Prijevod od "üniversite" na Hrvatski


Kako koristiti "üniversite" u rečenici:

Demek istediğim, üniversite eğitimi almış kim bu bir avuç otuz birciye inanır ki?
Mislim, koja će osoba s fakultetskim znanjem vjerovati ovim drkadžijama.
Belki sorun bendeydi ama üniversite dönemi çok kafa karıştırıcıydı.
Možda sam ja kriv, ali koledž me katkad zbunjivao.
Üniversite çok çabuk bitti çünkü çok futbol oynuyordum.
Koledž je prohujao jer sam igrao američki nogomet.
Görünüşe göre Jenny'nin başı üniversite kazağıyla çektirdiği bazı resimler yüzünden belaya girmişti.
Jenny je upala u nevolju jer se slikala u školskom džemperu.
Bir futbol yıldızı, savaş kahramanı, ulusal şöhret, karides teknesi kaptanı ve üniversite mezunu olduğum için Greenbow, Alabama'nın yöneticileri bir araya gelmeye karar verip, bana iyi bir iş önerdiler.
Zbog toga što sam bio nogometna zvijezda, ratni junak, poznata ličnost, kapetan broda za lov na škampe i diplomant, gradski oci Greenbowa, Alabama, odlučili su mi ponuditi lijep posao.
Limitsiz içki ve amla dolu bir üniversite barındayız, ve barda oturmuş lise partilerinden bahsediyoruz.
Mi smo u koledž baru punom neograničenog pića i pičaka, i mi sjedimo za barom pricajuci o srednjeskolskoj zurci.
Üniversite çağına geldiğin zaman orkestramda çalmak ister misin?
Hej kad dovoljno narasteš za koledž hoćeš li doći svirati u moj bend?
Üniversite gazetesinde zaten ABHW'den Fuerza Latina'dan ve hakarete uğramış olabilecek bütün kadınlardan özür diledim zaten.
Već sam se u Crimsonu ispričao Harvardskim crnkinjama, latinjankama i svim ženama Harvarda koje su možda uvrijeđene što mislim da jesu.
Üniversite senin için harika bir deneyim olacak.
College će biti veliko iskustvo za vas.
Başka bir hükümdar size üniversite inşa edebilir.
Drugi vladar će opet izgraditi vaše učilište.
Las Vegas ve Atlantic City ile üniversite kampüslerinin ortak noktası ne?
Što to kampusi imaju zajedničko s Las Vegasom i Atlantic Cityjem?
Senin tersine benim zirvem üniversite dönemi değildi.
Za razliku od starog prijatelja, ja nisam dosegao vrhunac na faksu.
Peki sen bilimden ne anlarsın Bay Seçkin Üniversite terk?
Što ti znaš o znanosti, gospon "napustio sam faks"?
Ulaşmış olsaydınız üniversite dışından kriptografları işe alıyor olmazdınız.
Da jeste, ne biste angažirali kriptografe sa sveučilišta.
Irkçılık karşıtı hareketlerin çoğu üniversite kampüslerinde toplanıyor.
Mnogo pokreta protiv apartheida ima sjedište u na sveučilištu.
Seyahat etmek üniversite başvurusu için çok iyi oluyor.
Putovanje dobro dođe za prijavu na faks.
Üniversite son sınıftayken Avrupann Entelektüel tarihi isimli bir ders alıyordum.
Kada sam bila na zadnjoj godini na fakultetu, uzela sam kolegij "Europska intelektualna povijest".
Ve gerçekten üniversite yönetimleri üniversitelerdeki kadın oranının %70'lere yaklaşıyor olması konusunda biraz tedirgin hissediyorlar.
Zapravo, sveučilišni upravitelji se teško suočavaju s idejom da se bližimo tome da je 70 posto ženske populacije na sveučilištima.
Yüksek lisansını yaptığı üniversite kendisine öğretim üyeliği teklifinde bulunmuştu, bu sadece ücret anlamına gelmiyordu aynı zamanda yıllardır ilk kez yan hakları oluyordu.
Fakultet na kojem je diplomirao mu je ponudio učiteljski angažman, što je značilo, ne samo plaću, već i povlastice po prvi put nakon dugo vremena.
