Ubili su direktora i pokušali ukrasti njegove naočale.
Başkanı öldürdükten sonra gözlüğünü almaya çalıştılar.
Trebao si postati zamjenikom direktora prije dvije godine.
Seni 2 yıl önce başkan yardımcısı yapmalıydılar.
URED DIREKTORA NACIONALNE SLUŽBE SIGURNOSTI 08:06 h
MÜDÜR ODASI MİLLİ GÜVENLİK TEŞKİLATI, 08:06.
Spremaš se za direktora, a postaneš čistač.
Sen santraforda oynamak istiyorsun ama seni kaleci yapıyorlar.
Spomenuo je direktora... koji se zove William Parcher.
Birinden söz etti... adı William Parcher'mış.
Nađite Rebeccu Payne, generalnog direktora Hope Memorial bolnice.
Rebecca Payne'i bulun. Hope Memorial Hastanesi'nin Yöneticisi.
Definicija medicinskog direktora je da je to netko tko može uštedjeti kompaniji mnogo novca.
İyi bir tıp direktörünün tanımı şirketi para harcamaktan kurtaracak kişidir.
Želim CIA-u u mojem uredu u 10, pomoćnika direktora.
Saat 10:00'da CIA'yı ofisimde istiyorum. Başkan Yardımcısı ya da üstü.
Upravo sam razgovarao sa zamjenikom direktora Lawsonom.
Biraz önce Direktör Yardımcısı Lawson'la konuştum.
Svatko u odijelu može glumiti direktora za dioničare i medije.
Hisse sahipleri ve medya için herhangi biri de Başkan gibi görünebilir.
Otkad je postao zamjenik direktora uvjeren je da mora raditi duplo više od svih ostalih u Birou.
O da aynı. Büro'da müdür yardımcısı olduğundan beri diğer herkesten iki kat fazla çalışması gerektiğine kendini ikna etmiş durumda.
Pokrivamo umjetničkog direktora djevojke i još uvijek radimo na Charlieju Traynoru.
Kızın sanat yönetmenini kullanacağız, Charlie Traynor üzerinde de hala çalışıyoruz.
Voljela ti to ili ne, radiš za zamjenika direktora Davida Estesa čija karijera ovisi o Brodyu i koga su uz fanfare doveli kući on i njegov odjel.
Kariyeri Brody'e bağlı olan amir yrd. David Estes için çalışıyorsun, ki o Brody'i büyük bir tantana için ülkesine getirdi.
Prihvaćam tvoju ponudu za mjesto generalnog direktora.
Ve genel müdür olarak iş teklifini kabul ediyorum.
Zamjenik direktora Elkins i ja smo se već posavjetovali s vašim sindikatom pokušavajući smanjiti posljedice po nastavu, ali nažalost, moram napraviti ozbiljne rezove.
Müdür Yardımcısı Elkins ve ben görüş birliğine vardık ve krizin, öğrenme ve öğretme üzerindeki etkisini azaltmak için ne yazık ki bazı yerlerden kısmak zorundayım.
Ako je to sve što sam preneo na tebe, onda bi trebalo da razumeš zašto predlažem da napustiš funkciju izvršnog direktora Grejson Globala, pa ćemo početi da sređujemo tvog sina da zauzme tvoje mesto.
Sana öğrettiklerimin hepsi buysa sanırım Grayson Global'daki C.E.O.'luğu bırakmanı önermemi anlayışla karşılarsın. Ve de yerine oğlunun geçmesi için onu yetiştirmeye başlayacağız.
A prava je rijetkost da imaju posao izvrsnog direktora u milijunskoj kompaniji.
Hele ki milyar dolarlık şirketin üst düzey yöneticisi olduklarına nadiren rastlanır.
Ti si bi sin nekog generalnog direktora velike kompanije.
Sen bir şirket müdürünün zengin oğlu.
Mila, sjećaš li se onog direktora fonda koga sam sreo unutra?
Kavga u Whitehallu između ministra prometa Byersa i bivšeg direktora komunikacija Martina Sixsmitha ne jenjava.
Ulaştırma Bakanı Steven Byers ile onun eski basın danışmanı Martin Sixsmith arasındaki tartışma büyümeye devam ediyor.
Neću ublažiti stavove radi tvoje podrške za direktora.
Amir olma yolumda beni desteklemen için görüşlerimi sertleştirmeyeceğim.
Stekao sam malo naklonosti direktora Fury kada sam pogođen upravo prije bitke za New York.
New York savaşından önce vurulduğumda Müdür Fury'den birazcık iyi niyet kazandım.
On je Zamjenik direktora u Silverton srednjoj školi što nije baš divna stvar za mene.
Kendisi Silverton Lisesi'nde müdür yardımcısı ki benim için hiç iyi bir durum değil.
Tata trpi sranja od direktora Walkera, za promjenu.
Babam, değişiklik için Müdür Walker'ın zırvalıklarını dinliyor.
Stavi direktora Furija na liniju ili ćeš prva tamo da izmarširaš.
Müdür Fury'yi bağla yoksa dışarı ilk seni çıkarırım.
Da li shvaćaš da si došao kod direktora korporacije za proizvodnju oružja sa tvrdnjom da robot može pisati poeziju?
Silah ticareti yapan bir şirketin CEO'suna gelip, şiir yazabilen... bir robot önerdiğinin farkında mısın?
On zamišlja da bi u skoroj budućnosti Apple mogao zatrebati tvoj OS pa će morati kupiti NeXT, a ti ćeš se vratiti na mjesto direktora.
