Žele dobro, ali ne znaju kroz što prolaze obični ljudi.
Niyetleri iyi olsa da gerçek insanların neler çektiğinden haberleri yok.
Ljudi ostavljaju više od otisaka dok prolaze kroz život.
İnsanlar hayatları boyunca, arkalarında ayak izlerinden fazlasını bırakırlar.
Porter je provjerio sve moguće prolaze.
Porter geçebileceğimiz her geçişi kontrol etti.
Amelia je napravila ove prolaze prije nekoliko stoljeća.
Asırlar önce, Amelia bu geçitleri yaptırmıştı.
Možeš učiti dok ti navijačice prolaze prstima kroz kosu?
Amigo kızlar etraftayken rahat ders çalışılıyor mu?
Ne želim da one prolaze kroz to.
O kızların da bunu yaşamalarını istemiyorum.
Samo demoni i duhovi prolaze kroz Mračnu šumu, što ste vi?
Sadece iblisler ve ruhlar Karanlık Orman'ı geçer, siz hangisisiniz?
Je li do mene ili te suknje više ni kod koga ne prolaze?
Bana mı öyle geldi yoksa o etekler artık işe yaramıyor mu?
Samo je nekolicina vidjela tajanstvene prolaze.
Gizemli geçitleri çok az kişi biliyordur.
Postoji niz razloga iz kojih njihove poruke možda ne prolaze.
İletişimin gerçekleşmemesinin pek çok nedeni olabilir.
Prema vašem iskustvu, kako banke prolaze s revolucionarima?
Tecrübelerinize dayanarak, bankacılar devrimcilerin üstesinden nasıl geliyor?
A taj trenutak je upravo sada, i ti se trenuci odbrojavaju, i ti trenuci uvijek, uvijek brzo prolaze.
Ve o an hemen şimdi, ve o anlar geriye sayıyor, ve o anlar sürekli sürekli, sürekli, kaçıp gidiyor.
Sad smo na kauču, gledamo kroz prozor automobile koji prolaze.
Şimdi koltuktayız, camdan dışarıdan geçen arabalara bakıyoruz.
I milijuni i milijuni učenika prolaze te testove svake godine.
Ve bu testlere giren milyonlarca öğrenci var.
Došao je kući poslije trčanja jednog dana i rekao, "Tata, kroz noge mi prolaze trnci."
Ve bir gün koşudan eve geldi ve "Baba, ayaklarım karıncalanıyor."
Znate, mislim da će biti nekih prezentacija koje će ići iznad moje glave, ali oni koncepti koji najviše zapanjuju su oni koji prolaze točno ispod mojih nogu.
Biliyorsunuz, sanırım kafamdan geçen bazı sunumlar olabilir, ama en muhteşem kavramlar tam ayağımın altından geçenler.
Umjesto da ih pokušate dokučiti, zamoliti ću vas na trenutak da uzmete u obzir intuicije i osnovne instinkte koji prolaze kroz vašu glavu i vaše srce kada ih gledate.
Bunları çözmeyi denemek yerine, sizden bir dakikalığına onlara baktığınızda aklınızdan ve kalbinizden geçen sezgiler ve içgüdülerini düşünmenizi isteyeceğim.
I problem je taj, naravno, da ovi ne prolaze samo kroz tržište.
Ve işin esprisi tabii ki sadece borsada ilerlemiyolar.
I sva ova prazna područja su područja kroz koja prolaze snopovi, poveznice.
Tüm bu boş alanlar içinden kabloların geçtiği alanlardır.
I opet, imate milijardi stanica koje prolaze kroz taj proces upravo sada unutar vas.
Ve yine, içinizde şu anda bu süreçten geçen milyarlarca hücre var.
To su stvari koje prolaze kroz glavu ove druge mlade djevojke – nisam uspjela, nisam uspjela, nisam uspjela.
Diğer genç kadınların aklından geçen düşünce buydu: başaramdım, başaramadım, başaramadım.
I tako dovedemo ljude u laboratorij, i oni ponavljaju poze visoke i niske moći, te prolaze kroz jako stresan intervju za posao.
Tamam mı? İnsanları labaratuara getirdik, yeniden düşük veya yüksek güç duruşlarını yaptılar ve çok stresli bir iş görüşmesi aşamasından geçtiler.
Nemam ništa protiv ljudi koji ih uzimaju kratkoročno, dok prolaze kroz nešto strašno.
Gerçekten korkunç bir olayı atlatmaya çalışıp da kısa süre boyunca kullanan insanlara diyecek sözüm yok
Jedan od problema je taj što kako dani, tjedni i mjeseci prolaze, čini mi se kako se vrijeme počinje mutiti i miješati jedno u drugo i, znate, to mi se nije sviđalo, a vizualizacija je način pokretanja sjećanja.
Meselelerden biri günler ve haftalar geçtikçe zaman bulanıklaşmaya başlıyor ve birbirine karışıyor. ve, biliyorsunuz, bundan nefret ediyordum ve görsellik belleği tetiklemenin yolu.
Arapske države prolaze kroz goleme promjene, a žene se suočavaju s vrlo ozbiljnim problemima.
