Bu çok yoğun bir iş ve böyle bir şeyde 5.000 dolardan aşağısı kurtarmaz derim.
Naporan je to posao. I za ovako nešto, ja bih rekao... Neće biti manje od 5.000 dolara.
Gazeteciler satışlarda, saç kesiminde ve genel olarak her şeyde... geri kalmak nasıl bir şey merak ediyorlar.
Štampu zanima kakav je osećaj biti nadmašen u prodaji, stilu, frizuri... i uopšte u svemu.
Hiçbir şeyde değilim, psikiyatriste bile gitmiyorum ve kendimi harika hissediyorum.
Ništa ne uzimam. Ne idem kod psihijatra. I osjećam se odlično.
Onların sanatı her şeyde işlemeyen bir şey olduğunu görmekti.
Njihova je umjetnost da pronađu nešto što nije posao.
Lanet şeyde videosundan gece görüşüne ne ararsan var.
Vražja stvar je imala kameru, noćno snimanje... sve.
Bir şeyde harika olmak bunu değiştirecek.
Biti sjajan u nečemu će to promijeniti.
Benim gibi adamlar insanlar memnun olsun diye bir şeyde başarılı olmak için tüm hayatları boyu çalışırlar biliyor musun?
cijeli život rade kako bi bili u necemu uspješni, što se svidja ljudima, znaš?
Bu gece o şeyde mi uyuyacağız?
Hoćemo li spavati u tome noćas?
Rio'da yasa dışı her şeyde Reyes'in parmağı vardır.
Događa li se u Riju išta nezakonito, Reyes je upleten.
Bu politik filozoflardan biri bile herhangi bir şeyde kıtlık olabileceği ile ilgili kafa patlatmamış.
Nijedna od tih političkih filozofija ni ne razmišlja o tome kako bi moglo doći do nestašice ičega.
Birçok şeyde iyiydin ama gerçek dünyaya baş etmek onlardan biri değildi.
Bio si dobar u mnogim stvarima, ali suočavanje sa stvarnošću nije bila jedna od tih stvari.
Binanın yüksekliği ve nereye düştüğüne bakarsak yardımcısı bir şeyde haklıymış, bu bir kaza değil.
Na osnovu visine zgrade i brzine kojom se sručila na ulicu, mislim da je zamjena bila upravu oko jedne stvari. Ovo nije bila nesreća.
İnsanların, her şeyde olduğu gibi eğitimde de bir seçenekleri olmalı.
Ljudi će imati mogućnost izbora u obrazovanju, kao i svemu ostalom.
Bu yaz sizi başka bir şeyde izleyebilecek miyiz?
Hoćemo li vas gledati u još nečemu ovog leta?
Ne de olsa her şeyde olduğu gibi, dans konusunda da benden iyi.
Ples kao što je on sve radi. Bolje od mene.
Ben de çizmede ve zıplamada ve büyümede, neredeyse her şeyde en iyiyim.
Ja sam najbolji u crtanju i skakanju i izrastanju i skoro svemu.
Babanın bir şeyde iyi olduğunu bildiğime sevindim.
Drago mi je da znam tvoj tata je dobro za nešto.
Bir şeyde yanlış yaptıysak, ben başta bir yanlış yaptıysam bu konu daha kapanmamışsa yılanın kuyruğu bile...
Ako smo zabrljali... Ako sam zabrljala od početka, ako ovo još nije gotovo, ako je samo početak...
Hiç gitmediğim bir yerde, asla yapmayacağım bir şeyde bitiyor.
Završava u mjestu gdje nikad nisam bila. S nečim što nikad neću učiniti.
Bu tür bir şeyde hepimiz ilerlemeliyiz.
Svi se moramo poboljšati u tim stvarima.
Ve söylememe izin verin, mısır her şeyde var.
Dopustite da vam kažem, kukuruz je sve.
Sıfır tolerans politikalarından dolayı şiddetle ilgili herhangi bir şeyde hemen geriliyorlar.
Nervozni su u svezi bilo čega što ima bilo kakvu vezu s nasiljem zbog politika nulte tolerancije.
Ve sonra yaşlandıklarında, gerçekten bir yaşam felsefesi geliştirmemiş olurlar, ama karar vermişlerdir, "Her şeyde başarılı oldum, ben ölmeyeceğim."
I kad ostare, zapravo ne razviju životnu filozofiju, ali odluče, "Bio sam uspješan u svemu, ja naprosto neću umrijeti."
Kendi benliğim ve hatalarımla, denediğim her şeyde daha iyisine çabaladım.
Kroz svoju vlastitu čovječnost i pogreške, pokušao sam biti bolji u svemu što sam probao.
Ve göreceğiniz herhangi bir yapı -- ister yolların uzunluğu olsun, isterse elektrik hatlarının uzunluğu -- göreceğiniz her şeyde aynı ölçek ekonomisini aynı şekilde görebilirsiniz.
I svaka infrastruktura koju gledate -- bilo da se radi o dužini cesta, dužini električnih linija -- sve što gledate ima istu ekonomiju obujma skaliranu na jednak način.
Tüm bu verileri tek bir şeyde topladık ve ortaya çıkan sentezin nasıl bir şey olduğunu size göstereyim.
