Ayı Adası, Kuzeydeki Kral'dan başka kral tanımaz. O kralın adı da Stark'tır.
Medvjeđi otok ne zna za drugog kralja osim onoga čije je ime Stark.
Ben Duvar'ın ötesinde Ramsay Bolton'dan çok daha kötülerine karşı savaştım.
Borio sam se protiv puno gorih nego što je Ramsay Bolton.
Bize Demir Donanma'dan yüzdürecek adamlarla birlikte 100 gemi getirdiniz.
Dovezli ste stotinu brodova Željezne flote.
Babamızı öldürüp Tuz Taht'ı Yara'dan aldı.
Ubio nam je oca i preoteo Slano prijestolje.
Kimse Freyler'den korkmuyor ama, Lannisterlar'dan korkuyorlar.
Ali ne boje se kuće Frey. Boje se Lannistera.
Kurumsal sektörün içinde, üst düzeyde bulunan kadınlar, üst düzey yönetimde, yönetim kurullarında -- yüzde 15, 16 dan ibaret.
U korporativnom sektoru, žene na vrhu, poslovi C-razine, mjesta u odborima -- su na najviše 15, 16 posto.
Pazartesi günü yaşadığım yer olan San Francisco'dan ayrıldım bu konferansa gelmek için uçağa biniyordum,
Napustila sam San Francisco, gdje živim, u ponedjeljak, i sjela sam na avion kako bih došla na ovu konferenciju.
Hayal edin ki bir öğrenci Kalküta'dan birden sizin oğlunuza bir şeyler öğretiyor olsun, ya da sizin oğlunuz Kalküta'daki o çocuğa bir şeyler anlatabilir mi?
Zamislite što se događa kada taj učenik iz Calcutte odjednom može podučavati vašeg sina, ili vaš sin može podučavati tog klinca iz Calcutte?
Avrupa Birliği şimdi 23 resmi dilin kendi aralarında çevirileri için yılda bir milyar avro'dan daha fazlasını harcıyor.
Europska unija sada troši preko milijarde eura godišnje na prevođenje na svoja 23 službena jezika,
(Gülüşmeler) Bunun üzerine doktor: "Dan, ne oldu,
(Smijeh) A on je rekao, "Dan, što je s tobom?
Ve doğum yerim olan İndiana'dan Boston'a taşınıp, Harvard'ın psikiyatri bölümünde, Dr. Francine Benes'in laboratuvarında çalışmaya başladım.
Preselila sam se iz rodne Indiane u Boston, gdje sam radila u laboratoriju dr. Francine Benes, na odjelu psihijatrije na Harvardu.
Bir okuldu ve üzerine Nelson Mandela'dan bir alıntı yazdım, şöyle diyen "[Arapça]", anlamı ise, "Yapılana kadar imkânsız gibi görünür."
Bila je to škola, i na nju sam napisao citat Nelsona Mandele, koji kaže, "(na arapskom)", što znači, "Čini se nemogućim dok se ne napravi."
Baylar ve bayanlar, sayın jüri, işte bazı deliller: Zamanımızın büyük ekonomistlerinden Dan Ariely ve üç arkadaşı MIT öğrencileri ile bir çalışma gerçekleştirdi.
Dame i gospodo porotnici, neki dokazi: Dan Ariely, jedan od velikih ekonomista našeg vremena, on i troje kolega, napravili su studiju na studentima sa MIT-a.
Yetişkinlerin genellikle çocuklarının davranışlarına kısıtlama getirme alışkanlıkları olduğu görülüyor; okulda "onu, bunu yapma"dan, internet kullanmalarına kadar.
Čini se kako odrasli imaju pretežno restriktivan stav prema djeci od svakog "nemoj ovo raditi", "nemoj ono raditi" u školskoj bilježnici, do ograničenja prilikom upotrebe školskog Interneta.
Fakat biz aynı zamanda mükemmel bir şekilde huzurlu olarak 'Apple'dan bir MP3 çalıcı veya bir telefon alabiliriz, veya 'Apple'dan' bir DVR.
Ali mi se savršeno ugodno osjećamo kada kupujemo MP3 player od Applea, ili mobitel od Applea, ili digitalni video rekorder od Applea.
Dayton Ohio'dan birkaç yüz mil uzaklıkta, Orville ve Wilbur Wright, Bizim başarının tarifi için değerlendirdiklerimizden hiç birine sahip değillerdi.
Nekoliko stotina milja dalje u Daytonu, Ohio, Orville i Wilbur Wright, nisu imali ništa od onoga što smatramo receptom za uspjeh.
Dan Gilbert bu sabahki konuşmasında şeylerin değerinin neyle kıyaslandıklarına göre değiştiklerini söylerken esaslı bir noktaya değindi.
Dan Gilbert je danas pričao o tome kako način na koji mi vrednujemo stvari ovisi o onome s čime ih uspoređujemo.
Mısır'dan bir savaş arabası altı yüz, bir at yüz elli şekel gümüşe getirilirdi. Bunları bütün Hitit ve Aram krallarına satarlardı. bölgesi››.
Dovozila su se i prodavala jedna bojna kola iz Egipta po šest stotina srebrnih šekela, a konji po sto i pedeset; to bješe isto tako za sve hetitske i aramejske kraljeve koji su ih uvozili preko njih.
Şuppim ve Huppim İrin, Huşim ise Aherin oğluydu. ‹‹Dan›› yerine kullanılmıştır.
Šupim i Hupim. Sinovi Irovi: Hušim; njegov sin Aher.
Şöyle ki Kutsal Yazılar'dan, İsa'nın Mesih olduğunu kanıtlayarak Yahudiler'in iddialarını açıkça ve güçlü bir şekilde çürüttü.
jer je snažno pobijao Židove javno pokazujući iz Pisama da Isus jest Krist.
3.2602028846741s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?