Harvard'lı üniversite öğrencileri elektrik şoku üreten bir makinaya bağlanır.
Spojili su harvardske studente na uređaj za električne udare.
(Gülüşmeler) Ve her yıl, üniversite öğrencileri arasında rapor edilen utangaçlık üzerine bir araştırma yapılıyor.
(Smijeh) Svake godine provodi se istraživanje o razini stida kod sveučilišnih studenata.
Şöyle yapıyoruz, insanların resimlerini çekiyoruz-- bu durumda, üniversite çağındaki insanların-- bir program kullanarak onları yaşlandırıyoruz ve bu insanlara 60, 70, 80 yaşlarındayken nasıl görüneceklerini gösteriyoruz.
Mi, dakle, fotografiramo ljude -- u ovom slučaju, ljude studentske dobi -- te koristimo kompjuterski program da ih postaramo i pokažemo tim ljudima kako će izgledati sa 60, 70, 80 godina.
Laik sistemde, üniversite eğitiminden geçtikten sonra berbat bir konuşmacı olabilirsiniz ama yine de çok iyi bir kariyeriniz olabilir.
U sekularnom svijetu možete proći kroz fakultetski sustav i biti loš govornik, a ipak imati odličnu karijeru.
Kabul edilmeyi beklemiyordum ve ailemin üniversite için parası yoktu.
Nisam očekivao da će me primiti i moja obitelj nije imala novca za fakultet.
Üniversite kampüslerinde konuşma yapmayı severim ve bu hikayeleri ve sırları öğrencilerle paylaşırım.
Volim držati govore na kampusima fakulteta i dijeliti tajne i priče sa studentima,
(Gülüşmeler) Yani, üniversite öğrencilerine 5 dolar verirseniz, bu onlara kahve gibi gözükür, Starbucks’a koşarlar ve en hızlı şekilde harcarlar.
(Smijeh) Dakle, ako studentima date pet dolara, to njima izgleda kao kava i otrče do Starbucksa i potroše ga najbrže što mogu.
Şu biraz ironik oldu, geleneksel eğitimi bozmak üzere yola çıktık ve bunu yaparken, kendi çevrimiçi sınıfımızı diğer çevrimiçi sınıflardan ziyade geleneksel üniversite sınıflarına benzetmiş olduk.
Zapravo je ironično da smo krenuli s idejom da ne podučavamo na tradicionalan način, a zapravo smo na kraju napravili on-line predavanja koja su bila više nalik tradicionalnim načinima od ostalih on-line predavanja.
Üniversite yıllarından, şimdi boşanan ama çocuk sahibi olmak isteyen çok yakın bir arkadaşım vardı. Bizim de onunla bir kız çocuğumuz var,
Moj suprug je biološki otac dvoje djece prijateljica lezbijki iz Minneapolisa.
Bir kâğıt parçasının para olması veya bir kaç binanın üniversite olması, sadece bilinçli etkenlere bağlı.
Samo u odnosu na svjesne djelatnike je komad papira novac ili skupina zgrada sveučilište.
Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği, geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor.
Neki putnici su na cesti svojim izborom, odričući se materijalizma, tradicionalnih poslova i diploma u zamjenu za nagovještaj avanture.
Bu konular, bölgedeki kadınların büyük çoğunluğunun okur-yazar olmayışı, eğitim reformları, okulu bırakan öğrenciler için programlar ve üniversite öğrencileri arasındaki siyasi aktivizmi içeriyor.
To uključuje nepismenost žena, koja je prilično visoka u regiji, reforme obrazovanja, programe za učenike koji su prekinuli obrazovanje i politički aktivizam među studentima.
Eylül 2010'da telefonda annemle konuşuyordum. haberlerdeki Rutgers Üniversite'si birinci sinifta, Tyler Clementi adında bir gençten bahsediyorduk.
Razgovarala sam s mamom preko telefona u rujnu 2010. razgovarale smo o vijestima o mladom brucošu Sveučilišta Rutgers koji se zvao Tyler Clementi.
Üniversite ikinci sınıftayken bir gece, Şükran Günü tatilinden yeni dönmüştüm, birkaç arkadaşım ve ben takılırken, park edilmiş bir banliyö treninin üstüne çıkmaya karar verdik.
