Prijevod od "başarısız" na Hrvatski


Kako koristiti "başarısız" u rečenici:

Hayatınızın en önemli ilişkisinde başarısız oldunuz mu?
Da li ste bili neuspješni u najvažnijoj vezi u svom životu?
Ama giyinip kuşanıp tehlikeye koştuğu bir sonraki seferde başarısız olacak.
Izgovora sljedeći put on odgovara gore... Fshh! Runs na glavu u opasnosti...
Ne zaman tökezlesen, ne zaman başarısız olsan ne zaman zayıf hissetsen ben, oradayım!
Svaki put kad posrneš, svaki put kad padneš, kad si slab, Ja sam... tu!
Aksi takdirde başarısız olmuş oluruz, bizi böyle yargılarlar.
Inače nećemo uspjeti, i tako će nam se suditi.
Ve sırlarının önüne duvar çekti onunla geçirdiğim altı ay içerisinde bu duvarı aşamadım bu yüzden de çok başarısız olduğumu düşünüyorum.
I oko tih tajni izgradila je tvrđavu, te, što u tih šest mjeseci s njom, nisam uspio prodrijeti u njih, smatram sebe pogreškom od čovjeka.
Cumartesi sabahları, kardeş okulumuzdaki başarısız öğrencilere özel ders vereceksin.
Subotom, ti ćeš pomagati studentima u nama bliskoj školi.
Eğer bu vatandaşlık testinde de başarısız olursam beni Hollanda'ya geri yollayacaklar ve bu çılgınca olur.
Ako ne položim test za državljanstvo, poslat će me nazad u Nizozemsku. A ovdje stvari počinju bivati uvrnute.
Belki ama belki... başarısız olan benim.
MOŽDA, SAMO MOŽDA... JA SAM GUBITNICA.
O nedenle tek başına kurtarma operasyonuna kalkıştı ve başarısız oldu.
Zato je pokrenuo samostalnu spasilačku misiju koja je propala.
Daha önce Londra, Edinburgh ve Milan'da para bulma konusunda başarısız olmuşsunuz.
Već ste neuspješno pokušavali prikupiti novac u Londonu, Edinburghu, Milanu...
Burada ne yapmaya çalışıyorduysanız başarısız oldunuz.
reprodukcija__u petlji Što god ste bili pokušavali da napravite ovdje... Vi ste omanuli.
Akıl hocası ve baba olarak başarısız olması bizi kendi ayaklarımız üzerinde durmaya zorladı.
Zato što su nas njegovi neuspjesi kao mentora i kao oca prisilili da raširimo krila.
Yeni bir şey denemezsen başarısız olamazsın.
Ako ne probaš ništa novo, nikad nećeš podbaciti.
Dünyadaki tüm başarısız devletlere silah satar.
Prodaje oružje svakoj posrnuloj državi na svijetu.
Ne İskoçya ne de insanlarımız başka bir başarısız isyana tahammül edebilir.
Škotska i naš narod ne bi podnijeli još jednu propalu pobunu.
Biz panzehiri yaratmaya çalıştık ve biz başarısız oldu.
Pokušali smo stvoriti protuotrov, i nismo uspjeli.
Dünyaya dönmek için geçen 28 yıl, 11 ay ve 8 başarısız denemenin ardından dünya bana mı geldi?
Dvadeset osam godina, jedanaest mjeseci i osam neuspješnih pokušaja vraćanja u svijet, a umjesto toga, svijet dođe meni?
Bu ofis yetkililerin standartlarını hayata geçirmekte başarısız olduğu için gönderildim.
Sam ovdje poslao jer taj ured nije uspio Živjeti do standarda na vlasti.
Çok tehlikeli ve özellikle o yaşta birinde neredeyse hep başarısız olduğu için tedaviyi yasakladım.
Zabranio sam to jer je opasno i rijetko uspješno. Pogotovo na nekome te dobi.
Zincirleri şifa halkalarıyla dolu çok sayıda üstat deneyip başarısız oldu.
