Ponekad ne mogu pomoci, ali strahuju da sa mnom nema, nema tko bi zaštitio svoj dom, od ljudi poput gospodina Rory.
Bazen elimde olmadan, ben gittikten sonra evimi Bay Rory gibilerden koruyacak kimse kalmamış olması canımı sıkıyor.
No, nema veze... jer, dobra vijest je, sto mislim da ti mogu pomoci.
Ancak... iyi haber şu ki, sanırım sana yardım edebilirim.
Možda bi ti netko trebao pomoci s tim.
Belki de sana yardımcı olacak birilerini bulmalısın.
Z vaIa sam i ostaviIa poruku okružnom odjeIu hitne pomoci.
Bölge ambulans servisini arayıp mesaj bıraktım.
postoji nesto sto bi trebali pronaci -- nesto sto ce nam pomoci da otvorimo ono.
Bulmamız gereken bir şey var. Kapağı açmamıza yardımcı olacak bir şey.
PA, KONRADE, COVECE, MOZEŠ LI MI POMOCI SA MALO?
Çok hoş. Conrad, abi, beni biraz görür müsün?
Pokusavam ti pomoci da oboris Lex Luthora.
Lex Luthor'ı mahvetmen için sana yardım etmeye çalışıyorum.
Njegovi prijatelji su govorili o njegovoj dobroti, smijehu, milostivosti, njegovoj pomoci i suosjecanju prema svima oko njega, ali njegova najveca Ijubav je prema njegovoj obitelji.
Arkadaşları onun iyiliği ile ilgili konuştular. Gülüşü, yüceliği, yardımseverliği ve etrafındaki herkesi düşünmesi. Ama o en çok kendisini ailesine adamıştı.
Mogu li ti pomoci oko necega?
Yardımcı olabileceğim bir konu var mı?
Dragi Alex Rover, siguran sam da ce Jacku biti drago pomoci ti sa tvojom novom avanturom.
Sevgili Alex Rover, eminim Jack sana yeni maceranda yardım etmekten mutluluk duyacaktır.
Dragi Alex Rover, siguran sam da bi ti Jack volio pomoci sa tvojom novom avanturom.
"Sevgili Alex Rover... "Eminim Jack sana yeni maceranda yardım etmekten mutluluk duyacaktır.
Imajuci u vidu ono sto si nam napravio, to sto sam te nasla ce mi pomoci da se vratim.
Bize yaptıklarına bakarsak, seni bulmak uzun zaman alacak.
Da, Tim je bio od velike pomoci kada smo dosli do ideje sa lampama.
Evet, lamba fikrini bulduğumuzda Tim bize gerçekten çok yardımcı oldu.
Treba mi malo pomoci a Barry kaže da ste vi covjek za to.
Benim biraz yardıma ihtiyacım vardı Barry de dedi ki siz tam bu işin adamıymışsınız.
Pitam Paula Zaru kako njegovo otpuštanje može pomoci kampanji.
Paul Zara'ya, kovulmasının valinin adaylığına nasıl bir yararı olacağını sordum.
Volio bih da sam mogao više pomoci, Merline.
Daha çok faydam dokunsun isterdim Merlin.
I dok stojim tamo, policajac me pita a ja mu kažem: ne mogu vam pomoci, jer nikad nisam vidio njegove privatne dijelove.
O zaman orada durur şey derim... "Üzgünüm, Memur bey, yardımcı olamayacağım çünkü onun penisini hiç görmedim".
Gledaj, mi smo malo u neprilici, i ja sam se nadala da bi nam ti mogao pomoci.
Bak biraz sikinti icindeyiz, ve ben bize yardim edebilecegini umuyordum.
Pomoci cu ti uciti za sljedeci ispit.
Bir sonraki sınava çalışmana yardım edeceğim.
Molim vas, doktore Mantlo, morate mi pomoci.
Lütfen, Dr. Mantlo. Bana yardım etmeniz gerek.
Kad pozovem Martina Rydella na rucak, pomoci ce ako spomenem jedan od najskupljih restorana u gradu.
Martin Rydell'i yemeğe davet ettiğimde şehrin en pahalı restoranlarından birinin adını verirsem işe yarayacaktır.
Oprosti, ali da bih ti mogla pomoci, trebam imati tvoje povjerenje.
Kusura bakma ama sana yardım edebilmem için bana güvenmen gerekiyor.
Angazirao sam pomoc starih frendova, koji bi nam mogli pomoci u otkrivanju.
Kim olduğunu bulmamıza yardım etmesi için eski bir dosttan yardım istedim.
Hoce li pomoci kod stvaranja adrenalina.
Çikolata, paniğe karşı adrenalin mi üretir?
A sad cete mi pomoci da ga iskljucim.
Şimdi de onu kapatmama yardım edeceksin.
Vrlo posebna djevojka... ona je sada tinejdzerica, ali mislim da joj doktori ne mogu pomoci.
Çok özel bir kız. Artık bir genç kız ama bir doktorun yardım edebileceğini sanmıyorum.
Rekla sam mu, da cu mu pomoci i od tada se krijem.
Ona yardım edeceğimi söyledim ve o günden beri ondan saklanıyorum
Pokušao mi je pomoci... a ja sam ga nazvala pijancem.
Doğum başlayana kadar çalışmaya-- Kötü şeyler "geliyorum" demeden, aniden olur.
Ali ja ne mogu pomoci primjecujuci da ste nigdje u blizinilijecnik da sam preporuca.
Ama size önerdiğim doktorun yakınlarında olmadığınızı farketmeden edemedim.
Ja bih trebao imati svoja leda, ali kako ti mogu pomoci ako ne cak i razgovarati sa mnom?
Senin arkanı kollamam gerek ama sen benimle konuşmuyorken sana nasıl yardım edebilirim?
NETKO TAMO TREBA MOJU POMOC I JA CU IM POMOCI.
Dışarıda birilerinin bana ihtiyacı var ve yardım edeceğim.
ALI AKO SADA ODES JA TI NE MOGU POMOCI DA IM TI POMOGNES.
Tamam ama şimdi gidersen, onlara yardım etmene yardım edemem.
UCINI STO HOCES, NIKADA TI NECU POMOCI!
Bana ne yaparsan yap. Sana asla yardım etmeyeceğim.
NE MOZES POMOCI LJUDIMA AKO IH NAPUSTIS.
Onları terk ederek insanlara yardım edemezsin.
Oh, to je onda dobro zato sto ce ti ovo zbilja pomoci.
Bu çok iyi çünkü yaptıklarımız işe yarıyor demek.
dat cu ti relaksacijsku masazu, pomoci ce cirkulaciji.
Sana gevşetici masaj yapacağım, bu kan dolaşımını hızlandırır.
Lagale ste mi, pokusao sam vam pomoci!
Size yardım etmeye çalışıyordum. Bana yalan söylediniz!
Kao vecina Amerikanaca, ja sam uspio bez icije pomoci.
Çogu Amerikan gibi ben de kendi kendimi yetistirdim.
Nema ništa u buducnosti koji može nam pomoci da ju naci?
Gelecekte onu bulmamıza yardımcı olabilecek hiçbir şey yok mu?
1.4653348922729s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?