Kriz üstüne kriz çıkan bir hayatla baş edebilir miyim, bilmiyorum.
Ne znam kako ću izaći na kraj s toliko problema. Poslušaj me.
Parçacık hızlandırıcı patlamasında ortaya çıkan karanlık maddeye maruz kaldığında kendisi üzerinde deney yapmaktaysa...
Ako je on bio Eksperimentiranje na sebe Kad je bio izložen stopu Tamna materija val izdana od strane čestice Akcelerator explosion-
Şimdiye kadar oğlumla ilgili ağzından çıkan her şey yalandı.
Svaka riječ koju si rekao u vezi mog djeteta je bila pogrešna.
Ben "I. Kral Robert'ın Ölümünün Ardından Çıkan Savaşların Kaydı"nı okunmadan rafta dursun diye yazmıyorum.
Ne pišem "Kroniku ratova nakon smrti kralja Roberta I" da bi stajala na polici nepročitana.
Tuvalete başka girip çıkan oldu mu?
Je li još itko izašao iz zahoda?
Önüne çıkan ilk deliğe girmiş olabilir.
Mogla bi biti prva rupa na koju je naišao.
Askeri üsten bir kaç elemanla içmeye gitmiştik ve kıç çatalımdan çıkan iki kol dövmesi yaptıramayacağıma dair 100 dolarlık bir bahse girdik.
Nekoliko nas je izašlo u grad i kladili se u 100 $ ako tetoviram dvije ruke kako izlaze iz mog dupeta.
Karşımıza çıkan yeni diyarı sana anlatmam lazım.
Ozbiljno, moram ti stvarno ispričati o novoj zemlji koju smo pronašli.
Dünyamız da aynı şekilde çalışıyor, küresel ısınma, çıkan ateş oluyor insanlık da virüs.
Zemlja djeluje na isti način. Globalno zagrijavanje je vrućica, a čovječanstvo je virus.
Yeni yan yola karşı çıkan ve kasabadaki işlerin nasıl yürüdüğünü bilen biriyle tanışmamıştım daha önce.
Ja samo nisam upoznala nikoga ko je protiv obilaznice. i takođe ko zna kako stvari funkcionišu u ovom gradu.
Karşımıza çıkan ilk yoldan girip bir araç bulana kadar kuzeye doğru geri gidelim.
Čim naiđemo na prvu cestu, nastojmo se vratiti ka sjeveru, i naći prijevoz. Može?
Ve şu anda çıkan DNA sonuçlarının bunu doğrulayacağına da adım gibi eminim.
Siguran sam da će DNK analize to potvrditi.
Ya, göğsündeki kıllara ve öne çıkan dişlerine baksana.
Vidi samo to njegovo krzno i zubiće.
Ve karşıma çıkan bu gelişen olayda, Facebook'un benim hangi bağlantılara tıkladığıma bakıyor olmasıydı, ve o, aslında, benim özgürlükçü arkadaşlarımın linklerine tutucu kesimin linklerinden daha fazla tıkladığımın farkına varıyordu.
A ono što se ispostavilo je da je Facebook pratio koje linkove sam kliknuo, i primjećivao je da sam, u stvari, više klikao na linkove mojih liberalnih prijatelja nego na linkove mojih konzervativnih prijatelja.
Natalie Angier, New Yorker'da çıkan bir yazısında bir ateist olarak kendini nasıl yalnız hissettiğini yazdı.
Natalie Angier je napisala prilično žalostan članak u New Yorkeru u kojem govori kako je usamljena kao ateistica.
Şimdi ortaya çıkan -- teşekkür ederim.
Sada, ispostavlja se -- hvala vam.
Ortaya çıkan, 30 gün yeni bir alışkanlığı hayatınıza ekleyip, çıkarmak için yeterli bir zaman. haberleri izlemek gibi-
Ispostavlja se kako je 30 dana prava količina vremena za dodavanje navike ili rješavanje neke navike -- poput gledanja vijesti -- iz vašeg života.
Ortaya çıkan bu kadın yüzünden-- bakın videonun sonunda---o görünen kadın
Jer je došla jedna žena -- ovo vidite na kraju videa -- žena prilazi.
Ve bütün bunlar ağızlarımızdan çıkan bir parça hava dolayısıyla olabilir.
A sve to zbog daška zraka koji je izišao iz naših usta.