Jedne večeri na 2. godini faksa, baš nakon praznika za Dan zahvalnosti, nekolicina mojih prijatelja i ja smo se budalesali i odlučili se popeti na parkirani putnički vlak.
Bu kişiler bir zamanlar üniversite harcımı ödeyebilmek için şarkıcı garsonluk yaptığımı umursamadılar.
Tim ljudima ne smeta što sam nekoć radila kao konobarica koja pjeva, da bi si platila fakultet.
Yani, herşeyi biraraya getirdiğimizde, günümüz üniversite mezunlarının hatta ve hatta daha az eğitimli Amerikalıların Dünyamızdan, 20 yıl önceki emsallerinden neden daha az haberdar olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.
Tako da, ako stavimo zbrojimo, ovo bi nam moglo pomoći da objasnimo zašto današnji diplomirani student kao i manje obrazovani Amerikanci znaju manje o svijetu nego što su ljudi slični njima znali prije 20 godina.
Anlamalısınız ki, Bronswille'den 200 genç Harvard'ı ziyaret ettiğinde, şimdi anladılar ki, tercihlerindeki bir üniversite gerçek bir ihtimaldi.
Morate shvatiti da kada je 200 mladih ljudi iz Brownsville-a posjetilo Harvard, razumijeli su kako je fakultet njihovog izbora stvarna mogućnost.
En son duyduğum şu ki, şu an Çin'de yirminin üstünde üniversite tamamen İngilizce eğitim veriyor.
Prema posljednjim informacijama, u Kini trenutno postoje 24 sveučilišta gdje se podučava na engleskom.
(Kahkahalar) Bu üniversite kampüslerinde her zaman olan bir şeydir.
(Smijeh) U studenskim se kampusima to događa sve vrijeme.
Diyordu ki "Üniversite öğrencileri istemiyoruz. 20 ila 50 yaş arası erkekler arıyoruz."
I dalje glasi: "Ne trebamo studente; trebamo muškarace između 20 i 50 godina"
Ve son olarak çok enteresan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Bu senenin başlarında Stanford ve Caltech Üniversite'lerinden araştırmacılar tarafından yayınlanan deneyde
Želio sam završiti navodeći vrlo zanimljivu studiju koju su ranije ove godine objavili istraživači na Stanfordu i Caltechu.
Baba - üniversite hocası olduğu için - Mike'ın Sert Limonatası'nda alkol olduğunu tahmin edememiş.
Tata, budući da je nastavnik, nije imao pojma kako Mike-ova Snažna Limunada sadrži alkohol.
İlk deney -- MIT'yi gezdim ve buzdolaplarına 6'lık kola kutuları koydum -- bunlar üniversite öğrencileri için ortak buzdolaplarıydı.
Prvi eksperiment – hodao sam po MIT-u i raspodijelio pakiranja Cole od po 6 limenki po hladnjacima – to su bili obični hladnjaci za prodaju pića na fakultetima.
Ve Pittsburgh'da iki büyük üniversite var. Carnegie Mellon ve Pittsburgh üniversiteleri.
I na Pittsburghu su dva velika sveučilišta, Carnegie Mellon i Sveučilište Pittsburgh.
dedim, "Üniversite'de çalıştığına göre kadavra bulman mümkün."
Znaš? Možeš nabaviti leš kad radiš na sveučilištu.
Doğu Nijerya'da bir üniversite kampüsünde büyüdüm.
Odrasla sam u studentskom gradu u istočnoj Nigeriji.
Los Angeles'e geldiğimde bir ilke ile karşılaştım. çok iyi niyetle yazılmıştı şöyle diyordu, "Üniversite anaokulunda başlar."
prije devet godina, naišao sam na izjavu, dobronamjernu izjavu, "Fakultet započinje u vrtiću."
Birleşmiş Milletlerin verileri var, ulusal istatik kurumlarının verileri var üniversite ve diğer sivil toplum kuruluşlarının verileri var.
u nacionalnim statističkim uredima, na sveučilištima i drugim nevladinim organizacijama.
5.3072338104248s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?