Arap devletleri çok büyük bir değişimden geçiyor ve kadınların karşı karşıya kaldığı mücadeleler çok yıpratıcı.
Vodi se tisuće razgovora mobilnim telefonom koji trenutno prolaze kroz vas, i krajnje ste slijepi za njih.
Şu an vücudunuzdan geçen binlerce telefon konuşması var ve siz hiçbirini fark etmiyorsunuz.
Htjeli smo im pokazati da je cijeli svijet na njihovoj strani dok prolaze kroz ovo iznimno osobno iskustvo,
Bu derin kişisel deneyim başlarından geçerken onlara bütün dünyanın yanlarında olduğunu göstermek istiyorduk.
Godine prolaze i pisanje se ne događa samo od sebe, kao što vam pokušavam ovdje prikazati.
Yıllar geçer, tabi ki, ve yazı, birden bire oluşmaz, bunu size burda TED'de aktarmaya çalıştığım gibi.
Ali ih ne osjećate, jer je slaba sila ispravno nazvana -- vrlo kratkog dometa i vrlo slaba, tako da samo prolaze kroz vas.
Ama onları hissetmiyorsunuz, çünkü zayıf kuvvet doğru adlandırılmış. Çok kısa bir aralıkta ve çok zayıf, böylece sizden geçip gidiyorlar.
Možemo obaviti višestruke prolaze kroz taj isti ulaz.
Aynı girişten pek çok geçiş yapabiliriz.
Idemo. Možete li vidjeti, kako godine prolaze, preživljavanje djece se povećava?
Yıllar geçtikçe, daha çok çocuk hayatta kalabiliyor.
Gideon pođe putem kojim prolaze oni što žive pod šatorima, istočno od Nobaha i Jogbohe, te potuče vojsku kad stajaše bezbrižna.
Gidyon Novah ve Yogbohanın doğusundan, göçebelerin yolundan geçerek düşman ordugahına saldırdı. Adamlar hazırlıksız yakalandılar.
Pridošlice smo pred tobom, naseljenici kao svi naši očevi; naši dani na zemlji prolaze kao sjena i nema nade.
Senin önünde garibiz, yabancıyız atalarımız gibi. Yeryüzündeki günlerimiz bir gölge gibidir, kalıcı değildir.
U kamenu prokopava prolaze, oko mu sve dragocjeno opaža.
Kayaların içinden tüneller açar, Gözleri değerli ne varsa görür.
Zaglave za tren, usred gluhe noći: komešaju se narodi, prolaze; ni od čije ruke moćni padaju.
Gece yarısı bir anda ölürler, Herkes sarsılır, ölüp gider, Güçlüler de insan eli değmeden alınıp götürülür.
(80:13) Zašto si mu srušio ogradu da ga beru svi što putem prolaze,
Niçin yıktın bağın duvarlarını? Yoldan geçen herkes üzümünü koparıyor,
(84:7) Prolaze li suhom dolinom, u izvor je vode promeću i prva je kiša u blagoslov odijeva.
Baka Vadisinden geçerken, Pınar başına çevirirler orayı, İlk yağmurlar orayı berekete boğar.
Zbroj naše dobi sedamdeset je godina, ako smo snažni, i osamdeset; a većina od njih muka je i ništavost: jer prolaze brzo i mi letimo odavle.
Ömrümüz yetmiş yıl sürüyor, Bilemedin seksen, o da sağlıklıysak; En güzel yıllar da zahmetle, kederle geçiyor, Çabucak bitiyor, uçup gidiyoruz.
Onud prolaze nemani, Levijatan kojeg stvori da se igra u njemu.
Orada gemiler dolaşır, İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.
Nisi li ti isušila more, vodu velikog bezdana, i od dubine morske put načinila da njime prolaze otkupljeni?
Denizi, engin suların derinliklerini kurutan, Kurtulanların geçmesi için Denizin derinliklerini yola çeviren sen değil miydin?
Nad tobom plješću rukama svi koji putem prolaze, zvižde i vrte glavom zbog Kćeri jeruzalemske: "Je li to grad na glasu ljepotom, radost svemu svijetu?"
Yoldan geçen herkes el çırparak seninle alay ediyor, Yeruşalim kızına baş sallayıp ıslık çalarak, ‹‹Bütün dünyanın sevinci, güzellik simgesi dedikleri kent bu mu?›› diyorlar.
"Sine čovječji, kakve su vam to priče o zemlji Izraelovoj? Govori se: 'Gle, prolaze dani, a od proroštva ništa!'
‹‹İnsanoğlu, İsrailde yaygın olan, ‹Günler geçiyor, her görüm boşa çıkıyor› deyişinin anlamı nedir?
Izabrat će ljude da neprestano prolaze zemljom pa da s prolaznicima pokapaju one koji preostaše po zemlji, da je tako očiste.
‹‹ ‹Ülkeyi arındırmak için adamlar görevlendirilecek. Bazıları ülkeyi sürekli dolaşacak, öbürleriyse yerde kalan cesetleri gömecekler. Yedi aylık süre bitince, araştırma işine başlayacaklar.
0.79710412025452s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?