Prijevod od "dek" na Hrvatski


Kako koristiti "dek" u rečenici:

En azından öyleydi. Ta ki gizemli bir kubbe tarafından dünyayla iletişimimiz kesilene dek.
Barem je bilo tako...dok nas nisu odvojili od ostatka svijeta tajanstvenom kupolom.
Bazıları burada sonsuza dek sıkıştığımızı söylüyor. Ama çıkış yolu bulmak için savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Neki govore da smo zauvijek zaglavili ovdje, ali nikada neće prestati tražiti izlaz.
Çığlık atmayı kesene dek bıçaklamaya devam ettim.
Probadala sam je dok vrištanje nije prestalo.
Öleceğin güne dek sana annelik edeceğim.
Bit ću tvoja majka dok ne umreš.
Ve bu bana, evliliğinizin sadece devam etmeyeceğini sonsuza dek süreceğini gösteriyor.
To mi govori da ovaj vaš brak ne samo da će uspjeti... nego će trajati zauvijek.
Bu gece sonsuza dek akıllardan çıkmasın!
Neka se ova noć zauvek zapamti.
Ta ki gizemli bir kubbe tarafından dünyayla iletişimimiz kesilene dek.
Dok nas od ostatka svijeta nije odijelila tajanstvena kupola.
Ölmek için bana yalvarana dek karınlarını deşeceğim.
Rasturit ću ih iznutra dok me ne budu molili da umru.
Çünkü görünenler geçicidir görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır.
Jer ono što se može vidjeti je prolazno, ali ono što se ne može vidjeti jest vječno.
Senin için görkemli bir tapınak, sonsuza dek yaşayacağın bir konut yaptım.››
a ja ti sagradih uzvišen Dom da u njemu prebivaš zauvijek."
Paranızı iki katına çıkarana dek fırlatmaya devam.
Možete bacati sve dok udvostručujete iznos.
İstediği şeyi alana dek onu hiçbir şey durduramaz.
Ništa ge neće zaustaviti dok ne ostvari to po što je došao.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuza dek senindir.
Za tvoje je kraljevstvo, moć i slava, zauvijek. Amen.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir.
Jer tvoje je kraljevstvo i slava i moć, u vijekove.
Yüzyılı aşkın süredir gizem içinde yaşadım, şu ana dek tehlikenin farkındayım ama onu tanımam gerekiyor.
Više od stoljeća, Živio sam u tajnosti Sve do sad. Znam da postoji rizik.
Gelmezsen, 7:01'de kalbimi sana sonsuza dek kapatacağım.
u 7:01 ti zatvaram svoje srce zauvijek.
Çünkü hissetmezsen, beni sonsuza dek kaybedeceksin.
Jer ako nećeš, izgubit ćeš me zauvijek.
Biz onlara yardım edene dek ölü olmaları daha iyi olan beyin hasarlı askerler.
Vojnici, čiji je mozak toliko oštećen da je bolje da su mrtvi... nego što im pomažemo.
O, eve çıkana dek böyle sürmeye devam etti.
To je trajalo dok nismo otišli.
Ben diyene dek, ejderhalar dahil kimse bu adadan adımını atmayacak!
Nijedan zmaj ili Viking ne smije napustiti otok dok ja ne dopustim!
Beni sonsuza dek burada mı tutacaksınız?
Da li samo da me zauvijek odu dole?
Bir mahkeme kararı çıkaracağım, karar kalkana dek Bayan Bailey'nin dört çocuk ile herhangi bir temasta bulunmasını engellemek üzere.
Ću pitanje nalogu suda Sprečavanje gospođi Bailey iz bilo kontaktu s četvero djece.
Christine'le konuşana dek kimse hiçbir yere gitmiyor.
Nitko nigdje ne ide dok ne popičamo sa Krstinom.
Lucifer isimli melek cennetten kovuldu ve sonsuza dek cehenneme hükmetmeye mahkum edildi.
Anđeo Lucifer prognan je iz Raja, i osuđen da vječno vlada Paklom.
Ancak, kişi başına olan enerji harcamaları diğerleri ile aynı olana dek, kimseye ne yapıp ne yapmamaları gerektiği konusunda önerilerde bulunmamalılar.
Ali sve dok imaju istu potrošnju energije po osobi, ne bi trebali davati savjete drugima -- što učiniti i što ne učiniti.
Ancak günün birinde öyle bir yazar geldi ki durumu sonsuza dek değiştirdi.
Ali onda je jedan autor stigao, i promijenio je igru zauvijek.
Şimdiye dek, çocuklarda metanet duygusunu oluşturmayla alakalı duyduğum en iyi fikir "zihniyet gelişimi" diye adlandırılan bir şey.
Dosad je najbolja ideja koju sam čula o izgradnji htijenja u djece bila ona zvana "razvojni mentalitet".
Yani, konuşamadığımı ve konuşulanı anlayamadığımı bu denemeyi yapana dek farketmemiştim.
Dakle, nisam znala, nisam mogla znati da ne mogu govoriti ni razumjeti jezik, dok nisam probala.
Her zamanki endişelerinin içinden yükseldiğini hissetmiş, "bunu kaybedeceğim", diye düşünmüş, "ve ebediyete dek hatırlayamaya çalışacağım ama bulamayacağım.
