Emniyet güçleri bu yozlaşmayla tamamen yeni bir savunma hattıyla savaşıyor lakin herkes eşit yaratılmamıştır.
Za provedbu zakona u borbi protiv korupcije ovu s novom linijom obrane. No, nisu svi stvoreni jednaki.
En iyi savunma saldırıdır, değil mi?
Napad je najbolja odbrana, jel' tako?
Seth geri gel de savunma yap!
Seth, idi nazad i igraj obranu.
Ben, Savunma Bakanlığının güvenlik dergisinde silahlar üzerine iki makale yayımladım.
Imam dva sažetka o oružju koje provjerava Ministarstvo obrane.
Sizi yeni Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeninizle tanıştırmak istiyorum.
Dopustite da vam predstavim novog nastavnika Obrane od mračnih siIa.
Skynet, Brewster'ın gözetiminde geliştirilen dijital savunma sistemi.
Skynet je jedan od digitalnih obrambenih sustava koje vodi.
Eski-Seherbaz Bakanlık'taki asi ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinizin yeni öğretmeni.
Bivši Auror. Neposlušni u Ministarstvu. I novi nastavnik obrane od mračnih sila.
Savunma, tanık kürsüsüne Doktor Jack Shepherd'ı çağırıyor.
Obrana poziva dr Jacka Shepherda da svjedoci.
Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı
To je agencija za razvoj novih tehnologija pri vojsci.
Ben Savunma Bakanlığı'na girdikten sonra uyuşturucu satıcılarının yaptığı barış sona ermişti.
Nakon mog ulaska u Ministarstvo odbrane... mir u favelama mađu gangovima je bio prekinut.
Sen savunma avukatlığı yapıp, ben sokaktan serserileri toplarken tabii ki başa çıkamazsın.
Ne dok si obrambeni odvjetnik. Ne dok ja pokušavam micati ološ s ulice, a ti ih pokušavaš vratiti natrag.
O zaman savunma, öğle yemeğinden sonra ilk tanığını çağırabilir.
Onda će obrana nakon ručka pozvati prvog svjedoka.
Sayın Yargıç, savunma Louis Ross Roulet'yi çağırıyor.
Vaša Visosti, obrana zove Louisa Rossa Rouleta.
Sayın Yargıç, savunma nereye varmaya çalışıyor?
Vaša Visosti, gdje obrana ide s ovim?
Savunma Bakanlığı'ndan bir adam vardı, sevdiği şeyleri bilirdim.
Bio je covjek, MOD sluzbenik, za kojeg sam znala sto voli.
Savunma Bakanlığı'nda çalışan bir arkadaşım vardı.
Imao sam prijatelja koji je radio za MOD.
Planınızın tüm savunma sanayiini kızdırdığını biliyorsunuz.
Znate da je vaš plan uzrujao obrambenu industriju.
Sawyer başa geçince, yeni Savunma Bakanı operasyonu durdurdu ve Stenz dahil tüm üyelerini gözden çıkardı.
Kad je Sawyer izabran, novi ministar obrane prekinuo je to i odrekao se svih pa i Stenza.
Savunma sanayisindeki dostlarını mutlu etmek için yaptın bunları.
Sve ovo da ti kompići iz industrije oružja budu sretni.
Savunma bakanının evinden naklen yayınla karşınızdayız.
Izvještavamo vas uživo iz kuće ministra obrane.
Savunma sistemi birkaç dakika içinde çalışır hâle gelecek Tom.
Obrambena mreža će biti operativna svakog trenutka.
Federaller, yüksek güvenlik yetkisine ve sabıkaya sahip olan hapisteki bir Savunma Bakanlığı çalışanını araştırmaya başlaması kaç gün sürer?
Koliko će proći dok FBI počne ispitivati uhićenog djelatnika Min. obrane s odobrenjem najviše razine i ozbiljnom optužbom nad glavom?
Aylaklara veya diğer insanlara karşı en iyi savunma aracı insanlardır.
Ljudi su najbolji obrana protiv hodalice Ili ljudi.
Ajan Buchanan, benim Livermore'daki siber-savunma işimde yakın bir ortaktır.
Fascinantno je. Agent Buchanan je bliski partner u mom radu na cyber-obrani u Livermoreu.
General Coburn, analiz etmesi için Savunma Bakanlığı teknisyeni yolluyor.
General Coburn šalje tehničara iz MO da ga analizira.