Mnogi meštri s verigama liječnika pokušali su i nisu uspjeli.
Bir öğretmen olarak başarısız olduğumu düşündüm.
Mislio sam, ne uspijevam kao učitelj.
Ama başarısız olan kişilerin ikinci denemede başarılı olma ihtimali 37 kat daha fazla.
Ali ljudi koji dožive neuspjeh imaju 37 puta veće šanse da uspiju iz druge.
Bu da bizi Amerikan ticari kuruluşlarının Amerikalılardan daha hızlı başarısız olduğu sonucuna götürüyor ve bu nedenle Amerikan ticari kuruluşları Amerikalılardan hızlı evrimleşiyor.
Iz toga možemo zaključiti da američke tvrtke propadaju brže nego Amerikanci, dakle američke se tvrtke razvijaju brže nego Amerikanci.
Yine de bununla ilgili olumlu bir görüş şu olabilir: yanlış yaptığımızın farkında olursak, ve gerçekten neden ve ne zaman başarısız olduğumuzu anlayabilirsek her zaman hatamızı düzeltme imkanımız vardır.
Ono što je pozitivno u svemu tome, rekao bih, jest da, ako razumijemo kad griješimo, ako razumijemo duboke mehanizme iza razloga zbog kojih doživimo neuspjeh i gdje ga doživimo, stvarno se možemo nadati kako ćemo popraviti stvari.
Ben, bu öğlen sizinle neden harika bir kariyer elde etmekte başarısız olacağınızı tartışmak istiyorum.
Želim danas popodne s vama raspraviti zašto nećete imati uspješnu karijeru.
çünkü -- Aman tanrım, hepiniz başarısız olma konusunda ne kadar da neşelisiniz.
jer — Bože, vi ste radosni zbog neuspjeha.
(Kahkahalar) İyi bir kariyer sahibi olmaya çalışanlar başarısız olacak çünkü gerçekten de, iyi işler tükeniyor.
(Smijeh) Oni koji pokušavaju imati dobru karijeru neće uspjeti jer, zaista, sada dobri poslovi nestaju.
Bu yüzden iyi iş arayan insanlar başarısız olacaklar.
Tako da ljudi koji traže dobre poslove neće uspjeti. Pričat ću o onima koji traže sjajne poslove,
Bunlar neden harika bir kariyere sahip olmakta başarısız olacağınızın nedenleri.
To su mnogi razlozi zašto nećete uspjeti imati veliku karijeru.
Çünkü buradaki çok az insan başarısız olmaktan korkuyor.
Zato što se vrlo malo ljudi boji neuspjeha.
Ve sahneye çıkanların hepsi, gördüğüm kadarıyla, başarısız olmuş.
Svi koji dođu na pozornicu, koliko sam do sada vidjela, doživjeli su neuspjeh.
Ben birçok kez berbat bir şekilde başarısız oldum.
Ja sam imala mnogo gadnih neuspjeha.
Çizmeyi hep sevmişimdir, bu yüzden çok başarısız olsam da sık sık yapmaya çalışıyorum.
Uvijek sam voljela crtati pa to češće radim iako sam zbilja loša u crtanju.
Bir İtalyan STK (Sivil Toplum Kuruluşu) için çalıştım ve Afrika'da kurduğumuz her bir proje başarısız oldu.
Radio sam za talijansku nevladinu udrugu i svi projekti koje smo započeli u Africi propali su.
Bunu söylemek gerçekten çok zor, fakat bir kaç ay sonra tamamen başarısız olduğumuzu hissediyorduk.
I, zbilja je teško to reći, ali nekoliko mjeseci kasnije, shvatili smo da smo se stvarno osjećali kao potpuni gubitnici.
Yayınlatmakta başarısız oldum. Hemen hemen altı yıl.
Nisam uspjela biti objavljena gotovo šest godina.
O gariplikten sonra, "Ye, dua et, sev"in yolunu şaşırmış başarısıyla yürüdüm. Her zaman yapmaya alıştığım gibi yine aynı şeyi yapmak zorunda olduğumu farkettim. Yolunu kaybetmiş şekilde başarısız olduğumda.