Bugün, size bu ortak çalışmaların sonucunda ortaya çıkan birşeyi göstermek istiyorum.
Danas bih vam htio pokazati nešto što je nastalo iz tih suradnji.
Dinin sadece yanlış olduğunu değil komik olduğunu da söyleyen bazı sesi yüksek çıkan ateistler oldu.
Postojali su neki veoma glasni ateisti koji su istaknuli da religija nije samo pogrešna, već da je i smiješna.
Aile ağacındaki herkesin erkek olduğunu gördüğümde, kalemimi aldım ve kendi adımın altından çıkan bir çizgi çektim ve "Malala" yazdım.
Ali kada sam pogledao, svi su bili muškarci, i uzeo sam svoju olovku, povukao crtu od svog imena, i napisao, "Malala."
Kusursuz derecede ideal bir dünyada bu sayıların aynı olması gerekirdi, ancak bizler her zaman güncel tercihlerimizi yerine getirmek için karşımıza çıkan fırsatlara daha fazla ödeme yapıyoruz çünkü bu fırsatların güvenilirliğini gözümüzde büyütüyoruz.
Sada, u savršeno racionalnom svijetu, ovo bi trebala biti ista brojka, ali mi pretplatimo za priliku da udovoljimo trenutnim sviđanjima jer precijenimo njihovu stabilnost.
Ki bu benim açımdan iyi bir şeydi. Çünkü basında çıkan fotoğraflarda ben de görünüyordum. Çoğunlukla Sophia'nın bacaklarının arasında.
To je za mene bilo sretna okolnost, jer se na većini novinskih fotografija pojavljujem i ja, doduše često između Sophijinih nogu.
Sırf geçtiğimiz altı aydan birkaç öne çıkan örneğe bakalım.
Pomotrite nekoliko istaknutih primjera iz samo proteklih šest mjeseci.
Ama ağzımdan çıkan ses şöyleydi: "Voo voo voo voo vooo."
A iz mene izlazi: "Vu vu vuu vuu vuu."
Ama son teslim tarihinin olmadığı durumlarda ortaya çıkan ikinci bir erteleme türü daha var.
No, postoji još jedan oblik odlaganja koji se javlja kada ne postoji vremenski okvir.
Panama'dan ortaya çıkan bu belgeler, bilinmezlerle dolu offshore dünyasının, sadece ufak bir parçasını gün yüzüne çıkardı.
Puštanje ovih "panamskih papira" u javnost podiže veo tajne kojim je obavijen offshore svijet.
(Kahkaha) Grafik tasarımcı Peter Saville'in elinden çıkan dergi, kendileri de bu konuları keşfetmekle ilgilenen moda tasarımcısı Alexander McQueen ve fotoğrafcı Nick Knight'a gitti.
- Tako da je taj časopis, u rukama grafičkog dizajnera Petera Saville, surađivao s modnim dizajnerom Alexanderom McQueenom i fotografom Nickom Knightom, koju su također bili zainteresirani istraživati ovaj razgovor.
ortaya çıkan -- burada bir yol var --...
Kako se pokazalo -- postoji obrazac -
...ortaya çıkan, tüm dünyadaki mükemmel ve ilham verici liderler ve kuruluşlar, ister 'Apple', veya ' Martin Luther King' veya 'Wright' kardeşler olsun, hepsi aynı şekilde düşünür, haraket eder ve haberleşirler.
kako se pokazalo, sve velike i inspirativne vođe i organizacije širom svijeta, bilo da je to Apple, ili Martin Luther King ili braća Wright, svi su oni razmišljali, ponašali se i komunicirali na potpuno isti način.
‹‹Karaçalı, ‹Eğer gerçekten beni kendinize kral meshetmek istiyorsanız, gelin gölgeme sığının› diye karşılık verdi, ‹Eğer sığınmazsanız, karaçalıdan çıkan ateş Lübnanın bütün sedir ağaçlarını yakıp kül edecektir.›
A glog odgovori stablima: 'Ako me doista hoćete pomazat' za kralja, u sjenu se moju sklonite. Ako nećete, iz gloga će oganj planuti i sažeći cedrove libanonske!'
Sıkıntı içindeyken dudaklarımdan dökülen, Ağzımdan çıkan adakları.
što ih obećaše usne moje, što ih usta moja u tjeskobi obrekoše.
