Tłumaczenie "aşağısında" na Polski


Jak używać "aşağısında" w zdaniach:

Ben numune toplayayım siz de yolun aşağısında tabelasını gördüğüm ev yapımı rubarb turtası satan yere gidin.
Ja będę zbierał próbki, ale widziałem drogowskaz do lokalu z domowym ciastem z rabarbarem.
Halley, 20 yaşındayken Oxford'dan ayrıldı ve ekvatorun aşağısında Afrika'nın batı kıyısının açıklarında bir ada olan St. Helena'ya yelken açtı.
Halley porzucił Oxford w wieku 20 lat i wypłynął do Wyspy Świętej Heleny, która znajduje się pod równikiem na zachodnim brzegu Afryki.
Ama King onu ırmağın aşağısında yaklaşık bir kilometre uzakta, köye yakın bir yerde buldu.
Ale to King znalazł go, około 1000 jardów w dół rzeki,... niedaleko od wioski.
Caddenin aşağısında başka bir telefon bulun, bayan.
Na pewno znajdzie pani drugi, po tamtej stronie ulicy.
Yolun aşağısında "McGinty'nin Yeri" adında bir bar var.
Tu niedaleko jest bar, nazywa się McGintly's.
Yolun aşağısında park edilmiş bir arabada çocuğun ayrılmasını beklediler.
Czekali w samochodzie, aż dzieciak wyjdzie.
Abin yolun aşağısında seninle konuşmak istiyor.
Twój brat chce z tobą porozmawiać.
Bu yolun aşağısında başka yol var mı?
Czy są tam jeszcze jakieś drogi poniżej tej rogatki?
Sokağın aşağısında oturan, Gabrielle Solis, baharatlı paella getirdi.
Gabrielle Solis, która mieszka w dół przecznicy, przyniosła pikantną paellę.
Buranın aşağısında, ordumuz bilim adamlarımızı onlar için silah yaratmaları için eğitiyor.
Pod powierzchnią ćwiczy nasze wojsko... a nasi naukowcy opracowują dla nich broń.
Kivilerin aşağısında yolculuk etmeye alıştım bu yüzden her şey ters yönde.
Pływałem z załogą Kiwi. Wszystko mają na odwrót.
Hastaneye gitmemişlerve yolun bir mil aşağısında çaldıkları arabayı gördük.
Pakując pół tuzina strażników do szpitala i kradnąc samochód, który znaleźliśmy milę stąd.
St Mary hemen yolun aşağısında üstelik hepsi de Katolik.
Jest jeszcze szkoła St Mary's, wszystkie są katoliczkami.
Bir diğerini de nehrin aşağısında konuşlandırın.
Kolejna niech uda się w kierunku rzeki.
Sokağın aşağısında oturan Bayan Hurley var.
Pani Hurley mieszka obok. - Świetnie.
Eğer gece kalacak biryer arıyorsanız yolun iki mil aşağısında bir han var, Mircalla'nın yeri.
Gdybyście chłopaki chcieli się gdzieś przespać. Znam taki domek. Olde Mircalla.
Yolun hemen aşağısında bir motel var.
Przejechaliśmy 650 km, żeby tu dojechać.
Buranın 30 metre aşağısında bir birleşim yeri var sesi en iyi orası yayacaktır.
30 metrów stąd jest skrzyżowanie, z którego dźwięk lepiej będzie się rozchodził.
Belki bunun nehrin aşağısında yaşayan zavallı hayvanlar için ne anlama geldiğini de bir düşünseniz iyi olur.
Lepiej sobie wyobraźcie, co to oznacza dla biednych zwierząt, które żyją w dole rzeki.
Mike caddenin aşağısında oturan kadınla görüşüyor ben de siparişime duble çikolatalı brownie ekliyorum.
Mike spotyka się z kobietą z naprzeciwka, a ja... Zamawiam jeszcze podwójne ciastko czekoladowe.
Biliyor musun Maggie onları hastanenin aşağısında gördü.
Maggie widziała paru z nich w pobliżu szpitala.
Koridorun hemen aşağısında, yeni hayatına başlamak için toparlanıyor.
Na końcu tego korytarza, pakuje się, by rozpocząć nowe życie.
Şu tepenin aşağısında, sağ taraftaki en son çadır.
Zboczem w dół, ostatni namiot po prawej.
Seranın aşağısında kız kardeşini bir adamla gördüm.
Rozwiń. Zobaczyłem twoją siostrę z mężczyzną.
MI-6'nın birinci seviye güvenlikli bölgesi, o binanın epey aşağısında.
To oddział ściśle chroniony przez MI6 w głębi budynku.
Jeremy'nin kurbana ihtiyacı var ve yolun az aşağısında katletmek için vampire dönüştürülmeyi bekleyen bir kasaba dolusu insan var.
