Prijevod od "yazısı" na Hrvatski


Kako koristiti "yazısı" u rečenici:

El yazısı inceleyen bir uzman, çocuksu karalamalardan neler çıkarırdı?
Što li bi samo grafolog rekao na njezine dječje črčkarije?
Elinde ölen her hasta için alın yazısı buymuş ya da başkasının hatasından diyor.
Svaki put kad mu umre pacijent kaže da je to ili Božja volja ili nečija tuđa greška.
Bu, rahibin şövalyenin öyküsünü kaydettiği el yazısı.
Ovo je rukopis u kojem je fratar zabilježio priču tog viteza.
Olumlu bir köşe yazısı çok yararlı olabilir.
Povoljno Wentzovo mišljenje bi bilo korisno.
Ne yazık ki senden daha kötü bir el yazısı var.
Na žalost, rukopis mu je gori nego tvoj.
Bunun Liedenbrock'un el yazısı olduğunu sanmıyorum.
Mislim da to nije rukopis od Liedenbrocka.
Hepsi güzel bir el yazısı ile yazıldı.
Sve je tu napisano, i to lijepim rukopisom.
Kendi tasarladığım bir el yazısı metodu kullandım.
Napisan je u simbolima koje sam sama smislila.
Annem, yerel gazetede tavsiyeler veren bir köşe yazısı yazmaya başladı.
Mama je počela pisati kolumnu sa savjetima za lokalne novine.
Bir kitap veya parşömenden kazınıp alınmış bir metne ait ileride yeniden kullanılabilecek el yazısı bir sayfa.
Stranica rukopisa sa svitka ili iz knjige, s koje je tekst... Sastrugan. Što znači da se može ponovno koristiti.
"Marshall'la Steph Sonsuza Kadar" yazısı gerçekte "Steph'in erkek arkadaşı ıslahevinden bir hafta önce çıkınca Marshall'la Steph iki gün" olarak gelişti.
"Marshall i Steph zauvijek" se pretvorilo u "Marshall i Steph dva dana dok se njen decko nije ranije vratio iz popravnog doma".
Sapık'ın katıksız ve amansız şokunu ve belirsizliğini daha da vurgulamak için kapanış yazısı olan "Son"dan hemen sonra perdeleri tam 30 saniye kapatmanızı şiddetle öneririz.
Kako bih naglasio neviđeni val šoka i napetosti u Psihu savjetujem vam da poslije riječi "kraj" paravanom prekrijete platno na 30 sekundi.
İkinci olarak, cinayet ve seni kaçırıp hapsettiğime dair el yazısı itirafım.
Drugo, moje rukom pisano priznanje tog zločina i tvoja otmica i utamničenje.
Bir trend yazısı. Sınırlama adı verilen bir şey hakkında.
To je trend komad, o nešto što se zove ivica.
Hukuk firmasının müşteriyle ilgili detaylı bir analiz yazısı yazmış.
Napisao je obilnu analizu o klijentima dubokog džepa.
Bir tarafında bir Budist yazısı var.
Na jednoj strani je budistički natpis.
Ayrıca bir kaç el yazısı kopyasını aynı gün önemli kişilere gönderdiğini de biliyor musun?
Jesi li znala da je također poslao nekoliko rukom pisanih kopija uglednim osobama tog istog dana?
Bu çocuğun çok sıradışı bir alın yazısı var.
Pred tim djetetom leži veličanstvena sudbina.
Peki ceylan, Harlan Ellison'a göre Cam Elli Şeytan'dan değil de yine Outer Limits yazısı olan ve kendi yazdığı "Asker" adındaki yazıdan alındığını biliyor mu?
Zna li gazela da, po Harlanu Ellisonu, to nije ukradeno od Demona sa staklenom rukom, nego iz njegove druge skripte Vojnik?
Bir Yahudi, Texas'ta bir evin önünde o kadar uzun durursa "Satılık" yazısı kendiliğinden çıkıyor.
Ako Židov sjedi ispred kuće u Teksasu tako dugo, pojavljuju se znakovi Na prodaju.
Ona Stephen Hawking'in araştırmacı gazetecilik yazısı yazmasının ne kadar sürdüğünü sandığını sordum.
Pitao sam ga koliko misli da je trebalo Stephenu Hawkingu da napiše komad istražnog novinarstva.
Her yerinde notlar var. Simmons'ın el yazısı bu.
Postoji bilješke cijelom ovom u Simmons 'rukopisom.
Öğretmen olmanın en zor yanı... el yazısı öğretmek.
Najteži dio učiteljskog posla je podučavanje pisanih slova.
Aslına bakarsan el yazısı yazmayı öğrenmediyse birisi ona biraz yardım etmiş demektir.
Zapravo, osim ako nije naučila pisati krasopis, netko joj uvelike pomaže.
Alın yazısı gibi geliyor değil mi?
Pa, to se čini kao sudbina, zar ne? (Smijeh) Da.
diyordu. Üç gün sonra ise el yazısı ile yazılmış çok güzel, uzun bir mektup aldım gönderen arkadaşım ve ortağım Bill Clinton'dı. "Yeni restaurantında başarılar dilerim Al!"