Bilge kişinin ağzından çıkan sözler derin sular gibidir, Bilgelik pınarı da coşkun bir akarsu.
Duboke su vode riječi iz usta nečijih, izvor mudrosti bujica što se razlijeva.
İsa ona şu karşılığı verdi: ‹‹ ‹İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrının ağzından çıkan her sözle yaşar› diye yazılmıştır.››
A on odgovori: "Pisano je: Ne živi čovjek samo o kruhu, nego o svakoj riječi što izlazi iz Božjih usta."
İsa gölün karşı yakasında Gadaralıların memleketine vardı. Orada Onu mezarlık mağaralardan çıkan iki cinli karşıladı. Bunlar öyle tehlikeliydi ki, kimse o yoldan geçemiyordu.
I kada dođe prijeko, u gadarski kraj, eto mu u susret dvaju opsjednutih: izlazili su iz grobnica, silno goropadni, te nitko nije mogao proći onim putem.
Ne var ki ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur.
Naprotiv, što iz usta izlazi, iz srca izvire i to onečišćuje čovjeka.
‹‹Göklerin Egemenliği, sabah erkenden bağında çalışacak işçi aramaya çıkan toprak sahibine benzer.
"Kraljevstvo je nebesko kao kad domaćin rano ujutro izađe najmiti radnike u svoj vinograd.
‹‹O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkan on kıza benzeyecek.
"Tada će kraljevstvo nebesko biti kao kad deset djevica uzeše svoje svjetiljke i iziđoše u susret zaručniku.
‹‹Göksel egemenlik, yolculuğa çıkan bir adamın kölelerini çağırıp malını onlara emanet etmesine benzer.
"Doista, kao kad ono čovjek, polazeći na put, dozva sluge i dade im svoj imetak.
Bu, yolculuğa çıkan bir adamın durumuna benzer. Evinden ayrılırken kölelerine yetki ve görev verir, kapıdaki nöbetçiye de uyanık kalmasını buyurur.
Kao kad ono čovjek neki polazeći na put ostavi svoju kuću, upravu povjeri slugama, svakomu svoj posao, a vrataru zapovjedi da bdije.
Tam o sırada ortaya çıkan Anna, Tanrıya şükrederek Yeruşalimin kurtuluşunu bekleyen herkese İsadan söz etmeye başladı.
Upravo u taj čas nadođe. Hvalila je Boga i svima koji iščekivahu otkupljenje Jeruzalema pripovijedala o djetetu.
Barabba, kentte çıkan bir ayaklanmaya katılmaktan ve adam öldürmekten hapse atılmıştı.
A taj bijaše bačen u tamnicu zbog neke pobune u gradu i ubojstva.
‹‹Babadan size göndereceğim Yardımcı, yani Babadan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek.
A kada dođe Branitelj koga ću vam poslati od Oca - Duh Istine koji od Oca izlazi - on će svjedočiti za mene.
Kutsal Ruhun buyruğuyla yola çıkan Barnabayla Saul, Selefkiyeye gittiler, oradan da gemiyle Kıbrısa geçtiler.
Poslani od Svetoga Duha siđu u Seleuciju, a odande odjedre na Cipar.
İnen de Odur, her şeyi doldurmak üzere bütün göklerin çok üstüne çıkan da Odur.
Koji siđe, isti je onaj koji i uzađe ponad svih nebesa da sve ispuni.
Tanıklık görevleri sona erince dipsiz derinliklerden çıkan canavar onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek.
A kada dovrše svoje svjedočanstvo, Zvijer koja izlazi iz Bezdana zaratit će s njima, pobijediti ih i ubiti.
Tapınaktan çıkan başka bir melek bulutun üzerinde oturana yüksek sesle bağırdı: ‹‹Orağını uzat ve biç! Biçme saati geldi. Çünkü yerin ekini olgunlaşmış bulunuyor.››
I drugi jedan anđeo iziđe iz hrama vičući iza glasa onomu što sjedi na oblaku: "Mahni srpom i žanji jer dođe čas žetvi, zrela je žetva zemaljska!"
Melek bana Tanrının ve Kuzunun tahtından çıkan billur gibi berrak yaşam suyu ırmağını gösterdi.
I pokaza mi rijeku vode života, bistru kao prozirac: izvire iz prijestolja Božjeg i Jaganjčeva.
0.6112220287323s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?