Osjeti kako ga preplavljuje dobro mu poznata tjeskoba nešto u stilu: "Dođavola, izgubit ću ju i onda će me ta pjesma zauvijek progoniti.
Söylenen o ki, çocuğun sayılan WikiLeaks sitesinde dünyanın geriya kalan bütün medyası aracılığı ile bugüne dek ortaya konulandan çok daha fazla gizli belgeyi yayınlamışsınız.
Govori se da je WikiLeaks, tvoje djelo, u posljednjih nekoliko godina objavilo više tajnih dokumenata nego ostatak svjetskih medija zajedno.
CA: Aslında merak da ediyorum, yani şimdiye dek duyduğumuz kadarı ile-- TED izleyicilerinin fikrini önemsiyorum.
CA: Zapravo me zanima, samo na temelju ovoga što smo čuli do sad... zanima me mišljenje TED publike.
Kenaana oğlu Sidkiya, yaptığı demir boynuzları göstererek şöyle dedi: ‹‹RAB diyor ki, ‹Aramlıları yok edinceye dek onları bu boynuzlarla vuracaksın.› ››
Kenaanin sin Sidkija napravi sebi željezne rogove i reče: "Ovako veli Jahve: njima ćeš bosti Aramejce dokle ih god ne zatreš."
‹‹Ben güvenlik içinde dönünceye dek bu adamı cezaevinde tutmalarını, ona su ve ekmekten başka bir şey vermemelerini söyleyin!››
Recite im: 'Ovako veli kralj: Bacite ovoga u tamnicu i držite ga na suhu kruhu i vodi dok se sretno ne vratim.'"
Vali, Urim ile Tummimi kullanan bir kâhin çıkıncaya dek en kutsal yiyeceklerden yememelerini buyurdu.
i namjesnik im zabrani blagovati od svetinja sve dok se ne pojavi svećenik za Urim i Tumin.
Dişi ceylanlar, Yabanıl dişi geyikler üstüne Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları! Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye, Gönlü hoş olana dek.
Zaklinjem vas, kćeri jeruzalemske, srnama i košutama poljskim, ne budite, ne budite ljubav moju dok sama ne bude htjela!
‹Rab Rabbime dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.›
Reče Gospod Gospodinu mojemu: 'Sjedi mi zdesna dok ne položim neprijatelje tvoje za podnožje nogama tvojim?'
Size şunu söyleyeyim: ‹Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun!› diyeceğiniz zamana dek beni bir daha görmeyeceksiniz.››
A kažem vam, nećete me vidjeti dok ne dođe čas te reknete: "Blagoslovljen Onaj koji dolazi u ime Gospodnje!"
Size şunu söyleyeyim, Babamın egemenliğinde sizinle birlikte tazesini içeceğim o güne dek, asmanın bu ürününden bir daha içmeyeceğim.››
A kažem vam: ne, neću od sada piti od ovog roda trsova do onoga dana kad ću ga - novoga - s vama piti u kraljevstvu Oca svojega."
Bunun için bu tarlaya bugüne dek ‹‹Kan Tarlası›› denilmiştir.
Stoga se ona njiva zove "Krvava njiva" sve do danas.
İnsanoğlu o zaman meleklerini gönderecek, seçtiklerini yeryüzünün bir ucundan göğün öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacak.
I razaslat će anđele i sabrati svoje izabranike s četiri vjetra, s kraja zemlje do na kraj neba."
Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum!
Ali krstom mi se krstiti i kakve li muke za me dok se to ne izvrši!"
Çünkü Davutun kendisi Mezmurlar Kitabında şöyle diyor: ‹Rab Rabbime dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.›
Ta sam David veli u Knjizi psalama: Reče Gospod Gospodinu mojemu: 'Sjedi mi zdesna
Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrının Egemenliğinde yetkinliğe erişeceği zamana dek, bir daha yemeyeceğim.››
Jer kažem vam, neću je više blagovati dok se ona ne završi u kraljevstvu Božjem."
‹‹Size şunu söyleyeyim, Tanrının Egemenliği gelene dek, asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.››
Jer kažem vam, ne, neću više piti od roda trsova dok kraljevstvo Božje ne dođe."
İşte gökten inmiş olan ekmek budur. Atalarınızın yedikleri man gibi değildir. Atalarınız öldüler. Oysa bu ekmeği yiyen sonsuza dek yaşar.››
Ovo je kruh koji je s neba sišao, ne kao onaj koji jedoše očevi i pomriješe. Tko jede ovaj kruh, živjet će uvijeke."
Ben yanına gelinceye dek kendini topluluğa Kutsal Yazıları okumaya, öğüt vermeye, öğretmeye ada.
Dok ne dođem, posveti se čitanju, poticanju, poučavanju.
Her şeye yaşam veren Tanrının ve Pontius Pilatus önünde yüce inanca tanıklık etmiş olan Mesih İsanın huzurunda sana buyuruyorum: Rabbimiz İsa Mesihin gelişine dek Tanrı buyruğunu lekesiz ve kusursuz olarak koru.
Zapovijedam pred Bogom koji svemu život daje i pred Kristom Isusom koji pred Poncijem Pilatom posvjedoči lijepo svjedočanstvo:
3.1175620555878s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?