Ako odmah ne napustiš moju kancelariju, pozvaću policiju.
Şimdi gidiyorum ama akşam seni arayacağım, tamam mı?
Drži telefon uključen. Zvat ću te večeras.
O zaman kimi arayacağım, seni mi?
Koga ću onda da zovem, tebe?
Seni bir daha bir şeyler yürütürken görürsem polisi arayacağım.
Ako vas uhvatim da kradete opet, zvat ću policiju.
Zambrano'nun dijital izlerini tarayıp içinde patronun ismi bulunan şu defteri nereye sakladığına dair bir ipucu arayacağım.
Pretražit ću Zambranove tragove na internetu da pokušam naći tu knjigu.
Seni bir daha buralarda görürsem, polisi arayacağım.
Ako te opet vidim u blizini, zvaću policiju.
Daha fazla bilgi edindiğimde sizi arayacağım.
Ja ću vas nazvati kad sam imati više informacija.
Joseph, polis irtibat memuru David'i arayacağım.
Joseph, zovem Davida, moga oficira za veze u policiji.
Sorun olmazsa çok yakında tekrar arayacağım.
Pozvala bih te opet uskoro, ako nije problem.
Kontrol Merkezi'ni arayacağım ve sana yardım getireceğiz.
Zvat ću kontrolu i naći ćemo ti pomoć.
Sen kıçını kaldırıp buraya Damon'un hayatını kurtarmaya gelene dek her 10 dakikada bir seni arayacağım.
Zvat ću te svakih deset minuta dok ne dovučeš guzicu ovdje da spasiš Damonov život.
Sizden ne kadar alabileceğimi hesaplayayım, ben sizi arayacağım.
Samo da zbrojim koliko mogu uzeti. Nazvat ću vas kasnije.
Pasaportlarınız hazır mı diye sabah arkadaşımı arayacağım.
Nazvat ću prijatelja ujutro, vidjet ako su putovnice gotove.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nı uyarması için Denniston'ın ofisini arayacağım.
Telefonirat ću u Dennistonov ured tako da može uzbuniti Admiralitet.
Aynı babanın bana seni arayacağım dediği zaman gibi konuştun.
Zvučiš poput svog oca... Kad je rekao da će me nazvati.
Ben burada en yakın arkadaşımı arayacağım.
Ja ću biti ovdje da tražim svog najboljeg prijatelja.
Her neyse, şimdi oraya uçacağım, yerleşince de seni arayacağım, tamam mı?
Letim onamo i smjestit ću se. Nazvat ću te, može?
Bu mesajı alacak mısın bilmiyorum ama yarın sabah saat 10.00'da tekrar arayacağım.
Ne znam da li me slušaš, zvat ću te opet sutra u 10.
Video kayıt cihazları alabilmemiz için birkaç yeri arayacağım.
Napravit ću nekoliko poziva i pokušati doći do opreme za video snimanje.
Tuco'yla birlikte içeri girip onu ispiyonlayan adamı mı arayacağım?
I onda sam zatvoren s Tucom, koji traži lika koji ga je poslao tu.
Güney Michigan Subary'dan Don Millis'i arayacağım.
Nazvat ću Dona Millisa iz Subarua za južni Michigan.
Senatöre söyle, geri dönünce onu arayacağım.
Recite Senatoru da ću ga nazvati kada se vratim.
Sizin de kanınız dökülürse, hakkınızı kesinlikle arayacağım. Her hayvandan hesabını soracağım. Her insandan, kardeşinin canına kıyan herkesten hakkınızı arayacağım.
A za vašu krv, za vaš život, tražit ću obračun: tražit ću ga od svake životinje; i od čovjeka za njegova druga tražit ću obračun za ljudski život.
O gün kandille arayacağım Yeruşalimin her yanını, İçlerinden, ‹RAB bir şey yapmaz, Ne iyilik eder ne kötülük› Diyen o rahatına düşkün aymazları cezalandıracağım. gibi››.
I u to vrijeme pretražit ću Jeruzalem sa zubljama i pohodit ću kaznom ljude koji miruju na svojoj vinskoj droždini i u svom srcu govore: 'Jahve ne može učiniti ni dobro ni zlo.'"
1.5271320343018s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?