Sherif Ali, se zakleo na vjernost vama, gospodaru.
Sen emret, ben günlerini gösteririm, Şerif.
Samo reci šerife, gađat ću ih kamenjem.
Bence, Şerif Truman onu daha önce benzetmemekle büyük sabır gösterdi.
Šerif Truman prikazao je strpljivost sveca ne oborivši ga mnogo prije.
Biliyor musun, kasabada şerif olan bir babaya sahip olmak bazen berbat bir şey.
Znaš, ponekad je pušiona imati oca koji je gradski Smokey.
Yani, şimdi Şerif Dearborme benim bir tür seks manyağı olduğumu düşünüyor.
Mislim, sranje, sada šerif Dearborne misli da sam nekakav seksualni manijak.
Sormamın sakıncası yoksa Şerif o talihsiz iki kadından birisinin bulunduklarında posası çıkarılmış mıydı?
Recite mi, šerife, da li je neka od tih nesrećnih žena bila iskrvarila, pre nego što ste je našli?
Neden bir kan analisti ölen kardeşimle ilgili bilgi bulmak için Şerif Departmanı veri tabanını kurcalamakla vakit harcar?
Zašto bi analitičar rasprskivanja krvi trošio vreme pretražujući šerifovu bazu podataka za informacije o mom bratu.
Şerif, bu korkunç olayın tekrar yaşanabilmesinden endişe etmiyor musunuz?
Šerife, da li se ikada pitate da li bi se ovi užasni događaji... mogli ponoviti nekada?
Tek bir adamın, İç Güvenlik'ten FBI'dan, Şerif ve Philadelphia Polis Departmanı'ndan zeki olduğunu kabul etmek istemiyorum.
Odbijam vjerovati da je jedan čovjek agencije za domovinsku sigurnost.... od FBI-ja, od šerifovog ureda, ili policije.
Anne, Şerif tanıdığımız başka birinin hakkında da bir sürü şey toplamış.
Mama, šerif je imao puno informacija o još nekome koga znamo.
Mecbur kalırsanız Şerif'in yanına gidin, sakın eve gitmeyin.
Možeš otići kod šerifa, ali nemoj se vraćati kući.
Diğer polis, şerif çelik yelek giymiyormuş.
Drugi policajac, šerif, nije imao pancirku.
Şerif Northman ve ben kendisini yer altına hapsettik ama onu öldürmedik.
serif Northman i ja smo ga poslali u zemlju,... ali ga nismo ubili.
Vosvos'a bıyık çizsen kadın "Tanrım şu Ömer Şerif de ne hızlı koşuyor!" der.
Nacrtaš brkove na Volkswagenu ona će reći, "Taj Omar Sharif je stvarno jako brz."
Ben de size aynısını sormak istiyorum Şerif Hood.
Mogao bih vam postaviti isto pitanje, šerife Hood.
Ya, şey Şerif Morgan bu tür işlerini hep Alma'ya yaptırırdı.
Znaš, Alma je radila sve te stvari za šerifa Morgana.
Eğer bir daha kapımdan geçersen Banshee Şerif Departmanı'nın sorunlarımızla ilgilenmesine gerek kalmaz.
Ako ponovno uđeš kroz moja vrata, nećemo dosađivati šerifu s našim problemima.
İran Cumhuriyeti'nin yeni seçilen başkanı El-Şerif ile bölgede barışı tesis etmek için tarihi görüşmeler başlattık.
Započeli smo pregovore s novim predsjednikom Irana Al-Sharifom da uspostavimo mir u regiji.
Başkan Sawyer, İran Cumhurbaşkanı El Şerif'e Orta Doğu'dan tüm Amerikan askerlerini çekme sözü verdi ve bunun için G-8 ortaklarının yardımını istiyor.
Predsjednik predlaže iranskom kolegi Al-Sharifu povlačenje američkih trupa s cijelog Bliskog istoka i za to traži pomoć partnera iz G8.
Başkan El-Şerif'le, altı ay önceki tartışmamız hakkında konuştuk ve elinde kanıt olduğu güvencesini verdi.
Razgovarao sam s predsjednikom Al-Sharifom i tvrdi da ima dokaze.
Bir süre daha şerif yardımcısı rolü yapmak istiyor musun?
Možeš li još neko vrijeme glumiti zamjenika?
Şerif Jim Clark başımıza iş açacak gibi.
Taj lokalni šerif Jim Clark je navodno čisto zlo.
Ama Şerif Laurie Pritchett hiç hata yapmadı.
Ali njihov šerif, Laurie Prichett nije napravio pogrešku.
Ama bölgenizdeki şerif, bu durumu bilmiyor.
Ali vaš lokalni šerif ovdje to ne zna.
Bizi ikna etmeye çalışmak yerine Vali Wallace ve Şerif Clark'la konuşarak barışçıl bir protesto için şiddet yanlısı olmamalarını tavsiye edebilir misiniz?
Mogu li predložiti da razgovaraš s guvernerom Wallaceom i šerifom Clarkom i uvjeriš njih da ne koriste nasilje umjesto da nastojiš uvjeriti nas da ne održimo mirni protest.
Şerif reşit olmayan kız çalıştırdığını biliyor mu?
Šerif zna da ovdje imate zaposlenu maloljetnicu?
Şerif, Logan Echolls'un Bonnie'yi tehdit ettiği videodan haberdar mısınız?
Šerife, jeste li svjesni snimke na kojoj Logan prijeti Bonnie?
Sanırım "Şerif Dan Lamb" adına açtığım Alerts ile bazı haberleri kaçırıyorum.
Bojim se da ću nešto propustiti ako napišem samo šerif Dan Lamb.
Ayrıca Şerif Geraci diyeceksin, seni şerefsiz!
I za tebe sam Serif Gerasi, govnaru.
King İlçe Şerif Departmanı'nda şerif yardımcısıydım.
Bio sam zamjenik šerifa u okrugu King.
Şerif yerine sizinle karşılaştığım için çok mutluyum.
Tako mi je drago da vidim vas umjesto tog šerifa.
Pazartesi günü yeni şerif olarak ant içeceğim.
U ponedjeljak dajem prisegu kao novi šerif.
Neden bir şerif yardımcısına şantaj yapmayasın ki, değil mi?
I usput stvorio sebi priliku da ucenjuješ zamenika Šerifa.
Şerif yardımcısından geriye kalanlar için birisi papazı alıp buraya getirsin.
Neka netko pozove svećenika za ono što je ostalo od zamjenika.
Şerif onları püskürtmek için geride kaldı.
Šerif je ostao iza nas boriti se s njima.
Richmond şehri şerifine, kızların topluca imzaladığı bir mektup yazıldı ve kendisinin çok özel bir şerif olduğunu söylemeliyim
Napisale smo pismo šerifu Richmonda, potpisale su ga sve djevojke, a ja moram reći da je on vrlo poseban šerif.
Bizim sünnetimizde hadisi şerif olarak geçen bir öğretide, Allah der ki, "Kulum, " ya da "insan üzre yarattığım, senden yapmanı istediğim şeyler haricindekilerle bana gelmeyesin."
U učenjima koja se zovu Hadit kudsi u našoj tradiciji, Bog kaže, "Moj sluga" ili "Moje stvorenje, moje ljudsko stvorenje, ne može me ničim više razgaliti nego čineći ono što zatražih."
1.5827059745789s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?