Bu durum, sıradan bir Savunma Dairesine göre bir vaka olabilir ama CIA'e göre dava açmalık istihbarat demektir.
To može biti okolnost za nekog javnog branitelja. Ali za CIA-u, to je povod za akciju.
Avukat, bir savunma beklediklerini ama duruşmayı kaldıramayacağımızı söyledi.
Odvjetnik kaže da očekuju izjavu ali da ne otpisujemo suđenje.
Akıllı bir kumandan savunma avantajından vazgeçmez.
Pametan zapovjednik ne odriče se obrambene prednosti.
Bu adam bir gün Yüce Divan'ın önünde de savunma yapar demiştim.
Vjerovao sam da ćeš jednog dana biti na Vrhovnom sudu.
Buraya gelirken savunma silahları laboratuarına uğradım.
Malo sam skrenuo... Do tvog laboratorija obrane.
Hata yapmayın, sizler son savunma hattısınız.
Nemojte griješiti, vi ste zadnja linija obrane.
Kesin olmasa da uyku halinin bir savunma mekanizması olduğu kanaatindeyiz.
Naša radna teorija jest da ta hibernacija može biti obrambeni mehanizam.
Amerikan Yerlileri'yle ilişkilerimizde erkenden bir saldırgan tavrı ortaya koyarak Savunma Bakanlığı bünyesinde kurulmuştur.
osnovan je pod Odjelom rata, od počeka potencirajući agresivnost u našem odnosu prema Indijancima.
Roosevelt Grier ya da insanların genellikle hitap ettiği adıyla Rosey Grier, büyüdü ve NFL'de (Amerikan Ulusal Futbol Ligi) 136 kilo 195 cm lik bir savunma oyuncusu oldu.
Roosevelt Grier, ili Rosey Grier, kako su ga obično zvali, rastao je i odrastao u 130 kg teškog i 2 m visokog igrača Nacionalne lige američkog nogometa.
5 Kasım 1990'da El-Seyyid Nusayr isimli bir adam Manhattan'daki bir otele girip haham Meir Kahane'e suikast düzenledi. Kahane, Yahudi Savunma Ligi'nin lideri idi.
Petog studenog 1990., čovjek po imenu El-Sayyid Nosair ušetao je u hotel na Manhattanu i ubio je rabina Meira Kahanea, vođu Židovske obrambene lige.
Örneğin, burada olanlardan bazılarınız belki hatırlar, Haziran 1958'de, Milli Sivil Savunma Tatbikatı'nda, o gün on milyonlarca insan 78 ayrı kentte yeraltına girdi.
Na primjer, neki ovdje će se sjetiti ovog dana, lipanj 1958., "Vježba Nacionalne građanske obrane, " gdje su deseci milijuna osoba u 78 gradova otišli u podzemlje.
Hepimiz biliyoruz ki herhangi bir etkin eğitim, araştırma, sağlık ve hatta savunma reformu 10, 15, belki de 20 yıllık çalışmayı gerektirir.
Znamo da bilo kakva učinkovita reforma obrazovanja, znanosti, zdravstva, čak i obrane, iziskuje 10, 15, pa možda i 20 godina rada.
Her neyse, burada Savunma Bakanı Rumsfeld'in sekreteri var.
U svakom slučaju, ovdje bivši ministar obrane Rumsfeld
Rehavam Yeruşalimde yaşadı ve savunma amacıyla Yahudadaki şu kentleri onardı:
Roboam, stolujući u Jeruzalemu, poče dizati tvrde gradove po Judeji.
Şadrak, Meşak, Abed-Nego, ‹‹Bu konuda kendimizi savunma gereğini duymuyoruz›› diye karşılık verdiler,
Šadrak, Mešak i Abed Nego odgovoriše kralju Nabukodonozoru: "Ne treba da ti odgovorimo na to.
‹‹Ben onlara, ‹Herhangi bir sanığı, kendisini suçlayanlarla yüzleştirmeden, kendisine yöneltilen ithamlarla ilgili olarak savunma fırsatı vermeden, onu suçlayanların eline teslim etmek Romalıların geleneğine aykırıdır› dedim.
Odgovorih im da u Rimljana nije običaj izručivati kojega čovjeka prije negoli se, optužen, suoči s tužiteljima i dobije prigodu da se brani od optužbe.
0.73650097846985s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Za provedbu zakona u borbi protiv korupcije ovu s novom linijom obrane. No, nisu svi stvoreni jednaki. 