Tako da sam nakon čudnog, dezorijentirajućeg uspjeha kroz koji sam prošla sa "Jedi, Moli, Voli" shvatila da sve što moram učiniti je ista stvar koju sam uvijek morala činiti kad sam bila jednako dezorijentirana neuspjehom.
Onların daha kalıplaşmış zihinsel bakış açıları ile zekaları sınava tabi tutulmuş ve başarısız olmuşlardı.
Iz njihove perspektive, više fiksnog misaonog sklopa, njihova je inteligencija bila izložena prosuđivanju i oni su podbacili.
Ancak genç şirketler bu kadar mükemmel ise neden bir çoğu başarısız oluyor?
Ali ako su startup organizacije tako sjajne, zašto ih toliko ne uspije?
Sondan beş şirket ise --Z.com, Insider Pages, MyLife, Desktop Factory, Peoplelink -- büyük umutlar bağladığımız ama başarısız olanlardı.
I pet tvrtki na dnu -- Z.com, Insider Pages, MyLife, Desktop Factory, Peoplelink -- nadali smo se, ali nisu uspjeli.
Başarısız olanlara da; Webvan, Kozmo, Pets.com Flooz and Friendster.
I neke neuspjele: Webvan, Kozmo, Pets.com Flooz i Friendster.
Beraber çalıştığın insanlar seni desteklemezse, işler başarısız olur.
Ako ljudi s kojima radite nisu uz vas posao će propasti.
Hayatta başarısız olmakla ilgili düşündüğümüzde, başarısızlığı düşündüğümüzde, başarısızlıktan korkmamızın nedenlerinden biri gelirimizi kaybetmek, statümüzü kaybetmek değildir.
Kada razmišljamo o životnim promašajima, kada razmišljamo o greškama, jedan od razloga zašto se bojimo pogriješiti nije samo gubitak prihoda, gubitak statusa.
Diğer bir deyişle, başarısız olurlar. Ve "kaybeden" olarak tanımlanırlar.
Drugim riječima, doživjeli su neuspjeh. I označeni su kao "gubitnici".
Hikayeye, Afrika'daki devletlerin kolonilerden ortaya çıkışı ile değil, başarısız yönetimleriyle başlayın, ve tamamen farklı bir öykünüz olsun.
Počnite priču s neuspjehom afričke države, a ne sa stvaranjem kolonija u afričkim državama, i imate potpuno drugačiju priču.
Ya da, kendi işlerini kuran, bazen başarısız olan, fakat hırslarından bir şey kaybetmeyen, milyonlarca Nijeryalıdan haberi olsaydı?
Ili o milijunima drugih Nigerijaca koji su osnovali poduzeća i doživjeli neuspjeh, ali koji i dalje njeguju ambiciju?
Bu iki his arasındaki farkı ayıramayan birisi mutlulukla ilgili araştırmasında başarısız olacaktır. Ben ise bir süredir mutluluk araştırmalarını bilerek karıştıran bir grup kendini iyi hissetme öğrenceisinden biriyim. Bunu özellikle yapıyorum.
Tko god ne razlikuje te pojmove, pogriješiti će u istraživanju o sreći, a ja pripadam družini studenata blagostanja, koji su griješili u istraživanju sreće jako dugo upravo na taj način.
Yani, şu anda bile, insanlara sorun, "Niçin senin ürünün veya firman başarısız oldu?"
Mislim, čak i sada, ako biste pitali ljude, "Zašto je vaš proizvod ili vaše poduzeće propalo?"
Kötü bir şey yapmamanız için Tanrıya dua ediyoruz. Dileğimiz, bizim sınavı geçmiş görünmemiz değil, biz sınavda başarısız görünsek bile sizin iyi olanı yapmanızdır.
Molimo se Bogu da ne činite nikakva zla; ne da se mi pokažemo pravi, nego da vi dobro činite, pa izašli mi i kao nepravi.
1.155622959137s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?