Poštedjet ću vas dosadnih detalja druženja sa lošim prijateljima i loših odluka.
Sıkıcı detayları bir kenara bırakıyorum. Güvenilmez insanların arasına düştüm. Bir sürü kötü karar verdim.
Djeco, na svijetu ima dobrih i loših ljudi.
Çocuklar dünyada iyi ve kötü insanlar var.
Traka pokazuje 5 loših, ali ono što su radili nakon eksplozije ostaje misterij.
Kasetler 5 kişinin olduğunu gösteriyor ama sütundaki kamera patladığından, orada ne yaptıkları tamamen bir sır.
I sutra će biti loših dečki.
Yarın daha fazla kötü adamlar olacak.
Ti si ti, osim svih onih loših stvari koje si učinio.
Sen sensin, bütün bu yaptığın kötü şeyleri saymazsak.
Molim te sada, reci mi zbog kojih si se loših svojstava u mene zaljubila?
Şimdi söyle bana, kötü yanlarımdan önce hangilerine vuruldun?
Pa, ako imaš još loših viceva, možeš me potražiti.
Sen sadece bir bagaj taşıyabilirler Hey Marcus, bilgisayar bakabilirim
Viđam djecu iz loših domova kako idu u loše škole iz dana u dan.
Korkunç evlerle korkunç okullar arasında sıkışmış çocuklar.
Znate onu vrstu ljudi koji ne rade ništa osim loših stvari i onda se čude zašto su im životi u komi?
Bir şey yapmayan ama kötü seyler yapan bir takım adamları bilirsiniz ve hayatlarının neden berbat olduklarını düşünürler?
Jedna od više loših stvari imanja kampa za izbjeglice u susjedstvu.
Yakınlarda mülteci kampı olmasının avantajlarından biri.
U svijetu ima puno loših ljudi.
Dışarıda bir sürü kötü adam mı var?
Stvar kod loših momaka je da uvijek gube!
Kötüleri bir düşün, her zaman kaybederler!
Još loših vijesti, žao mi je.
Başka kötü haberler de var, üzgünüm.
Naravno, ostale tipovi koje sam znala, napravili su puno loših stvari, i osjećali su se kao da im treba neka kazna.
Tanıdığım diğer bazıları da o kadar çok kötü şey yaptılar ki, cezalandırılmaları gerektiğini düşünüyorlardı.
On je učinio mnogo loših stvari.
O da pek çok kötü şey yaptı.
Mogu te uputiti van parka, i držati te izvan radara mnogih loših ljudi, ali moraš ostati na vezi, i vrlo pažljivo me slušati.
Seni parktan çıkartıp, kötü insanların radarından uzaklaştırabilirim ama bunun için telefonda kalmalı, beni çok iyi dinlemelisin.
Ima li u Rose Hillu loših momaka?
Rose Hill'de de kötü adamlar var.
Mislim dugo sam na ovome poslu i vidiš toliko loših stvari i loših ljudi i jednostavno se počneš pitati ima li uopće više itko dobar i samo želim da znaš da ne moraš to učiniti.
Yani ben de uzun süredir bu işi yapıyorum ve insan o kadar kötü şey ve kötü insan görüyor ki iyi insan kalmadı mı diye merak etmeye başlıyorsun ve bunu yapmak zorunda olmadığını bilmeni istiyorum.
Ne želim dodavati još loših vijesti, ali dobio sam povišicu.
Kötü haberleri artırmak istemezdim ama az önce zam aldım.
Ima mnogo loših ljudi u Hong Kongu.
Hong Kong'da çok hırsız var hepsini yanında taşıma.
Nadam se da je to zbog loših pilula.
Kötü bir hap aldığımı falan sanıyordum.
Vidio si sinoć, ovdje ima loših ljudi.
Dün akşam sen de gördün, dışarıda kötü insanlar var.
Još loših vijesti u ovom gradu u strahu.
Dehşete düşmüş şehirden yeni haberler geliyor.
Napravljen od viskija i loših odluka, ha?
Hamurunda viski ve kötü seçimler var demek?
Znam da ste htjeli još loših vijesti koje se tiču okoliša -- šalim se -- ali ovo su sumirani slajdovi,
Çevreyle ilgili daha kötü haberler beklediğinizin farkındayım -- Şaka yapıyorum-- bunlar özet slaytları,
Postoje različite vrste distrakcija ali nema stvarno loših vrsta distrakcija o kojima ću pričati uskoro.
Şimdi dikkat dağıtıcıların faklı çeşitleri vardır, ama gerçekte dikkat dağıtıcıların gerçekten kötü çeşitleri yoktur bunun ile ilgili bir dakika konuşacağım.
