Prijevod od "karton" na Turski


Kako koristiti "karton" u rečenici:

Trebaš ispuniti potpisni karton za novi račun.
Yeni bir hesap için imza kartı dolduracaksın.
Uzmeš karton cuge za 200 dolara i prodaš ga za 100.
İki yüz dolarlık bir kasa içki, yüz dolara satılıyordu.
Provjeri mu karton, nađi prijatelje ili suradnike od prošlog ljeta.
Sabıka kaydını kontrol et. Geçen yaz görüştüğü dostlarını ve tanıdıklarını bul.
Nažalost, karton malog Nikija je zapečaćen i vraćen u sirotište.
Ne yazık ki Nicky'nin kayıtları mühürlenip yetimhaneye geri yollanmış.
Drži ga u toplom i donesi mi njegov karton.
Tamam. Onu sıcak tut ve dosyalarını bana getir.
Teddyjev liječnički karton pobudio je neke sumnje.
Teddy'nin sağlık raporları, kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Morate zamijeniti moj karton s kartonom ovog tipa.
Şu tabelaları değiştir. O adamın tabelasıyla değiştir.
Zapravo, osim djecjih kozica i sarIaha, njegov zdravstveni karton je besprijekoran.
Aslında su çiçeği ve kızılcığı saymazsak hiç hastalanmamış.
Vratite joj karton. lmate većih problema, poput mojih lijekova.
Dosyayı ona geri ver. Senin daha önemli işlerin var, ilaçlarım gibi.
Faksirao sam karton sutkinji i ona je opozvala nalog.
Durumunu yargıca faksladım. Kararı o verdi.
Vjerojatno bih trebao prestati buljiti i provjeriti njen karton.
Gözlerini üzerimden çekersen dosyaya daha rahat bakabilirim.
Također provjeravam njen DNK snimak s obzirom da nećemo moći da koristimo njen zubni karton.
Tüm kayıp ilanlarına bakılarak boy, kilo, yaş, taramasının yapılmasını istiyorum. Tek yapabileceğimiz DNA incelemesi olacak, diş kayıtlarını kullanamayacağız.
Sad je alergična na nešto na što karton kaže da nije alergična.
Şimdi dosyasında alerjik olmadığı yazan bir şeye karşı alerjisi var.
Njegov prvi početak utakmice, a sada i prvi crveni karton.
İlk 11'e ilk çıkışı, şimdi ilk erken duşa dönüştü.
Abby, mogu li pogledati vaš medicinski karton?
Abby, tıbbi kaydını incelememe izin verir misin?
Ako ste pročitali moj karton, onda znate istinu o Peterovoj medicinskoj povijesti.
Eğer dosyamı okuduysan Peter'ın sağlık geçmişi hakkındaki gerçeği de biliyorsundur.
Dječak je u suštini spreman za otpust, ako sam dobro pročitao ovaj karton.
Aslında çocuk taburcu olmaya hazır gibi. Tabii çizelgesini doğru okuduysam.
Znam da si nas stavio kao kontakt u Michaelov zdravstveni karton.
Senin de Michael'in sağlık kontratına imza attığını biliyorum.
Misliš na karton sa umakom od rajčica koji ste jeli?
O yediğiniz kartonun üzerine domates sosu bulanmış şeyi mi diyorsun?
Ja sam ratna doktorica 2. massachusettske zbog koje ćete postati krivonog ako me ne provedete kroz karton svakog pacijenta.
Bölük'ün savaş doktoruyum ki eğer benimle hastaların takip çizelgesi üzerinden konuşmazsan bir tarafını kıracağım.
Stavili ste Samantino ime na rezultate biopsije, zabilježili ste da je tumor nađen tokom operacije, i onda ste ga stavili u njezin karton.
Üstüne Samantha'nın adını yazıp tümörün ameliyatta bulunduğunu belirttiniz. Bunu çizelgeye eklediniz.
Uzeli su karton sa štanda za grickalice i krenuli sa zabavom.
Atıştırma bankosundan kartonları alıp serserilik yapıyorlar.
Moj prijatelj organizira igru lova na blago, nagrada je karton Lafite Rothschild iz 1982.
Bir arkadaşım "görev oyunu" düzenledi ve oyunun sonunda bir kasa Lafite Rothschild 1982 var.
Doktor Klejborn nam je prosledio vaš zdravstveni karton.
Dr. Clayborne tıbbi kaydınızı bana iletti.
Kad bi mi samo mogli dati njegov karton.
Eğer bana onun hastalık dosyalarını verirseniz.
Nisam mu htio to ponovno priuštiti, pa sam skrio njegov karton.
Ona bir daha bu zevki tattırmak istemedim o yüzden onunkini sakladım.
Sve mi je objasnila, a proučio sam i vaš karton.
Seninle ilgili bilgileri verdi, dosyanı da inceledim.
Šrapnel je upravo dobio crveni karton.
Az önce Şarapnel oyun dışı kaldı.
Sestro, možete li donijeti njegov karton, a zatim možemo početi?
Hemşire, dosyasını getir misiniz? Sonra da işe koyulalım.
Cynthia je bila toliko ljubazna i pokazala mi je njegov karton... priznajem nisam baš upoznata sa svime...
Cynthia incelik edip bu çizelgeyi gösterdi bana. Yalnız bunların bazılarına hiç aşina olmadığımı söylemem gerek.
Hej, vidio sam tvoj medicinski karton, u redu?
düşündükçe bunun olmadığına inanacağım. -Hastane raporlarını gördüm.
A jedan od meni najdražih je nazvan projekt Karton do kavijara od Graham-a Wiles-a.
En sevdiğim örneklerden biri Graham wiles tarafından yapılan Kartondan Havyara projesidir.
Zatim su isjeckali karton i prodali ga konjičkim centrima kao posteljinu za konje.
Sonra kartonları parçalıayıp at yataklaması olması için binicilik merkezlerine sattılar.
(Zveckanje) (Zujanje) Prije nekoliko tjedana donijeli smo littleBits u RISD i dali ih dizajnerima koji uopće nisu imali iskustava s inženjerstvom -- samo karton, drvo i papir -- i rekli smo im da 'učine nešto'.
(Çıtırtı) (Korna) Birkaç hafta önce littleBits'i RİSD'ye götürdük ve mühendislik deneyimi olmayan bazı tasarımcılara verdik -- karton, tahta ve kağıtla "Birşeyler yapın."
Kako bi to dokazali, u moj su karton naveli da nisam sposobna izvršavati svoje zadatke na Yaleu.
Bu görüşü desteklemek için çizelgeme Yale Hukuk Fakültesi ödevimi yapamadığımı yazdılar.
(Smijeh) Tako sam se vratio svome najdražem materijalu, slamka spasa kod rukotvorina rebrasti karton, i napravio sam sebi oklopno odijelo, upotpunjeno štitovima za vrat i bijelim konjem.
(Gülüşmeler) Ve en sevdiğim malzemeye geri döndüm, en kullanışlı el işi malzemesi, katlanmış karton ve kendi zırhımı yarattım. Bir sürü boyun kalkanı ve beyaz bir at.
No, postoje legitimne tajne... vaši liječnički karton; to je pravna tajna.
Ama bazı yasal sırlar var-- yani, doktorunuzdaki kayıtlarınız gibi, bunlar yasal sırlardır.
1.4491648674011s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?