Maçın bitmesine 9 dakika kala Wildcats 12 sayı önde. Gayret göster Lamar!

Belli ki, daima benden bir adım öndeydi.

Dün gece biri onu gözlerimin önünde öldürdü.

Kayin RABbin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

Senin hep bir adım önünde olacağım.

Ben bir adım önce olurum, sen de 50 bini alırsın.

Karşınıza çıktığımdan beri uzun zaman geçti. Herkese bir iyilik yapıp elimdeki kartlara bağlı kalsam iyi olacak.

Benim dersimde, fotokopi makinalarının harddiski olduğunu öğrenmiştik.

Şu kaybolan kız. Sanırım onu kütüphanenin dışında, bir arabaya binerken gördüm.

Karşımda duran şeyleri anlamaya çalışırken kalbim hızla atıyor, başım dönüyordu.

Ve bu ikilem de bu Çinli adamın yüzleştiği ikilemdir onun dili dünyada her hangi bir tek dili konuşanlardan daha fazla insan tarafından konuşuluyor, ve lakin o karatahtanın önünde Çince sözcükleri İngiliz dilinin sözcüklerine çeviriyor.

Bir gezegen, yıldızının önünden geçerken o yıldızdan bize ulaşan ışığı kısmen engellediği için gelen ışıkta çok az bir azalma oluyor. İşte bizim görmek istediğimiz de budur.

Kadın tam burada, dedi ki, "Sen o çöküş yaşayan utanç araştırmacısısın."

Bir gün kendimi beyaza boyadım, bir kutunun üzerine çıktım, ayağımın yanına bir şapka veya kutu koydum ve biri yanıma gelip kutuya para attığında onlara bir çiçek uzattım ve çarpıcı bir göz teması kurdum.

kitap önündeyken, bana bir iyilik yap, yılı 1900lerin dışında bir yıla çevir, 1800lere ya da 2000lerin ilerisine doğru -- bu benim için çok daha zorlayıcı olacak.

Ancak bir hafta sonra, etkinliğin organizatörü geri gelmemi istedi ve o adamın tam evinin önünde bir duvar olduğunu söyledi.

Bu, araba farının önünden geçen meyve sineğini görmeye çalışmak gibidir.

Örneğin; bu dalgalanan bayrak, tam olarak veterinerlik fakültesinin önünde.,

Tam da evin önüne park edebilirdim.’

Tanrı ovadaki kentleri yok ederken İbrahimi anımsamış ve Lutun yaşadığı kentleri yok ederken Lutu bu felaketin dışına çıkarmıştı.

Sonra karısının ölüsünün başından kalkıp Hititlere,

Ama onları bir yıl içinde kovmayacağım. Yoksa ülke viran olur, yabanıl hayvanlar çoğaldıkça çoğalır, sayıları sizi aşar.

Siz çoğalıncaya, toprağı yurt edininceye dek onları azar azar kovacağım. bilinmiyor. Dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.

Öteki ulusları önünüzden kovacak, sınırlarınızı genişleteceğim. Yılda üç kez Tanrınız RABbin önüne çıktığınız zaman, kimse ülkenize göz dikemeyecek.

İsraillilerin önüsıra kırlara doğru yöneldilerse de savaştan kaçamadılar. Çeşitli kentlerden çıkagelen İsrailliler onları kuşatıp yok etti.

Onların kaçıştığını gören Ammonlular da Avişaydan kaçarak kente girdiler.

Bu iç odanın önündeki ana bölümün uzunluğu ise kırk arşındı.

Aramlıların kaçıştığını gören Ammonlular da Yoavın kardeşi Avişaydan kaçarak kente girdiler.

Ne var ki, Aramlılar İsraillilerin önünden kaçtılar. Davut onlardan yedi bin savaş arabası sürücüsü ile kırk bin yaya asker öldürdü. Ordu komutanı Şofakı da öldürdü.

Siyon kızının bütün güzelliği uçtu, Önderleri otlak bulamayan geyiklere döndü, Dermanları kesildi Kendilerini kovalayanların önünde.

Çekişme öyle şiddetlendi ki komutan, Pavlusu parçalayacaklar diye korktu. Askerlerin aşağı inip onu zorla aralarından alarak kaleye götürmelerini buyurdu.