Ne samo to, Donnie i ja smo potajno posjedovali 85% Steve Madden Obuće, što je zakonski gledano bilo ilegalno.
Sadece bu da değil. Donnie ile Steve Madden ayakkabılarının %85'ini gizlice aldık. Yasal olarak düşünürsek kesinlikle uygunsuz bir davranıştı.
Ista situacija, samo gledano mnogo šire.
İşte bu da aynı durum. Sadece çok farklı bir bakış açısı.
Sveukupno gledano, gubici vrsta se sada događaju brzinom 1000 puta većom od prirodne brzine.
Neticede, şu anda yaşanmakta olan nesil tükenmesi geçmişteki doğal orandan 1000 kat fazla gerçekleşiyor.
Statistički gledano, crvene automobile policija zaustavlja češće nego one drugih boja.
İstatiksel açıdan, kırmızı arabalar polisler tarafından diğer renklerden daha çok durdurulur.
Osobno gledano, moram reći da je to nešto što si nikad neću oprostiti.
Şahsen kendimi bunun için hiç affetmeyeceğim.
Gledano sa geopolitičkog stajališta, ovakvo nešto je zapanjujuće.
Jeopolitik açıdan bakıldığında, bu şoke edici bir gelişme.
Tehnički gledano, ono nije najviši prozor, zar ne mornariću?
Teknik olarak, orası en üst pencere sayılmaz, değil mi denizci çocuk?
Bill James, matematički gledano, je savršen.
Bill James ve matematik buna doğrudan yol açacak.
A JA SAM SPASILA TEBE, TAKO DA, TEHNICKI GLEDANO,...JA SAM SVE SPASILA.
Ben de seni kurtarmıştım. Teknik olarak herkesi ben kurtardım. Yaşasın ben o zaman!
Uradiće nešto... znanstveno gledano, mnogo, mnogo bolje.
Yapacağı şey, bilimsel olarak konuşursak çok çok daha havalı olacaktır.
Statistički gledano, mislim da sam na dobrom putu.
Ama teorik olarak, galiba doğru yoldayım.
Šteta bi bila velika, financijski gledano.
Bu bizi onlarca dolar maddi zarara uğratabilir, değil mi?
Tehnički gledano, ostavio je nacrt, ali ipak...
Yani, sanırım, teknik olarak planlarını bırakmış ama, ah...
Od toga postanu bolji muškarci, dugoročno gledano.
Bu uzun vadede daha iyi adamlar olabilmelerini sağlar.
Pa, gledano čisto iz stajališta izrade baruta Vrlo brzo, bilo je divlja uspjeh.
Duruma sadece barut yapımı olarak bakıldığında bu çok hızlı ve önemli bir başarıydı.
Tehnički gledano, stvarno ovo mogu pročitati.
Yani teknik olarak, ben bunu hakikaten okuyabilirim.
Možda izgleda kao da smo dosta udaljeni od drugih dijelova ovog stabla života, ali zapravo, većinski gledano, osnovna mašinerija naših stanica je manje više ista.
hayat ağacınının diğer parçalarından biraz uzakmışız gibi gözükebilir, ancak gerçekte, büyük bir bölüm için, Hücrelerimizin basit sistemi oldukça yakındır.
Statistički gledano, ne postoji razlika u tome koliko Neandertalac odgovara jednom ili drugom Afrikancu.
İstatistiksel olarak, Neandertaller'in bir Afrikalı ile veya bir başka Afrikalı ile eşleşme sıklığı olarak bir farkı yoktu.
Nije začuđujuće, gledano sveukupno, da će istraživanja financirana od strane farmaceutske industrije četiri puta vjerojatnije dati pozitivan rezultat nego nezavisno financirana istraživanja.
Bu nedenle, endüstri tarafından masrafları karşılanan ilaç deneylerinin olumlu sonuç verme ihtimali bağımsız ilaç deneylerinden dört kez daha fazladır.
Povijesno gledano, postoji velika razlika između onog što ljudi smatraju neživim sustavima s jedne, i živim sustavima s druge strane.
Tarihsel olarak bakildiginda insanlarin canli ve cansiz sistemler hakkinda sahip olduklari fikirler her zaman cok buyuk farkliliklar icermistir.
Gledano s tih stolica, svi političari danas izgledaju isto i politika je počela nalikovati na sport koji stvara više agresivnosti i pesimizma nego društvene jedinstvenosti i želje za građanskim protagonizmom.
O merdivenden bugünkü tüm siyasetçiler aynı görünüyor ve politika giderek sosyal uyumdan çok saldırganlık ve kötümserliği harekete geçiren bir spora benziyor.
Samo statistički gledano milijuni tih ljudi postaje slijepo.
İnsanların milyonlarcasının kör olması sadece bir istatistiki bir rakamdan ibaret.