Sve smo to spojili u jedno i sada ću vam pokazati kako ta sinteza izgleda.
Ve aynı zihne dikkatli, yaratıcı doğal olmak ve yaptığımız her şeyde elimizden gelenin en iyisini yapmak için de güveniriz.
To je isti onaj um o kojem ovisimo kako bismo bili usredotočeni, kreativni, spontani i izrazili ono najbolje od sebe u svemu što radimo.
Bunu yapmaya başlamak için, 3 boyutlu bir yazıcı aldık ve bir taraftan deney şişelerimizi ve test tüplerimizi yazdırırken aynı zamanda diğer taraftan da molekülü yazdırdık ve bunları tepkime-donanımı adını verdiğimiz şeyde birleştirdik.
Kako bismo započeli s time, uzeli smo 3D pisač i počeli ispisivati čaše i epruvete s jedne strane, a molekule istovremeno s druge strane. Kombinirali smo ih kako bismo dobili tzv.
Ve sizi temin ederim burada kesinlikle bir efekt yok, ne mikrofonda ne de herhangi bir şeyde.
I uvjeravam vas da apsolutno nikakvih efekata nema na ovom mikrofonu, ni u kojem obliku.
Ayrıca bir şeye daha değinmek istiyorum: Her biriniz bir şeyde diğerlerinden daha iyi.
Ali želim vam i ukazati na nešto: Svatko od vas bolji je od bilo koga u nečemu.
Böylece ben ne zaman yaratıcılığa baksam aynı zamanda onun hayattaki her şeyde baktığım çağrıştırmaları bastırmak için kullandığım bu duygu veya yetmezlik olduğunu düşünürüm.
Stoga, kada mislim o kreativnosti, mislim da se tu radi i o mojoj nemogućnosti potiskivanja raznih asocijacija vezanih uz gotovo sve u životu.
Ustalık, gerçekten anlamlı olan bir şeyde gittikçe daha iyi seviyeye gelmek.
Majstorstvo, želja da budemo sve bolji u onome što nam je važno.
Şeker her şeyde var. Besin içeriklerini iyi biliyorum.
Šećera ima u svemu. Znam prednosti i nedostatke tih sastojaka.
Demek ki, flütten golf arabasına, oradan eşcinsel evliliği gibi hararetli tartışmalara konu olan her şeyde Aristo'nun dediği geçerli.
Dakle sa flautama, sa vozilima za golf, a čak i sa žestoko osporavanim pitanjem poput istospolnog braka, Aristotel je u pravu.
Ve cheesecake içersinde ve her çeşit tatlılarda, çikolatalı mus, tiramisu, vanilyalı puding gibi, süpermarkette soğutulmuş her şeyde, daha iyi görünmesi için jelatin bulunmaktadır.
I u kolaču od sira, te različitim slasticama kao što je mousse od čokolade, tiramisu i puding od vanilije, te sve što se hladi u supermarketu, nalazi se želatina kako bi što bolje izgledalo.
O sırada Avimelekle ordusunun komutanı Fikol İbrahime, ‹‹Yaptığın her şeyde Tanrı seninle›› dediler,
U to vrijeme Abimelek - koga je pratio Fikol, zapovjednik njegove vojske - reče Abrahamu: "Bog je s tobom u svemu što radiš.
Ona bol bol verin, verirken yüreğinizde isteksizlik olmasın. Bundan ötürü Tanrınız RAB bütün işlerinizde ve el attığınız her şeyde sizi kutsayacaktır.
Daj mu rado, a ne da ti srce bude zlovoljno kad mu daješ, jer će te zbog toga blagoslivljati Jahve, Bog tvoj, u svakom poslu tvome i u svakom pothvatu ruku tvojih.
Öğle vakti körlerin karanlıkta el yordamıyla yürüdüğü gibi yürüyeceksiniz. Yaptığınız her şeyde başarısız olacak, sürekli sıkıştırılacak, yağmalanacaksınız. Sizi kurtaran olmayacak.
u po bijela dana tumarat ćeš kao što tumara slijepac po mraku; nećeš imati uspjeha u svojim pothvatima; sve vrijeme svoje bit ćeš izrabljivan i pljačkan, a neće biti nikoga da te spasi.
RAB üzerimize yıkım göndermekten caymadı. Çünkü Tanrımız RAB yaptığı her şeyde adildir. Bizse Onun sözüne kulak vermedik.
Jahve je bdio nad nesrećom, on je dovede na nas. Jer je pravedan Jahve, Bog naš, u svim djelima koja učini, a mi nismo slušali glas njegov.
Her şey Oğula bağımlı kılınınca, Oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan Tanrıya bağımlı olacaktır. Öyle ki, Tanrı her şeyde her şey olsun.
I kad mu sve bude podloženo, tada će se i on sam, Sin, podložiti Onomu koji je njemu sve podložio da Bog bude sve u svemu.
İmanda, söz söylemekte, bilgide, her tür gayrette, bize beslediğiniz sevgide, her şeyde üstün olduğunuz gibi, bu hayırlı işte de üstün olmaya bakın.
Stoga kao što se u svemu odlikujete - u vjeri, i riječi, i spoznanju, i svakoj gorljivosti, i u ljubavi svojoj prema nama - odlikujte se i u ovoj darežljivosti.
0.60632801055908s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?