Prijevod od "rokenrol" na Turski


Kako koristiti "rokenrol" u rečenici:

Kuglajmo se gor' i dol', a onda zaplešimo rokenrol
Haydi yuvarlayalım, oynayalım Rock 'n' roll yapalım
Rokenrol je krenuo nizbrdo otkako je Badi Holi umro.
Buddy Holly'nin ölümünden beri rock and roll baş aşağı gidiyor.
A bio je tu i stari dobri rokenrol đavo, S-E-K-S.
Sonra o rock'n'roll şeytanı, S-E-X vardı.
A možda je to bio samo rokenrol.
Ya da belki yalnızca rock 'n' roll'du.
Ne, ta euforija nije bila rokenrol.
Kafanın bu kadar güzel olmasının sebebi rock 'n' roll değildi.
Dame i gospodo, nas sledeci izvodjac... izvodi rokenrol pesmu.
Baylar bayanlar, bir sonraki gösteri... -Rock'n Roll şarkıcısının bir şarkısı.
On je tinejdžer, ti imaš tetovaže, i vodiš rokenrol klub. Ne ocekujem cuda.
Onun kanı kaynayan bir genç, senin de rock bar işleten, dövmeli güzel bir kız olduğunu düşünürsek, bir mucize beklemiyorum.
Moja omiljena vrsta glazbe je kršćanski heavy metal, rokenrol.
En sevdiğim müzik türü Hıristiyan heavy metal ve rock'n roll'dur.
"Seks, droga i rokenrol, što oni čine našoj djeci?"
Seks, uyuşturucu ve rock'n'roll un çocuklarımıza ne yaptığını konuşacağız.
DOBRO, OVO JE IPAK ROKENROL, ZAR NE?
Pekala, bu rock 'n' roll, değil mi?
POZELECES DA SVIRAS ROKENROL POPUT NAS, JER MI NIKADA NISMO NA DRUGOM MESTU
Bizim gibi rock yapmak istiyorsunuz Çünkü biz ikinci seviye değiliz
A bog rokenrol gitare je pravi čovek za akušerstvo.
Zaten bir rock'n roll gitar tanrısı gebelik konusunda tam güvenilecek adam.
Verovatno se ne spremaš za rokenrol, u pravu sam?
Belki de bu akşam gece kulübüne gidebiliriz, değil mi?
Ja imam kompaniju za proizvodnju rokenrol opreme.
Bir Rock Roll teçhizatı imalatı şirketi sahibiyim.
Ronalda sam upoznala dok sam ga njegovala poslije nezgode u fabrici za proizvodnju rokenrol opreme.
Ronald'la, Rock Roll imalat tesisinde geçirdiği bir kazadan sonra ona hemşirelik yaparken tanıştım.
Kada si mlad, vidiš rokenrol zvijezdu na TV-u i sanjaš da se družiš sa njom.
...böbreğindekilerle ilgili. - Gençken televizyonda rock yıldızı görürsün, onunla takıldığını hayal edersin.
Mama i tata konačno su živili u rokenrol fantaziji, koju su sanjali cijeli život.
Annem ve babam hayatları boyunca hayalini kurdukları rock roll hayat tarzını yaşıyorlardı.
Trebamo uzeti majicu za Hope iz Rokenrol kafea koje posjetimo.
Gittiğimiz her rock roll barından Hope'a tişört almalıyız.
Ispalo je da Burt i Virginia nisu htjeli živjeti rokenrol životom, onoliko koliko su mislili da žele.
Burt ve Virginia'nın, rock roll yaşam tarzını sandıkları kadar istemedikleri anlaşıldı.
Idi maši upaljačem na Johnny rokenrol i rokenroleri ili koga god.
Git ve Johnny'ye rock müziği için el salla her ne haltsa,
Sad je i zvanično: seks, droga i rokenrol.
Yani, seks, uyuşturucu ve rock'n roll.
Svetlo zelene žvakaće loptice su vrlo rokenrol.
Tam tersine. Parlak yeşil sakızlar tam rock'n roll tarzı.
Pitam te da sastaviš jedan legendarni rokenrol autfit dakle da se pojave na moje parče, i ti si sve kao, "Oh, neki momci su mrtvi."
Efsanevi rock rollcu bir grubu.....birleştirmeni istedim senden. Sen de karşıma gelmiş... "Birisi öldü", diyorsun.
Rokenrol ne znači biti glamurozan ili moderan, to je sila.
Rock 'n' roll havalı veya cool olmak değildir, o bir güçtür.
1.2389450073242s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?