında yorumda bulunmak güç.
To je bio seksualni priručnik, očito ga je napisao u 19. stoljeću neki svećenik.
Bazı papazlarca 19. yüzyılda yazılan bir seks kitabıydı.
Kada je imala svoj prvi seksualni odnos, nisam bila tu.
İlk cinsel ilişkisini yaşadığında da yanında değildim.
Ova su djeca mučena, silovana, prodavana kao seksualni robovi... i tjerana na sudjelovanje u ritualnim ubojstvima od strane LRA-ovih zapovjednika.
Bu çocuklara işkence yapıldı, tecavüz edildi, seks kölesi olarak satıldılar ve LRA komandoları tarafından cinayet ayinlerine katılmaya zorlandılar.
Zamišljaš nasilni seksualni odnos između nas dvoje u besmislenom pokušaju da me šokiraš.
Beni şok etmek için boş bir girişimle ikimizin şiddetli cinsel ilişkisini hayal ediyorsun.
Jim, dobra je stvar što si pronašao ženu koja ima seksualni nagon obožavateljica.
Bir düzine ünlü avcısı kadar seks dürtüsü olan bir kadın bulman harika bir şey.
Ja sam samo običan seksualni terapeut.
Mark, ben sıradan bir seks terapistiyim.
Nikada neću imati seksualni odnos ni sa Šeril ni sa jednom drugom.
Cheryl ya da başka bir kadınla asla cinsel ilişkiye giremeyeceğim.
Pa, rekao sam "Moja" još na Božićnjoj zabavi kada je profesor Rotman pokušao da ima seksualni odnos sa kutijom dječjih igračaka.
Ben yılbaşı partisinde, Profesör Rothman oyuncak kutusuyla sevişmeye çalıştığı zaman "benim" demiştim.
Zatim, u trenutku slabosti intimni seksualni nagon je postao nešto mnogo realnije.
Sonra zayıf bir anınızda cinsel gerginliğiniz aniden gerçeğe dönüştü.
Da, nema više toga, samo seksualni odnosi.
Evet, artık porno yok, sadece cinsel ilişki var.
Pomalo čudan način da se začini naš seksualni život, zar ne?
Bu bizim cinsel yaşam tecrübemiz için garip bir yol, değil mi?
Porazgovarajmo zašto me stalno uplićeš u svoj seksualni život.
Neden beni sürekli seks hayatına dahil ettiğini konuşalım.
Seksualni prijestupnik,, ali je zapravo dobar dečko.
Seks suçlusu, ama aslında hoş bir adam.
A taj te incident, seksualni prijestup, doveo do gubitka posla, doma, obitelji i u konačnici, doveo te do želje za samoubojstvom.
Bu talihsiz olaylar, bu cinsel suçlamalar işini, evini, aileni kaybetmene sebep oldu. Ve son olarakta seni intiharın eşiğine getirdi. - Bu doğru, Penny.
A ne obnaženi dvodimenzionalni seksualni objekt kakav nudi Hollywood.
Hollywood'un bize sunduğu kısa şortlu, yüzeysel, seks objesi olan seni değil.
Učite svoju djecu evoluciji na satovima biologije i uskoro će se drogirat, postat će kriminalci i seksualni pre-verznjaci.
"Çocuklarınıza fen derslerinde evrim teorisini öğretirseniz ilerde uyuşturuya, hırsızlığa ve cinsel sapkınlığa yönelirler".
Prvi je seksualni nagon: koji teži spolnom zadovoljenju.
Biri seks dürtüsü: Cinsel tatmin arzusu.
Mislim da je seksualni nagon evoluirao da vas potakne u potragu za širokim rasponom partnera.
Seks dürtüsünün, etrafta gezinip değişik değişik eşler aramak için evrimleştiğini düşünüyorum.
Kako rastete, moždana kora se razvija, i inhibiraju se latentni seksualni porivi prema vašoj majci.
Sonradan büyüdükçe korteks gelişir ve anneye yönelik bu gizli cinsel dürtüyü engeller.
Ti dječaci su često oteti ili kupljeni od svojih siromašnih roditelja, i stvaljeni da rade kao seksualni robovi.
Bu oğlanlar genellikle fakir ailelerden satın alınıyor ya da alıkonuluyorlar ve seks köleleri olarak çalıştırılıyorlar.
Odveden je u drugu provinciju, gdje je prisiljen raditi kao seksualni rob za gospodara rata i njegove prijatelje.
Aşiret ağası ve arkadaşları için seks kölesi olarak çalışmaya zorlandığı başka bir vilayete götürülmüş.
Jesam li spomenula da je seksualni kanabalizam uobičajen među kukcima?
Bunun yanında böcekler arasında seksüel yamyamlığın yaygınlığına değinmiş miydim?
Ne seksualni nagon – seksualni nagon vas tjera da tražite široki raspon partnera.
Seks güdüsü değil. Seks güdüsü sizi dışarı partner aramaya çıkartır.
Rekao je to svom liječniku, koji je to objavio u kanadskom medicinskom časopisu s naslovom „Seksualni odnos kao mogući lijek za nezaustavljivo štucanje.“
Doktoruna durumu anlattı, doktoru da Kanada'da bir tıp bülteninde, "İnatçı Hıçkırıkların Potansiyel Tedavisi Olarak Cinsel İlişki" adıyla bir olgu sunumu yayınladı.
Ali ispalo je kako se muškarci prijavljuju, jer čuju od svojih cura kako one to preferiraju, a muškarci također vjeruju kako im to poboljšava seksualni život.
Ama aslında erkekler bunu istiyorlar, çünkü kızarkadaşlarının bunu tercih ettiklerini öğreniyorlar, kendileri de ayrıca cinsel yaşamlarını iyileştirdiğini düşünüyorlar.
0.68818712234497s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Bence bu insanlar siyahları kaçırıyor beyinlerini yıkayıp seks kölesi tarzı boktan işler yaptırıyorlar. 