Jeste li ikada primijetili da se veoma malo toga, dugoročno gledano, jednostavno događa prirodno?
Uzun vadede kendiliğinden gerçekleşen şeylerin çok az olduğunu fark ettiniz mi?
Gledano iz druge perspektive, povećanje od 23 posto to je kao da mijenjate svoj Chevy Citation iz 1980. za Chevrolet Corvette iz 1980.
Başka bir açıdan bakacak olursak, yüzde 23 artış, 1980 Chevy Citation markalı aracınızı 1980 Chevrolet Corvette ile değiştirmeye benzer.
Vjerojatno ste čuli da su muškarci i žene psihološki gledano toliko različiti da se čini kao da su jedni s Marsa, a drugi s Venere.
Muhtemelen duymuşsunuzdur, söz konusu psikolojileri olduğunda sanki erkekler Mars'tan, kadınlar da Venüs'ten gelmiştir.
To je stvar. Pravno gledano, ona je stvar.
Bu bir 'şey'. Bu tuzel bir 'şey'.
Veliki čovjekoliki majmuni koje ćete vidjeti iza mene su također, pravno gledano, stvari.
İnsansı maymunlar, arkamda görüyorsunuz, onlar da tüzel 'şey'ler.
Trenutno, sve neljudske životinje su, pravno gledano, stvari.
Şu anda, insan dışındaki tüm hayvanlar tüzel şeyler.
S jedne strane, tijekom mnogih stoljeća, postojala su brojna ljudska bića koje su pravno gledano bile stvari.
Bir yanda, yüzyıllar boyunca birçok insan tüzel şey olmuştur.
U Sjedinjenim državama, svjesni smo činjenice da su korporacije, pravno gledano, osobe.
Birleşik Devletler'de, firmaların tüzel kişiler olduğu gerçeğinin farkındayız.
Znamo da, statistički gledano, svaka zvijezda ima najmanje jedan planet.
İstatistiksel olarak konuşursak, her yıldızın en az bir gezegeni olduğunu biliyoruz.
Iako je Frankova odluka bila dramatična, to je i odluka na kakvu bi se mnogi od nas odvažili kad bi imali podršku osmisliti što je za nas najbolje, dugoročno gledano.
Frank'in kararı, belki etkileyiciydi. Birçoğumuzun yapmak isteyeceği türden. Bizim için neyin iyi olduğuyla ilgili destek alsaydık.
Pokazat ću vam zašto je to, filozofski gledano, gotovo nemoguće.
Size bunun felsefi açıdan neden neredeyse imkansız olduğunu göstereceğim.
Čak štoviše, jedno istraživanje potvrđuje da je to donekle normalno jer, neuro-kemijski gledano, romantična ljubav i psihička bolest ne mogu se tako lako razlikovati.
Aslında bunun normal olduğunu doğrulayan bir araştırma var. Nörokimyasal olarak söylemek gerekirse, romantik aşk ve zihinsel hastalığı ayrıştırmak o kadar kolay değil.
A zapravo -- to ste možda i čuli -- neuro-kemijski gledano, proživljavanje prekida nalik je odvikavanju od kokaina, što je za mene utješna činjenica.
Aslında, -belki duymuşsunuzdur- nörokimyasal olarak söylenirse, bir ayrılık yaşamak kokainden uzaklaşmaya çok benzer, ki bunu rahatlatıcı buluyorum.
(Smijeh) (Pljesak) CA: Zaista sjajno. Kratkoročno gledano, njih će trebati voziti.
(Gülüşmeler) (Alkış) CA: Bu oldukça harika. Ve kısa vadede bunlar sürücüsüz değil.
Iako, mogao bih tvrditi kako je, tehnički gledano, svaka hrpa atomska.
Yine de, teknik olarak, her yığının atomik olduğunu tartışabilirim.
Ova na lijevoj dolazi s narančaste površine, osvjetljene direktnim svijetlom, okrenute desno, gledano kroz nekakvu plavkastu sredinu.
Sol taraftaki turuncu bir yüzeyden geliyor, direk ışık altında, sağa bakacak şekilde yerleştirilmiş, bir çeşit mavimsi ortam arkasından görülüyor.
A slijede pet malih navika koje su specifične za njih, iz izvanredne dugovječnosti gledano.
Ve onlara göreceli olarak oldukça uzun bir ömür veren beş adet alışkanlıkları var.
Ovdje je Hellas Planitia, jedno veoma drugačije mjesto, geološki gledano.
Bu Hellas Havzası, jeolojik olarak çok, çok farklı bir yer.
Ali, evolucijski gledano, dva milijuna godina su ništa.
Fakat evrim açısından, 2 milyon yıl hiçbir şey.
2.6294798851013s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?