Prijevod od "dan" na Hrvatski

Prijevodi:

iz

Kako koristiti "dan" u rečenici:

11 yaşındayken FBI yatak odamın duvarına istediğim taslakları NASA'dan ele geçirdiğim için beni tutukladı.
Kad sam imao 11, FBI me uhitio zbog hakiranja u NASA jer sam htio nacrte šatla za svoj zid sobe.
Benim adım Brian Finch, bu Rebecca Harris ve FBI'dan geliyoruz.
Ovo je Rebecca Harris, A mi smo s FBI.
İyi bir gerekçe olmadan Hisar'dan kimseyi atmazlar.
Nikoga ne izbacuju iz Citadele ako nemaju dobar razlog.
Piç Jon Snow, bir yabani ordusunu Duvar'dan geçirdi.
Kopilan Jon Snow pustio je vojsku divljaka da prođu Zid.
O halde Kuran'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun.
Ponavljajte stihove sve dok vam ne bude lakše.
Sence burada Dumbledore'dan daha kötü biri mi var?
Ovdje ima netko gori od DumbIedorea?
Az önce CTU'dan Tony Almeida Meksika'da Cordilla virüsüne el koyamadıklarına dair bilgi verdi.
Almeida iz PTP-a javlja da se nisu domogli virusa Cordilla.
Geçen sene onunla yaptığım işler sayesinde 200.000$'dan fazla kazandım.
Prošle godine sam zaradio 200 000 $ poslujući s njime.
Üçlemeci cinayeti soruşturması için Laguerta'dan onay çıktı.
Upravo sam dobila službeno odobrenje od Laguerte. Da otvorim Trinity istragu.
Eğer CTU zamanında etkisiz hale getiremezse 16'dan fazla kişi demek olur, Mike.
Ako CTU ne moze da izadje sa ovim na kraj to ce nas kostati zivota 60 Ijudi, Mike.
Rasul'dan haber almayalı da neredeyse bir hafta oldu.
A Rasul mi se nije javljao već tjedan dana.
Ve her zamanki gibi saat 6:00'dan beri tartışıyoruz.
I, kao i obično, raspravljamo se od 6:00.
Dan, mezun olacağım, notlarımı yüksek tutacağım ve herkesin Yankee gibi konuştuğu başsavcının ofisinde çalışacağım.
Den, diplomirat ću, preselit ću se na sjever i radit ću kod tužioca gdje svi koriste monotone Yankee samoglasnike.
Az önce FBI'dan ağabeyinin görüşmesi ile ilgili aradılar.
Upravo me je nazvao FBI u vezi razgovora s tvojim bratom.
Helsingør'dan bir polis aracı alıyor ama kimse adama dur demiyor.
Ima pristup opremi. Uspio je samo tako ukrasti policijski auto.
Bebek muamelesi görmek istiyorsan Peeta'dan istemeliydin.
Za tetošenje ste trebali tražiti Peetu.
Nehirova'dan geliş yolu boyunca evliliğe laf edip durdu bir de şimdi bak.
Žalio se na brak cijelim putem od Rijekotoka, a pogledaj ga sada.
Kilisenin verdiği yetkiyle, Tanrı'dan seni huzura ulaştırmasını diliyor... ve Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına günahlarını bağışlıyorum.
Putem svećenstva crkve, neka ti Bog oprosti i da mir, i neka te oslobodi grijeha u ime Oca, Sina i Duha Svetoga.
Ama Strattonlılar'dan biri bile açık vermedi.
Ali ni jedan djelatnik nije cinkao.
Birliklerini bozmak isteyenler, Tanrılar'dan belasını bulacaktır.
Proklet bio onaj koji ih poželi razdvojiti!
Kızını al ve hemen Londra'dan ayrıl.
Uzmi svoju kćer i napusti London odmah. -Što radiš?
Bo'dan sonra gördüğümüz düşünceleri okuma gücü en yüksek kişi.
Njezini očitanja su najjača koje smo vidjeli od Bo.
Hanna'nın evine girmesini Noel'dan ben istedim.
Ja sam zamolila Noela da provali u Haninu kuću večeras.
Ortalama sinyal aralığı 82-85 arasında ama sinyalin pik noktası San Francisco'dan geliyor.
Prosječna očitavanja su od 82 do 85, sa najvećom skalom u San Franciscu.
Tanrı'dan ne kadar uzaklaşmış olursanız olun yine de sizi bekliyor olacaktır.
Koliko god se udaljili od Boga, On uvijek čeka ispred vas.
Michaela'dan uzak dur yoksa kim olduğunu söylerim.
Kloni se Michaele, ili ću joj reći tko si.
İki yıldan beri Tcyho'dan şifre ve teknoloji çalıyordum.
Kradem šifre i tehnologiju sa Tychoa, sada već dvije godine.
"Binlerce Yabaninin Duvar'dan geçmesine müsaade ettin."
Dopustio si da divljaci prođu Zid.
Ayı Adası, Kuzeydeki Kral'dan başka kral tanımaz. O kralın adı da Stark'tır.
Medvjeđi otok ne zna za drugog kralja osim onoga čije je ime Stark.
Ben Duvar'ın ötesinde Ramsay Bolton'dan çok daha kötülerine karşı savaştım.
Borio sam se protiv puno gorih nego što je Ramsay Bolton.
Bize Demir Donanma'dan yüzdürecek adamlarla birlikte 100 gemi getirdiniz.
Dovezli ste stotinu brodova Željezne flote.
