Prijevod od "sıçanları" na Hrvatski

Prijevodi:

štakore

Kako koristiti "sıçanları" u rečenici:

Er ya da geç o sıçanları yakalayacağım.
Prije ili kasnije, sredit ću te štakore!
Sıçanları yok etmek hiç sorun olmayacaktır ama evde üremediklerinden emin olmamız gerekiyor.
Nije problem uništiti štakore. No trebamo spriječiti razmnožavanje.
Şu sigortacı şarapları ve sıçanları sordu.
Tip iz osiguranja, Bridge ispitivao me o koIekcijama vina i stakorima.
Bunlar, uzun ve tüylü sıçanları andıran hayvanlar, değil mi?
Oni lice na dugacke, cupave pacove, zar ne? - Da.
Cameron, ne tür hastalıklar insanları etkileyip sıçanları etkilemez?
Cameron, koje vrste bolesti utječu na ljude, ali ne i na štakore?
Soru şu, ne tür bir enfeksiyon insanları etkileyip sıçanları etkilemez ve insan vücudu bu bakteriyi tespit edemez?
A onda pitanje postane koja vrsta infekcije pogađa ljude, ali ne i štakore a koju ljudsko tijelo nezna prepoznati?
Müzik ve hareket, sıçanları ayak bileğimden uzak tutuyor.
Muzika i pokreti zadržavaju pacove da mi ne napadaju članke.
Yeni Lynette sıçanları öldürür ve onları allaha havale eder.
Nova Lynette ubija krtice i šalje ih u nebo.
İyi bir tahmin olabilir ama bana anlattığı parmak uçlarını aramaya gidecek olman. Dağ Sıçanları gözden kaçırmış olabilir.
I to je moguće, ali meni to govori da treba da ih potražimo, u slučaju da ih mrmoti nisu videli.
Büyük ihtimalle diğer sıçanları bulmuştur ve onlarla mutlu mesut yaşıyordur.
Vjerovatno je našao druge štokore i sad je sretan s njima.
Sonra da Paris'in sıçanları ziyafet çeksin diye cesetlerini kanalizasyona atacağım!
A onda im tijela baciti u kanal da se njima goste pariški štakori!
Bu pis sıçanları küle çevirecek daha çok devriye lazım.
Treba nam više patrola koje će rješavati ove prljave štakore.
Fareli köyün kavalcısı, sıçanları yakalamak için tutulmuştu, ama kasaba halkı onu kandırdı ve hiç ödeme yapmadı.
ČAROBNI FRULAŠ JE ISTJERAO ŠTAKORE ALI SU GA PREVARILI I NISU MU PLATILI.
Muhtemelen, yarasaları, sıçanları fareleri, sincapları ve pireleri takip etmiştir.
Vjerovatno je sljedila šišmiše, štakore, miševe, vjeverice i buhe.
Tyler'ın kaçırılmasını, Ampül Len cinayetini, Kincaid'in yaptığını anlatıp... 2 saniyede sıçanları Kincaid'e fırlattı.
Upravo je priznao otmicu Tylera, ubojstvo Žarulje Lena, i bez iznenađenja, izdao je Kincaida za samo 2 sekunde.
Biri şu kuduz sıçanları gözümün önünden çekebilir mi?
HOCE LI NEKO MOLIM VAS RIJESITI OVE PACOVE MIZERIJE?
Evet, ölü sıçanları stoklamaya küresel sağlık tehdidi denir.
Mrtvi štakori postali su prijetnja globalnom zdravlju.
Bir köpeğin, sıçanları kovalamak için cesarete ihtiyacı yoktur.
Psu ne treba hrabrosti da rastjera štakore.
Yeni şarap mahzeni sıçanları sizlersiniz demek.
Znači, vi ste novi podrumski štakori.
Lağım sıçanları bile senden daha terbiyelidir.
Čak su i štakori iz odvoda uljuđeniji od tebe.
Sıçanları kanalizasyondan çıkarır gibi onları bu tünellerden çıkardık.
Protjerali smo ih iz tunela kao štakore iz kanalizacije.
Mahalle sıçanları için ucuz çocuk bakıcılarıyız.
Mi smo jeftino obdanište za komšijske štakore.
Yüz yıl sonra bir dahi Jamaika'dan firavun fareleri ithal edip sıçanları yok etmeye karar vermiş.
I tada, prije oko sto godina je neki genijalac odlučio uvesti Indijske mungose sa Jamajke da istrijebe štakore.
Ufak bir damla, o sıçanları bir daha asla görmezsiniz.
Samo jedna kap, i nikada više nećeš vidjeti te miševe.
Ve tabiiki, dağ sıçanları o acaip yuvaları kaya yığınlarıyla kış uykusu için yaparlar
A, onda naravno, svizac gradi nevjerojatne jazbine od gomile kamenja za zimski san.
Çocukken keseli sıçanları ya da sokak kedilerini deşişim gibi tıpkı.
Baš kada sam kao dijete rezala oposuma li mačku lutalicu.
Dürüst olmak gerekirse, hiç hayalet görmedim ama sıçanları sormayın bana hiç.
Sad, iskreno, Nikada nisam vidio duha,, ali nemojte me pitati o na possums.
O sıçanları def etmenin tek yolu el bombası sallamak, değil mi?
Znaš da je jedini način za pobiti tu gamad jebena granata?
Sıçanlar sıçanları ısırıyorsa kimsenin umurunda olmaz.
Kad se štakori međusobno proždiru to nikome ne smeta.
Balıkçı hariç, kimse sıçanları rapor etmedi.
Osim ribara, nitko nije prijavio niti štakore na sve.
Kafanda bir şeyler var ve sadece sıçanları kapsamıyor.
Ima nešto na umu, i to ne samo štakori.
Bu tuzaklar bize yaramaz çünkü sıçanları öldürmek için hazırlanmış mağazadan satın alınmış tuzaklar bunlar.
Ti zamke nisu dobri za nas jer su kupljenih junk namjeravao ubiti štakora.
Gelip suyumu çalmaya çalışan sıçanları çok gördüm.
Imam neke pacove... koji mi kradu vodu.
Çok popüler olan Thorazine, insanlardan once sıçanları rahatlattı.
Popularan antipsihotik Thorazine opuštao je štakore prije no što su ljudi došli na red.
Hayvanlar dünyasında, yavru oldukları dönemde oyun oynamaya programlanmış sıçanları ele alalım. Oyunu baskılıyorsunuz. Ciyaklıyorlar, güreşiyorlar, birbirlerini sıkıştırıp yere yatırıyorlar; bunların hepsi oyunlarının birer parçası.
U životinjskom svijetu, ako uzmete štakore, koji se kao mladunci instinktivno igraju, i ne dozvolite im igru -- oni ciče, hrvaju se, ruše jedni druge, to je dio njihove igre.
1.5434310436249s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?