Tri dana kasnije dobio sam lijepo, dugačko, rukom pisano pismo od svog prijatelja i partnera i kolege Billa Clintona u kojem je stajalo, "Čestitam na novom restoranu, Al!"
O zamanlardaki belgelerin el yazısı ile yazılmış ne iş yaptığınızı gösteren ciltleri vardı.
U to su vrijeme dokumenti imali tvrde korice, i u njima je rukom bilo ispisano vaše zanimanje.
Dolayısıyla, bazı insanlara göre Indus yazısı, Sanskritçe benzeri antik bir Hint-Avrupa dilini temsil ediyor.
Stoga neki ljudi vjeruju kako indsko pismo predstavlja drevni indoeuropski jezik poput Sanskrta.
Indus yazısı için, böyle bir kalıntı yok.
Nemamo takav artefakt za indsko pismo.
Konuşmamın devamında, İndus yazısı hakkında endişelenmeyi nasıl bıraktığımı ve onu çözme mücadelesini nasıl sevdiğimi anlatmak istiyorum.
U ostatku svog predavanja ispričat ću vam kako sam naučio prestati se brinuti i zavolio izazov koji indsko pismo predstavlja.
İndus yazısı, ortaokul kitaplarımda karşılaştığımdan beri beni büyülerdi.
Indsko pismo me oduvijek fasciniralo još otkako sam o njemu čitao u srednjoškolskom udžbeniku.
Ve görüyoruz ki İndus yazısı bu özelliğe sahip.
Indsko pismo sada ima tu određenu karakteristiku.
İndus yazısı da benzer davranışlar ortaya koyuyor.
Indsko pismo također iskazuje sličnu vrstu uzoraka.
Keşfettik ki Indus yazısı tam olarak dil yansıtan ölçekte.
Otkrili smo kako indsko pismo zapravo potpada unutar raspona jezičnih pisama.
Söz konusu İndus yazısı olduğunda, sorunumuz tam tersi.
U slučaju indskog pisma, problem je obrnut.
Günümüzde, TED gibisinden bir sözcüğü Mısır hiyeroglifleri ve çivi yazısı ile yazabiliyoruz. Çünkü her ikisi de 19. yüzyılda çözüldüler.
Danas možemo napisati riječ poput TED koristeći egipatske hijeroglife i klinasto pismo zato što su oba dešifrirana u 19. stoljeću.
Beni bunu düşünmeye iten şey, Derek K. Miller tarafından bu senenin başlarında kaleme alınan bir blog yazısı, Arthur aynı zamanda bilim ve teknoloji yazarıdır ve kanserden ölmüştür.
Ono što me prvo natjeralo na razmišljanje o tome je bio blog članak objavljen ranije ove godine od Dereka K. Millera, koji je bio novinar o znanosti i tehnologiji koji je umro od raka.
David Sedaris, en sevdiğim yazarlardan biri ve bu koleksiyonla aynı adı taşıyan deneme yazısı bir çıplaklar kampına yaptığı gezi ile ilgili.
David Sedaris je jedan od mojih najdražih pisaca, a naslov ovog eseja u ovoj kolekciji je o njegovom putu u nudističku koloniju.
Bir değer kişisel temas ile olan şeyler -- bir el yazısı kitabı, hisleri arayan bir mektup.
Vrijednost za stvari s osobnim dodirom -- spomenik, pismo iz duše.
Bu yüzden The Guardian'a Katie'nin şarkısı hakkında bir köşe yazısı yazdı ve sınırdan tam olarak ne kadar uzakta olduğumuzu biliyoruz dedi.
I tako, on je napisao članak u Guardianu o Katienoj pesmi, u kojoj je rekao, dakle, da mi znamo točno koliko staro, koliko daleko od ruba.
Her kitap, her gazete yazısı, her şarkı, her televizyon programı -- yalnızca tek bir konu var.
Svaka knjiga, novinski članak, pjesma, TV program -- ima samo jednu temu.
Makine öğrenme, kredi taleplerinden kredi riski değerlendirme, posta kodlarından el yazısı karakterleri okuyarak posta sınıflandırma gibi şeylerle başladı.
Počelo je procjenjivanjem kreditnog rizika sa zahtjeva za kredit i razvrstavanjem poššte čitanjem ručno napisanih pošštanskih brojeva.
İşte burada -- (Gülüşmeler) Okumak zorunda değilsiniz -- (Gülüşmeler) Kötü bir el yazısı, ama bazı anahtar kelimeleri vurguladım.
I evo ga ovdje -- (Smijeh) Ne morate ovo čitati -- (Smijeh) Ovo je također loš rukopis, ali označio sam ključne riječi.
yani, babamın çok kendine özgü bir hediye paketleme tarzı vardı ve annemin el yazısı da Noel Baba'nınkine fazlasıyla benziyordu.
Mislim, moj tata je zamatao na poseban način, i majčin rukopis je jako nalikovao na Djedov.
1.3882908821106s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?