Babamızı öldürüp Tuz Taht'ı Yara'dan aldı.
Ubio nam je oca i preoteo Slano prijestolje.
Kimse Freyler'den korkmuyor ama, Lannisterlar'dan korkuyorlar.
Ali ne boje se kuće Frey. Boje se Lannistera.
Kurumsal sektörün içinde, üst düzeyde bulunan kadınlar, üst düzey yönetimde, yönetim kurullarında -- yüzde 15, 16 dan ibaret.
U korporativnom sektoru, žene na vrhu, poslovi C-razine, mjesta u odborima -- su na najviše 15, 16 posto.
Pazartesi günü yaşadığım yer olan San Francisco'dan ayrıldım bu konferansa gelmek için uçağa biniyordum,
Napustila sam San Francisco, gdje živim, u ponedjeljak, i sjela sam na avion kako bih došla na ovu konferenciju.
Hayal edin ki bir öğrenci Kalküta'dan birden sizin oğlunuza bir şeyler öğretiyor olsun, ya da sizin oğlunuz Kalküta'daki o çocuğa bir şeyler anlatabilir mi?
Zamislite što se događa kada taj učenik iz Calcutte odjednom može podučavati vašeg sina, ili vaš sin može podučavati tog klinca iz Calcutte?
Avrupa Birliği şimdi 23 resmi dilin kendi aralarında çevirileri için yılda bir milyar avro'dan daha fazlasını harcıyor.
Europska unija sada troši preko milijarde eura godišnje na prevođenje na svoja 23 službena jezika,
(Gülüşmeler) Bunun üzerine doktor: "Dan, ne oldu,
(Smijeh) A on je rekao, "Dan, što je s tobom?
Ve doğum yerim olan İndiana'dan Boston'a taşınıp, Harvard'ın psikiyatri bölümünde, Dr. Francine Benes'in laboratuvarında çalışmaya başladım.
Preselila sam se iz rodne Indiane u Boston, gdje sam radila u laboratoriju dr. Francine Benes, na odjelu psihijatrije na Harvardu.
Bir okuldu ve üzerine Nelson Mandela'dan bir alıntı yazdım, şöyle diyen "[Arapça]", anlamı ise, "Yapılana kadar imkânsız gibi görünür."
Bila je to škola, i na nju sam napisao citat Nelsona Mandele, koji kaže, "(na arapskom)", što znači, "Čini se nemogućim dok se ne napravi."
Baylar ve bayanlar, sayın jüri, işte bazı deliller: Zamanımızın büyük ekonomistlerinden Dan Ariely ve üç arkadaşı MIT öğrencileri ile bir çalışma gerçekleştirdi.
Dame i gospodo porotnici, neki dokazi: Dan Ariely, jedan od velikih ekonomista našeg vremena, on i troje kolega, napravili su studiju na studentima sa MIT-a.
Yetişkinlerin genellikle çocuklarının davranışlarına kısıtlama getirme alışkanlıkları olduğu görülüyor; okulda "onu, bunu yapma"dan, internet kullanmalarına kadar.
Čini se kako odrasli imaju pretežno restriktivan stav prema djeci od svakog "nemoj ovo raditi", "nemoj ono raditi" u školskoj bilježnici, do ograničenja prilikom upotrebe školskog Interneta.
Fakat biz aynı zamanda mükemmel bir şekilde huzurlu olarak 'Apple'dan bir MP3 çalıcı veya bir telefon alabiliriz, veya 'Apple'dan' bir DVR.
Ali mi se savršeno ugodno osjećamo kada kupujemo MP3 player od Applea, ili mobitel od Applea, ili digitalni video rekorder od Applea.
Dayton Ohio'dan birkaç yüz mil uzaklıkta, Orville ve Wilbur Wright, Bizim başarının tarifi için değerlendirdiklerimizden hiç birine sahip değillerdi.
Nekoliko stotina milja dalje u Daytonu, Ohio, Orville i Wilbur Wright, nisu imali ništa od onoga što smatramo receptom za uspjeh.
Dan Gilbert bu sabahki konuşmasında şeylerin değerinin neyle kıyaslandıklarına göre değiştiklerini söylerken esaslı bir noktaya değindi.
Dan Gilbert je danas pričao o tome kako način na koji mi vrednujemo stvari ovisi o onome s čime ih uspoređujemo.
Mısır'dan bir savaş arabası altı yüz, bir at yüz elli şekel gümüşe getirilirdi. Bunları bütün Hitit ve Aram krallarına satarlardı. bölgesi››.
Dovozila su se i prodavala jedna bojna kola iz Egipta po šest stotina srebrnih šekela, a konji po sto i pedeset; to bješe isto tako za sve hetitske i aramejske kraljeve koji su ih uvozili preko njih.
Şuppim ve Huppim İrin, Huşim ise Aherin oğluydu. ‹‹Dan›› yerine kullanılmıştır.
Šupim i Hupim. Sinovi Irovi: Hušim; njegov sin Aher.
Şöyle ki Kutsal Yazılar'dan, İsa'nın Mesih olduğunu kanıtlayarak Yahudiler'in iddialarını açıkça ve güçlü bir şekilde çürüttü.
jer je snažno pobijao Židove javno pokazujući iz Pisama da Isus jest Krist.
3.2602028846741s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?