A druga stvar koju uvijek imam na pameti, i koja je postala dio moje životne filozofije, i imala najvažniji utjecaj, jest: u životu se dogodi stotinu stvari, i dobrih i loših.
Ve bende kalan ikinci şey, ki bu benim hayat felsefem oldu, tüm farkı yarattı, hayatında iyi veya kötü 100 şey olur.
Mislim da će biti dobrih stvari i loših stvari u njemu.
Bence bu konuda iyi şeyler ve kötü şeyler olacak.
Ponekad sam posustao, imao loših dana, ali shvatio sam da biti hrabar ne bi trebalo biti lako.
Bazen bocaladım, kötü günlerim oldu ama cesur olmanın kolay olması gerekmediğini fark ettim.
Kao prvo, zamijetite kako je glatka -- tijekom dobrih i loših razdoblja, tijekom rata i mira, tijekom recesije, depresije i rasta.
Birincisi, ne kadar pürüzsüz olduğu -- iyi zamanda ve kötü zamanda, savaşta ve barışta, gerileme, çökme ve yükselme zamanında.
Dopustite mi da završim dobrim vijestima, i s možda malo loših.
İyi haberlerle bitirmeme izin verin, birazcık da kötü olanlarla.
Ali imam i malo loših vijesti ljudi.
Ama size kötü haberlerim var millet.
Stvar je u tome, ako možemo unijeti sve riječi, više ne imati umjetno razlikovanje između dobrih i loših riječi, tada zbilja možemo opisati jezik poput znanstvenika.
Ve durum şu ki, eğer tüm kelimeleri koyabilirsek, iyi ve kötü arasındaki yapay ayırım artık olmazsa, dili gerçekten bir bilim adamı gibi açıklayabiliriz.
A cijena koju svijet plaća je neizmjerna: 260 milijardi dolara svake godine odlazi na gubitke zbog loših sanitarnih uvjeta.
Bu durumun dünyaya maliyeti ise muazzam: yetersiz sağlık koruma hizmetlerinin yol açtığı zararın bedeli her yıl 260 milyar dolar.
Koristim, ovu riječ „neznanje“ naravno da bih bio barem dijelom namjerno provokativan, jer neznanje ima puno loših konotacija i očito ne mislim ni na jednu od njih.
"Cehalet" kelimesini, elbette kısmen de olsa bilinçli bir şekilde tahrik etmek için kullanıyorum, çünkü cehaletin çok fazla kötü çağrışımı var ve bunların hiçbirini kastetmiyorum.
govorenje loših stvari o nekome tko nije prisutan.
orada olmayan biri hakkında kötü konuşmak.
Donijelo je mnogo loših stvari, poput onih koje sam upravo opisao, ali je isto tako donijelo puno dobrih stvari.
Demin bahsettiğim şeyler gibi kötü şeyler de getirdi, ama bunun yanında çok da fazla güzel şey getirdi.
Dobili smo kraću listu s lošim razultatima, poput nekoliko Hansovih primjera, i nismo imali problema pronaći te primjere loših rezultata.
Ve berbat sonuçların olduğu daha kısa bir liste hazırlıyoruz, Hans'ın verdiği örnektekiler gibi ki bu berbat sonuçları bulurken hiç zorluk çekmiyoruz.
Ispričala sam vam hrpu loših stvari.
Size bir sürü kötü şey anlattım.
Bila je označena kao "škola slabih rezultata i dugotrajno opasna" zbog loših rezultata na ispitima i velikoj količini oružja, droge, napada i uhićenja.
Düşük test sonuçları, yüksek sayıda silah, uyuşturucu, saldırılar ve gözaltılar yüzünden "düşük performanslı ve ısrarla tehlikeli" olarak sınıflandırılıyordu.
Peki, öyle mi? Özgünlerin de bir yığın kötü fikri oluyor, hatta tonlarca.
Znajte da brzim započinjanjem, a sporim završavanjem možete poboljšati kreativnost, da se možete motivirati sumnjajući u svoje ideje i prihvaćajući strah od neuspjeha, te da trebate mnogo loših ideja da biste došli do nekoliko dobrih.
Çabuk başlayıp yavaş bitirmenin yaratıcılığını körükleyeceğinin, fikirlerinizden şüphe duyarak ve deneme korkusunu kucaklayarak kendinizi motive edeceğinizin ve iyi fikirlere ulaşabilmek için bir sürü kötü fikre ihtiyacınız olacağının farkında olun.
(Smijeh) Počeli smo sa PET skenovima, EEG-om i genetičkim analizama da utvrdimo gdje je centar loših vijesti.
(kahkahalar) PET taramaları, EEG'ler ve genetik analizler yapmaya başladık, yanlış olan nerde bulabilmek için.
0.85352802276611s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?