Prijevod od "morske" na Turski


Kako koristiti "morske" u rečenici:

Vaš je rad duboko utjecao na moje istraživanje morske zmije u akvariju Monterey Bay.
Çalışmalarınız Monterey Körfezi Akvaryumu'nda deniz yılanıyla ilgili araştırmalarımı derinden etkiledi.
Četvrtog je jutra zavezao dvije morske kornjače, pričvrstio ih zajedno i napravio splav.
Dördüncü sabah birkaç deniz kaplumbağası yakaladı onları birbirine bağladı ve bir sal yaptı.
Dupini, orke, sivi kitovi, tuljani i morske krave.
Şişe burunlu yunuslar, orkalar, gri balinalar, foklar ve Batı Hindistan Denizayıları.
Stres zbog putovanja nije dobar po životinje, i pomaže oko morske bolesti.
Seyahat stresi hayvanlar için pek iyi değildir. Ayrıca ilaç deniz tutmasına da yararı olur.
Dakle, nešto što je smeće, nešto što ubija sve morske ptice, možete jednostavno reciklirati u vrlo, vrlo zabavan -- sve platonske tvari u znanosti se mogu izraditi od stvari poput ovih.
Yani, deniz kuşlarını boğan bir çöpü son derece eğlenceli bir şeye dönüştürebilirsiniz -- Bilimdeki tüm platonik katıları bu tür şeylerle yapabilirsiniz.
Izdvajanje soli iz vode -- pogotovo morske -- reverzibilnom osmozom je presudna tehnologija za sve zemlje svijeta koje nemaju dovoljno čiste pitke vode.
Sudan tuzları arındırmak-- özellikle tatlı su-- ters ozmos ile dünya etrafında temiz suya erişemeyen ülkeler için kritik bir tekniktir.
Dakle, reverzibilna osmoza morske vode jest proces membranske filtracije.
Tuzlu su ters ozmos zar-filtre teknolojisidir.
Morske vidre koriste oruđe i odvajaju vrijeme od toga što rade kako bi pokazale svojim mladuncima što treba raditi, a to se zove podučavanje.
Deniz samurları alet kullanır ve bebeklerine yaptıkları şeyi göstermek için zaman harcarlar, buna öğretme denir.
Ovdje su morske struje zarobile milijune komada plastičnog otpada.
Burası okyanus akıntısının milyonlarca plastik çerçöpü topladığı yer.
Također vidite morske školjke -- kao što je otkrio i jedan tim ovdje u Oxfordu -- koje putuju 200 kilometara u unutrašnjost sa Mediterana u Alžir.
Ayrıca burada Oxford'da bir ekip tarafından yapılan bir keşif ile akdeniz kıyılarından Cezayir'den 125 kilometre içeri taşınmş deniz kabukları bulunmuştur.
Zeleni, žuti i crveni prikazuju vrste morske hrane.
Yeşil, sarı ve kırmızı renklerle tanımlanmış deniz ürünleri listesi.
Dakle, prva stvar kod te ideje okrepljujuće morske hrane je kako doista treba uzeti u obzir naše potrebe.
Bu yüzden bu "şifalı deniz ürünleri" fikriyle ilgili ilk şey onun bizim ihtiyaçlarımızı gözönünde bulundurmasıdır.
Večera zdrava za srce je veoma važan dio naše okrepljujuće morske hrane.
Kalp sağlığı için hazırlanmış bir öğün "şifalı deniz ürünleri" kavramının önemli bir parçasıdır.
Dok mi pokušavamo i upravljamo smanjujućom morskom populacijom, mediji preporučuju povećanu potrošnju morske hrane.
Bizler bir taraftan deniz ürünü çeşitlerini iyice azaltırken, görsel basın, deniz ürünleri tüketimini artırmamızı önermektedir.
I blagoslovi ih govoreći: "Plodite se i množite i napunite vode morske! I ptice neka se namnože na zemlji!"
Tanrı, ‹‹Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın›› diyerek onları kutsadı.
Valovi ih prekriše; poput kamena u morske potonuše dubine.
Derin sulara gömüldüler, Taş gibi dibe indiler.
Kad su faraonovi konji, njegova kola i konjanici sašli u more, Jahve je na njih povratio morske vode pošto su Izraelci prošli posred mora po suhu.
Firavunun atları, savaş arabaları, atlıları denize dalınca, RAB suları onların üzerine çevirdi. Ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçtiler.
Kralj Ahasver udari danak na zemlju i na otoke morske.
Kral Ahaşveroş ülkeyi en uzak kıyılarına dek haraca bağlamıştı.
Pred Bogom mrtvi pod zemljom dolje strepe, vode morske dršću i nemani njine.
‹‹Suların ve sularda yaşayanların altında Ölüler titriyor.
(8:9) ptice nebeske i ribe morske, i što god prolazi stazama morskim.
Gökteki kuşları, denizdeki balıkları, Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.
Hvalite Jahvu sa zemlje, nemani morske i svi bezdani!
Yeryüzünden RABbe övgüler sunun, Ey deniz canavarları, bütün enginler,
Nisi li ti isušila more, vodu velikog bezdana, i od dubine morske put načinila da njime prolaze otkupljeni?
Denizi, engin suların derinliklerini kurutan, Kurtulanların geçmesi için Denizin derinliklerini yola çeviren sen değil miydin?
A sada te, evo, valovi smrskaše, potonu u dubine morske! Blago tvoje i sva posada potonuše s tobom.
Şimdiyse denizde, suların derinliklerinde Darmadağın oldun, Malların ve çalışanlarının tümü Seninle birlikte battı.
On sazda sebi prijesto na nebesima, i svod svoj na zemlji osnova; on poziva morske vode i lijeva ih zemlji preko lica - Jahve mu je ime.
Yukarı odalarını gökyüzünde yapan, Kubbesini yeryüzünde kuran, Denizin sularını çağırıp yeryüzüne döken Odur; Onun adı RABdir.
"Izbrisat ću ljude i zvijeri, ptice nebeske i ribe morske, učinit ću da padnu bezbožnici, istrijebit ću ljude s lica zemlje" - riječ je Jahvina!
İnsanları, hayvanları, Gökteki kuşları, Denizdeki balıkları, Kötüleri ve onların günah tuzaklarını silip süpüreceğim. Yok edeceğim insanı yeryüzünden.›› İşte böyle diyor RAB.
0.35367488861084s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?