"Nitko ne smije zahtijevati od ijedne bijele žene, da pruža njegu na odjeljenjima ili u sobama u kojima su crnci smješteni.
Hiç kimse zenci erkeklerin yerleştirildiği koğuş veya odalarda beyaz bir kadının emzirmesini istemez.
Je li netko sposoban osigurati odgovarajuću njegu i ishranu za dječaka za to vrijeme?
Ben gelene kadar çocuğa bakıp karnını doyurabilecek birisi var mıdır? Evet miydi bu?
Ovdje će dobiti najbolju moguću njegu.
Şimdi de en iyi doktorlar tarafından muayene edildiğini biliyorum.
Daju joj anesteziju, kirurg obavi svoj posao -- zašije ju i pošalje u sobu za intenzivnu njegu.
Anestezi uygulanır, cerrah işine yapar -- dikişleri atıldıkktan sonra, kadın odasına yollanır.
Otišla je tamo. I zato sam bio iznenađen nekoliko mjeseci nakon toga kada sam je vidio u našem gradu, kako prima daljnju njegu kod svog privatnog onkologa.
Bir kaç ay sonra onun, tedavisini özel onkoloğuyla devam ettirmek üzere tekrar bizim şehre geri döndüğünü gördüğümde şaşırdım.
I inzistirao sam, i pitao sam je. „Zašto si se vratila i dobivaš medicinsku njegu ovdje?“
Onu sıkıştırıp, kendisine "Neden geri dönüp burada tedavi olmaya karar verdin?"
Zapravo je to prilično zanimljivo -- ako ispravno vodite istraživanje, možete vidjeti koliko vi kao individualac trošite na zdravstvenu njegu u odnosu na vašu dob.
Eğer gerekli incelemeleri yaparsanız, bu çok ilginçtir. Siz bir birey olarak kendi sağlığınıza hayatınız boyunca ne kadar harcadığınıza bakabilirsiniz.
Zapitali smo se, možemo li iskoristiti snagu mobilne tehnologije kako bismo omogućili njegu očiju na novi način?
Dolayısıyla düşündük ki, acaba mobil teknolojinin gücünü kullanarak göz bakımını bu insanlara ulaştırmak mümkün mü?
Prošlog ljeta bio sam u mogućnosti beta-testirati svoj uređaj u nekolicini mjesnih ustanova za njegu u Kaliforniji Trenutno pokušavam inkorporirati povratnu informaciju kako bih napravu unaprijedio za tržište.
Geçen yaz, cihazımı Kalifornya'da bir kaç bakım tesisinde test ettim ve şuanda geri dönümleri, pazarlanabilir bir cihaz üretimi için kullanıyorum.
Kroz taj period, najvjerojatnije ćemo provesti puno vremena u bolnicama, domovima za nemoćne i njegu.
Bu süreç boyunca, muhtemelen hastanelerde, kliniklerde ve bakım evlerinde bol zaman geçireceğiz.
Sad sam liječnik za palijativnu njegu u staračkom domu, pa sam vidio kako je njegovati i biti njegovan.
Şu an bir doktorum, bir bakımevi ve hafifletici tıp doktoru, bu yüzden her iki taraftan da hizmeti gördüm.
Kratka digresija - palijativna njega - važno polje koje je slabo shvaćeno - uključuje njegu na kraju života, ali nije ograničeno na njega.
Palyatif bakım, çok önemlidir ama çok az anlaşılmıştır. Sadece hayat sonundaki bakımla sınırlı değildir, ama onu içerir.
Znači bebe moraju privlačiti našu naklonost i našu njegu, i one je privlače.
Yani, bebekler bakılabilmeleri için şefkatimizi-ilgimizi cezbetmek zorundadırlar, bunu yaparlar da.
Moj rođak Polle je umro jer nije mogao dobiti adekvatnu zdravstvenu njegu.
Kuzenim Polle, yeterli sağlık hizmeti alamadığı için öldü.
Prvo: pobrinuti se za njegu djece koja su trenutno lišena medicinskog tretmana.
Bir: Halen tedaviden yoksun olan çocuklara tıbbi bakım sağlamak.
1.3923389911652s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Hiç kimse zenci erkeklerin yerleştirildiği koğuş veya odalarda beyaz bir kadının emzirmesini istemez. 