Jeremy potrzebuje więcej ofiar, a w tym mieście jest wielu ludzi, którzy tylko czekają na to, by być zmienionym i iść na rzeź.
Ama Bay Warren görünüşe göre Wall Street'in aşağısında çalışıyor.
Pan Warren najwyraźniej pracuje na Wall Street.
Futbol yolun 32 km aşağısında Canton, Ohio'da oynanmaya başladı.
Futbol powstał 32 km stąd, w Canton w Ohio.
Koridorun aşağısında diğer her şeyden bir şekilde yalnızca uygun parmak izi ve gözbebeği taraması ile açılan çelik takviyeli bir kapı var.
Wzdłuż korytarza, z dala od wszystkiego, są stalowo wzmacniane drzwi, które może otworzyć tylko właściwy odcisk palca i skan tęczówki.
Sana yakanın 14 santim aşağısında.....ikinci noktanın 3 santimetre sağında olduğunu ve bunun.....bir soda yüzünden olduğunu hatırlamaya çalışırken söylemem.
Nie mówię, że masz ją 14 centymetrów w dół od kołnierzyka i 3 centymetry na prawo od drugiego guzika, jednocześnie próbując sobie przypomnieć komendę na odplamiacz.
Ailem tepenin hemen aşağısında bir evde kalacak.
Moja rodzina zamieszka na dole wzgórza.
Gübre bombaları yapmak, bu adamın maaş derecesinin çok aşağısında.
Budowa bomby samochodowej jest dużo poniżej jego zdolności.
Cadde'nin aşağısında yaşayan bizler, onu takdir ediyor iyi olduğunu ümit ediyoruz.
Mieszkańcy dzielnicy widzą dobre skutki jego działań i życzą mu jak najlepiej.
Şimdi ise sınırın aşağısında paralı asker olarak çalışıyorlar.
Teraz robią za najemników po drugiej stronie granicy.
Eski haritalara göre mezbaha bu sokağın aşağısında.
Według starych map do ubojni prowadzi ta alejka
Yüzlerini görmedim ama sokağın aşağısında birkaç tane daha olduğunu gördüm.
Nie byłam w stanie dokladnie sie przyjrzec, Ale jestem naprawde pewna Ze bylo ich wiecej w oddali.
Kıyıya vurdular, ekipmanlar ıslanıyor ağaçlar yıkılıyor ve Michael nehrin aşağısında bir yerde kapana kısıldı.
Są zdani na siebie, sprzęt zamókł, drzewa się łamią, a Michael został gdzieś na rzece.
Maria bir araba kazası geçirmişti ve 16. yaşgününde tüm vücudunun felçli kalacağı haberiyle uyanmıştı, boynundan aşağısında hiç hareket yoktu, ses telleri zarar görmüştü ve konuşamıyordu.
Maria przeżyła wypadek samochodowy. Ocknęła się w swoje szesnaste urodziny, dowiadując się, że jest całkowicie sparaliżowana, nie ma czucia od szyi w dół, ma uszkodzone struny głosowe i nie może mówić.
Bir keresinde kışın iki ay boyunca kömür madeninde bile çalıştım, yerin 33 metre aşağısında hiç bir koruma önlemi olmadan günde 16 saate kadar.
W zimie przez 2 miesiące pracowałem w kopalni węgla, 33 metry pod ziemią bez zabezpieczenia, nawet 16 godzin dziennie.
Merkezde ise bir porumuz yani esnek bir zarımız var. Zarın üstüne hücrelerimizi mesela, akciğer hücreleri diyelim, koyabiliyoruz. Onların aşağısında da kılcal hücreler var, kan damarlarımızdaki hücreler.
W środku jest elastyczna błona z otworkami, którą pokrywamy warstwą ludzkich komórek, pochodzących na przykład z płuc. Pod spodem są komórki kapilarne, które występują w naczyniach krwionośnych.
Ekran yüksekliğini göz hizasında veya biraz aşağısında olacak şekilde ayarlayın.
Ekran powinien znajdować się nieco poniżej linii oczu.
Gidyon yalnız üç yüz kişiyi alıkoyarak geri kalan İsraillileri çadırlarına gönderdi. Bu üç yüz kişi, gidenlerin kumanyalarıyla borularını da aldılar. Midyanlıların ordugahı Gidyonun aşağısında, vadideydi.
A tak on lud wziął żywności z sobą, i trąby swe; a inne wszystkie męże Izraelskie rozpuścił każdego do namiotu swego, trzy sta tylko mężów zostawiwszy; a obóz Madyjański był pod nim w dolinie.
1.358402967453s

Pobierz naszą aplikację z grami słownymi za darmo!

Połącz litery, odkrywaj słowa i wyzwij swój umysł na każdym nowym poziomie. Gotowy na przygodę?