Prijevod od "oraha" na Turski


Kako koristiti "oraha" u rečenici:

Rekao je da je odmah iza oraha karije.
Amerikan ceviz ağacını geçer geçmez demişti.
"Slatko pecivo i krafne, voćni kruh bez oraha..."
Kremalı badem ve fındık ezmesi ve fıstıksız meyveli pasta
Ali bih se voljela poslužiti vašom pitom od oraha.
Ama fındıklı tartınızı tatmaktan mutluluk duyarım.
Ima kokosovih oraha, i ponesemo caguŕmas.
Orada hindistancevizi de var, biraz da caguàmas.
Možda bi joj trebali ponuditi nešto miješanih oraha.
Belki ona karışık çerez ikram etmeliyiz.
Svilene odore i sladoled od crnih oraha.
İpek takımlar ve kara cevizli dondurma.
Tvoj muž skriva svoju kobasu u košari sa farme oraha koja ne pripada tebi.
Kocan, senden başka gülleri koklamaya başladı.
Bez oruđa, otvaranje ovih oraha bilo bi neizvodljivo.
Alet kullanmadan bu çekirdekleri kırmak imkansız olurdu.
Najimpresivnija vještina od svih, koja uključuje spretne prste, dobru koordinaciju ruku, očiju i inteligenciju, je lomljenje oraha.
Becerilerinden en etkileyicisi, parmak çabukluğu,...el-göz koordinasyonu ve zekânın kullanıldığı ceviz kırmadır.
Na kraju krajeva, njegov je mozak veličine oraha.
Zaten sonuçta beyni bir ceviz kadar.
Već sam rekao da imaju mozak veličine oraha.
Önceden de söylediğim gibi, beyinleri bir ceviz büyüklüğündedir.
Ne možemo razmišljati puno jer je mozak dinosaura bio veličine oraha.
Biz düşünemeyiz çünkü bir dinozorun beyninin boyutu cevizinki kadardır.
Koliko god misliš da nekoga znaš, još uvjek te mogu trknuti pravo vreću oraha.
Birisini ne kadar iyi tanıdığını düşünürsen düşün aniden geri dönüp taşaklarına bir tekme atabilir.
Ja nemam vreću oraha, a Bill... on je sve reskirao zbog mene.
Benim taşaklarım yok ve Bill benim için her riski göze aldı.
Možda da svi podijelimo tortu od oraha, prije nego što otiđete.
Bence gitmeden önce cevizli pastayı paylaşmalısınız.
Gđice Parker, imate li vi omiljenu vrstu oraha?
Bayan Parker, favori kabuklu yemişiniz nedir?
Razvijen tip, plavo odijelo, uvijek ima jebenih oraha.
Mavi takımlı, ceviz yiyen, iri herif.
Mislim da Bog nije mogao napraviti bolju hranu od oraha.
Tanrının fındıktan daha iyi bir yiyecek yarattığını sanmıyorum.
Vitke, s prekrasnim grudima, poput oraha.
Fidan gibi, muhteşem göğüslü, ceviz gibi.
Sa špinatom, bosiljkom, pireom od oraha i javorovim sirupom.
Quinoa'lu ve yaban mersinli krep. Ispanaklı, fesleğenli ve ceviz ezmeli akağaç şurubuyla birlikte.
Pobjednik odnosi prava na cijelu šumu brazilskog oraha.
Kazanan taraf Brezilya kestanesi korusunun tamamına sahip olur!
Moramo stati u ulici Oraha i zatim kod knjižnice.
Önce Walnut'ta bir yerde, sonra kütüphanede duracağız.
Maslac od oraha, i to iz, kao što je, prije dvije godine.
Pikan cevizi ve sanırım iki yıl öncesinden kalma.
Ako je ovo san, postoji velika šansa da se moj otac pojavi gol i ponudi nam pitu od oraha.
Bu bir rüyaysa, büyük ihtimalle babam çıplak bir şekilde bize doğru gelip cevizli turta ikram edecek.
Netko je polizao čokoladu s tih oraha.
Yaşlılar çikolatadan fındıkları ayıklamaya bağımlı halde.
Nikad nisam poznata drugu ženu čija krv je mirisala poput oraha.
Kanı ceviz gibi kokan başka bir kadın tanımadım.
Zapravo, mogli bismo otići na milijun godina i vratiti se i čimpanze bi i dalje radile iste stvari s istim štapovima za termite i istim kamenjem za razbijanje oraha.
Hakikaten, eğer milyonlarca yıl uzaklaşabilip tekrar geri gelebilseydik bu şempanzeler aynı şeyleri yapıyor olabilirdi karıncalar için aynı çöpler ve kırılmış kabukları yeniden kıran taşlar.
Neokorteks je bio veličine poštanske marke te jednako tanak, bio je to tanki sloj koji je bio omotan oko njihova mozga veličine oraha ali bio je sposoban za novu vrstu razmišljanja.
bir posta pulu büyüklüğünde ve inceliğindeydi. Ceviz büyüklüğündeki beyinlerinin etrafında ince bir tabakaydı, ama yeni bir düşünme şekli gerçekleştirebiliyordu.
Znanstvenici su u šumama Taïja, u Obali Bjelokosti, pronašli čimpanze koje su koristile kamenje kako bi otvorile nevjerojatno tvrde ljuske oraha.
Bilim adamları, Fildişi Sahili'ndeki Taï Ormanları'nda şempanzelerin inanılmaz derecede sert olan kabuklu yemişleri kırmak için taşları kullandıklarını bulmuş.
(Smijeh) Kad ste tamo možete naručiti alžirsku sušenu piletinu, možda veganski burger od oraha, ili pureći sentvič.
(Kahkaha) İçeri girdiğinizde çeşnili Cezayir tavuğu, muhtemelen bir cevizli vegan burgeri ya da cızbız hindi sammich sipariş edebilirsiniz.
To ne znači da ne jedu meso, već da jedu mnogo graha i oraha.
Bu, et yemedikleri anlamına gelmiyor. Ancak bol miktarda fasulye
Siđoh kroz nasade oraha da vidim mladice u dolinama, da pogledam pupaju li vinogradi, cvatu li mogranji.
Ceviz bahçesine indim, Yeşermiş vadiyi göreyim diye; Asma tomurcuk verdi mi, Narlar çiçek açtı mı bakayım diye.
1.2128930091858s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?