Ljudi na vrhu hranidbenog lanca drugima umanjuju šansu za preživljavanjem.
İnsanoğlu, besin zincirinin en tepesindedir,...ve diğer türlerin yaşama şansını azaltırız.
Bacila nas na dno hranidbenog lanca.
Bizi beslenme zincirinin en altına attın.
Iskusit ćeš iz prve ruke... što znači biti na dnu hranidbenog lanca.
Bunu ilk elden öğreneceksin... doğada besin zincirinin alt kademesinde olmak nedir göreceksin.
Zato smo mi na vrhu hranidbenog lanca.
İşte bu yüzden besin zincirinin en üst halkasıyız.
Oni samo seru cigle samo zato što više nisu na vrhu hranidbenog lanca.
Sadece pislikler çünkü artık yemek zincirinin üstünde değiller.
Layla će nas odvesti do kraja hranidbenog lanca.
Layla bizi beslenme zincirinin en üst noktasına götürecek.
Jer je Perrinia immortalis dio hranidbenog lanca.
Çünkü Perrinia immortalis besin zincirlerinin bir halkası.
Izgleda da su svugdje po galaksiji, i čini se da su na vrhu hranidbenog lanca već dugo vremena.
Bu galaksinin her tarafındalar ve uzun bir süredir besin zincirinin en tepesindeler.
Ispada da nismo toliko na vrhu hranidbenog lanca kao što smo mislili.
Anlaşılan besin zincirinde yeteri kadar yer edinememişiz.
Tko bi rekao da si bila na dnu hranidbenog lanca?
Besin zincirinin en alttakilerinden biri olduğun hiç belli olmuyor.
Ali ako vrsta na samom vrhu hranidbenog lanca znam da smo mi najranjiviji.
Fakat besin zincirinin en üstündeki türler olarak bizlerin tehlikeye en açık olduğumuzu biliyorum.
To je bila njihova strategija u borbi protiv Wraitha, prekidanje njihovog hranidbenog lanca.
Wraith'e karşı yürüttükleri savaşta buldukları bir stratejiydi... Düşmanın yemek kaynağını yok etmek.
Trebao bih biti na vrhu hranidbenog lanca do sada.
Şimdiye kadar besin zincirinin en üstünde olmam gerekirdi.
Lovci su na vrhu hranidbenog lanca, strpljivi su.
Avcılar besin zincirinin tepesindedir, ve vakitten bol bir şeyleri yoktur.
On je daleko na vrhu hranidbenog lanca i loš je.
Besin piramidinin tepelerinde, hem de kötü biri.
Polovica nas je već trebalo biti nazad na dnu hranidbenog lanca.
Kızın yarısı muhtemelen besin zinciri yolunu yarılamıştır.
Dovodite mi stvorenja s vrha hranidbenog lanca.
Bana yaratıkları getirin. - Besin zincirinin tepesindekileri istiyorum.
To je ikonski prikaz dekonstrukcije našeg hranidbenog lanca kao simbol neourbanizma.
Küreselleşmenin bir sembolü olarak besin zincirimizin dekonstrüksiyonunun görüntüsel bir temsili bu.
Znači da se natječeš sa ženom koja je bila kraljica bloka D tako što je dobila tuberkulozu i kašljanjem došla do vrha hranidbenog lanca i Ekvadorca koji je od goluba napravio vremensku bombu.
Tüberküloz bulaştırma riskiyle insanları tehdit ederek D bloğunun kraliçesi olmuş ve yemek zincirinin başına geçmiş bir kadın ile güvercinden saatli bomba yapan bir Ekvadorlu'ya karşı yarışıyorsun.
Gigantske korporacije koje su nam donijele kemikalije za industrijsku poljoprivredu govorile su o tri instrumenta za ujedinjenje hranidbenog lanaca:
Büyük şirketler kimyasalları bize, kimyasal sanayi tarımı için tanıttılar. Ve biz besin zincirini birleştirecek üç aletten bahsettiler.
Udar je rezultirao kolapsom cijelog hranidbenog lanca, te izumiranjem koje nije pogodilo samo dinosaure.
Bu darbe, tüm yemek zincirinin yok olmasına sebep olmuştu ve yok olma sadece dinozorlarla sınırlı değildi.
Devet miliona vrsta na zemlji, i evo nas na vrhu hranidbenog lanca.
Bu dünyada dokuz milyon canlı türü var ve biz besin zincirinin tepesindeyiz.
Ok, sve je to dio hranidbenog lanca, Bud.
Onlar da besin zincirinin bir parçası, Bud.
Ima prijatelje do vrha hranidbenog lanca, stoga nas sve drži u šaci.
Yüksek mevkideki arkadaşları yüzünden bizi buradan sepetledi.
Preko hranidbenog lanca, na isti način kao i s kravljim ludilom.
Besin zincirini kullanırsak Deli Dana ile de bunu yaptılar.
Mi koji ciljamo na vrh hranidbenog lanca nemamo luksuz milosti.
Yiyecek piramidinin zirvesine tırmanan bizler için ise, merhamet olamaz.
Te su obitelji na dnu hranidbenog lanca.
Aileleri besin zincirinin en dibinde oluyor.
Moraš ostati na vrhu hranidbenog lanca, šupčino stara.
Besin piramidinin en üstünde kalmak gerekir.
Dok je doesn l'-t izgledati druga pljačka je neizbježna, su htjeti slijediti droge do hranidbenog lanca.
Diğer soygunun olması muhtemel değilse hapları en üst kademeye kadar takip etmek isteyeceklerdir.
Korporativna pohlepa je želja koja je stigla do dna hranidbenog lanca.
Kurumsal aç gözlülük besin zincirinin en altına kadar ulaşan yokuş aşağı bir arzudur.
Serijske ubojice,, s druge strane, Vrhu hranidbenog lanca.
Öte yandan seri katiller en üst noktada.
I tako se otrovi povećavaju na svakom nivou hranidbenog lanca.
Yani, her adımda besin zincirinde yukarı çıkıyor.
Nikada ne bi pomislili da ovo smeće, s hranidbenog gledišta, dolazi iz vladinog novca.
Yemekle ilgili bir görüşün, katıksız zırvanın bir hükumet programı olduğunu hiç düşünemezsiniz. ABD DİYABET DERNEĞİ
To je temelj cijelog hranidbenog lanca Artika, baš ovdje.
Bu Arktika'daki tüm besin zincirinin temeli, tam burada.
Glazbenici su ostavljeni s mrvicama na samom kraju hranidbenog lanca.
Müzisyenler kazanç zincirinin altında kırıntılarla bırakılıyorlar.
Željeli smo vidjeti da li najčešća riba u dubokom oceanu, ona na dnu hranidbenog lanca, guta te otrovne pilule.
Derin okyanustaki en yaygın balığın yani besin zincirinin en altındakinin bu zehirli hapları yutup yutmadığını öğrenmek istedik.
Dakle, ispalo je da je toksin koji je ubijao gavijala dolazio iz hranidbenog lanca, iz ribe koju su jeli.
Görünen o ki, Ganj timsahlarını öldüren toksin, besin zincirindeki bir şeyin, yedikleri balıkların içindeki birşeydi.
0.53560304641724s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?