Apple'ın senin işletim sistemine ihtiyaç duyup NeXT'i satın almak zorunda kalacağını, Senin de yakın zamanda CEO olarak geri döneceğini hayal etmiş.
Investitori su sastavili listu potencijalnih direktora, pogledajmo.
Yatırımcılar potansiyel CEO'ların listesini çıkardı. Listeye bir bakalım.
Prvi kontakt s kime god da je u toj stvari, a tko je u ulozi direktora?
İçerideki o şey her neyse onunla ilk temastı. İpler kimin elinde peki?
Bojim se da su nedavni sigurnosni propusti otkrili tvoje nedostatke u ulozi vojnog direktora.
Maalesef son güvenlik ihlalleri askeri başkan olarak görevinin yetersizliğini gözler önüne seriyor.
Madam, pukovnik Harper je podnio ostavku i imenovao novog direktora DEO.
Efendim, Albay Harper istifa etti ve DEO'ya yeni bir direktör atadı.
G. Predsjedniče, Jason Atwood, zamjenik direktora, FBI.
Sayın başkan Jason Atwood, FBI Müdür Yardımcısı.
Jednom kada postane zatvoreni sustav, sa sudjelovanjem SAD-a tada će svi oni koji su u odborima direktora -- koliko ljudi ovdje sjedi u odboru direktora u korporaciji?
ABD'nin katılımıyla, sistem kapalı bir sisteme dönüştükten sonra, yönetim kurulundaki herkes -- burada kaç kişi bir şirketin yönetim kurulunda?
Jednom kada je to zatvoreni sustav, snosit ćete pravnu odgovornost ukoliko ne nagovorite vašeg izvršenog direktora da ostvari maksimalan dohodak putem smanjivanja i trgovanja ugljičnih emisija koje se mogu izbjeći.
Kapalı bir sistem olduğunda yasal olarak sizin CEO'nuzdan karbon salınımını düşürmesini isteme hakkınız olacaktır. Eğer bunu uygularsak piyasa bu sorunu çözecektir.
Ovo je cijena života direktora neprofitnog sustava za navodnjavanje.
Bu bedel......kar amacı gütmeyen biri içindir.
Ali ono što se može činiti ispravnim za tog sredovječnog izvršnog direktora može biti problem za adolescenta koji mora razviti odnose licem u lice.
Ama orta yaşlı bir yöneticiye göre ayarında olan miktar yüz yüze ilişkilerini geliştirmesi gereken bir ergen için sorun yaratabilir.
Završiti ću s jednim citatom, znam da je to možda malo jeftin trik, direktora Državnog instituta za zdravstvo, veoma šarmantnog čovjeka.
Bir alıntıyla bitireceğim, biraz klişe olabilir ama, Çok etkileyici bir adam ve NIH'de yönetici.
Nije bilo umjetničkih direktora, stilista, prilike za ponovno slikanje, nikakve rasvjete.
Sanat yönetmenleri, stillistler ya da tekrar çekim yapma şansı yoktu, hatta ışıklandırmaya bile önem verilmedi.
Našao sam svoj put do Guya Lalibertea, direktora Cirque du Soleila, i iznio mu svoju ludu ideju s crtežima poput ovoga i vizualnim referencama, i nešto porilično čudesno se dogodilo.
Cirque du Soleil'in CEO'su Guy Laliberté'yi buldum ve ona çılgın fikrimi, bunun gibi karalamalar ve görsel örneklerde sundum ve oldukça inanılmaz bir şey gerçekleşti.
(Pljesak) Helen Walters: Ne znam jeste li bili ovdje jutros, jeste li uspjeli uhvatiti Ricka Ledgetta, zamjenika direktora NSA koji je odgovarao na govor Edwarda Snowedena ranije ovog tjedna.
(Alkış) Helen Walters: Bu sabah burada mıydınız bilmiyorum, Edward Snowden'ın önceki haftaki konuşmasına cevap veren, NSA'nın müdür yardımcısı Rick Ledgett'i yakalayabildiniz mi bilmiyorum.
To je razlog zbog kojeg toliko ljudi gaji takvu organsku mržnju i bijes prema nekim od tih direktora banaka s njihovim nesrazmjernim plaćama i bonusnim režimima.
Aşırı maaşlara ve bonus yapılarına sahip bazı banka genel müdürlerine karşı, bu kadar çok insanın böylesine derin nefret, öfke duymasının sebebi budur.
Svaki zaposlenik, od tajnice do direktora, morao je uzeti četiri tjedna neplaćenog dopusta.
Sekreterden genel müdüre, her çalışan dört hafta ücretsiz izin almaya mecburdu.
Upitali smo, što je s omjerom plaća direktora i nekvalificiranih radnika?
Genel müdürlerin maaşının, vasıfsız işçilere oranını sorduk.
Nedugo zatim napustila je taj posao radi studija fotografije u Maineu Tamo je upoznala direktora fotografije za časopis New York Times koji joj je ponudio posao.
Kısa bir süre sonra, Maine'de fotoğrafçılık okumak için işini bıraktı. Orada okurken, New York Times Dergisi'nin fotoğraf yönetmeniyle tanıştı ve ondan bir iş teklifi aldı.
Bipolarni poremećaj ima nadimak bolest glavnog izvršnog direktora. Steve Jurvetson, Jim Clark
Bipolar bozukluğun bir diğer adı da CEO hastalığıdır. Steve Jurvetson, Jim Clark ve
0.64151501655579s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?