Prijevod od "raketa" na Turski


Kako koristiti "raketa" u rečenici:

Čovjek raketa me poslao, kaže da si ti novi Denny.
Hadi bakalım. Roket Adam yolladı beni.
Obožavaš kada te zovem "Čovjek raketa."
Ne diyorsun sen ya? "Roket Adam" deyince çok hoşuna giderdi.
Zovem se "Doug Wilson!" Ne "Čovjek raketa, " kao neka ljigava pjesma Eltona Jhona.
"Doug Wilson"! Kusmuk Elton John şarkısı gibi "Roket Adam" değil!
Novi dronovi imaju 6 "Helfajer" raketa.
Yeni İHA'lar altı tane cehennem ateşi füzesi taşıyor.
Samo sam htio uzeti još raketa za sutra.
Yarın için biraz daha işaret fişeği alacaktım.
Kad raketa od pet milijuna dolara treba završiti u južnom Atlantiku, a zaluta u brazilsku prašumu, to je prilično loše.
Güney Atlantik'te bir yere yönlendirilmiş beş milyon dolarlık bir füzenin Brezilya ormanlarında son bulması oldukça kötü.
Nadoknađujete li uistinu skretanjem američkih raketa to što nemate ruke?
Amerikan füzelerinin saptırılması ellerinizi geri getiriyor mu?
Kad ova raketa poleti, ostat ćete u svom privatnom krematoriju.
Bu roket fırlatıldığında sizi özel krematoryumunuzda bırakacağım.
Generale, verujete li stvarno da bi neprijatelj napao... bez ikakvog razloga sa toliko raketa, bombardera i podmornica... ne ostavljajuci nam nikakav izbor osim totalnog kontraudara koji bi ih unistio totalno?
General, düşmanın başka seçeneğimiz olmadığı için denizaltı ve füzelerle onlara... Saldırıp tamamını yokedeceğimizi bile bile hiç bir tahrik olmadan... Bize saldıracaklarına gerçekten inanıyor musunuz?
No kažete li mi da ondje držite stare bejzbolske kartice, a ja saznam da je riječ o šiframa za lansiranje nuklearnih raketa, onda naš dogovor više ne vrijedi.
Ama içindekinin eski beysbolcülerin kartları olduğunu söylerseniz... ve aslında bir nükleer füzenin şifreleri olduğunu öğrenirsem... anlaşmamız sona erer.
Neće se tako zvati raketa, pa se ne brini.
Roketin adı bu olmayacak, o yüzden kafaya takmayın.
Samo 2 granate, i 1 raketa za ispaljivač.
Sadece 2 el bombası ve 1 roketimiz kaldı.
Službena priča je da im se vjerojatno helikopter srušio, ili što ih je pogodila raketa ili...
Resmi hikaye helikopterlerinin düştüğü yönünde. Ya bir roketatarla vuruldukları için ya da...
Ovo je posljednja krstareća raketa marke tomahawk koja je preletila naše položaje ovdje.
Şuradaki üstümüzden geçen en yeni Tomahawk seyir füzesi.
Prilagođena raketa Saturn 5 je prošla rigorozne testove kako bi ispunila savezne svemirske kriterije.
Modifiye edilmiş Satürn 5 roketi, federal uzay yönergelerine uymak için zorlu testlerden geçiyor.
Previše je opasno letjeti tamo, pošto su se pobunjenici dokopali protivavionskih raketa Strela.
O bölgede uçmak çok tehlikeli zira asiler Strela misillerini ele geçirdiler.
Kad bih imao imalo pameti ukrao bih jednu od tih japanskih raketa i pozdravio se sa Weaverovom veličanstvenom revolucijom.
Diyeyim sana, eğer biraz zeki olsaydım şu motorlardan bir tane çalıp Weaver'ın şahane devrimine hoşça kal öpücüğü yollardım.
Prije građenja raketa za naciste, idealist Wernher von Braun sanjao je o putovanju u svemir.
Siz Nazi'ler için roket yapmadan önce idealist Wernher von Braun uzay yolculuğunu hayal etmiş.
Onda ćemo imati detonaciju dodatnog naboja i raketa će pasti u more.
Sonra boşluklu bir imla patlaması olacak, ve füze denize düşecek.
To je potpuno sinkronizirani sustav antibilastičkih raketa iz svemira, kojima upravlja vrlo precizni radar.
Yüksek hassasiyetteki bir radarın yönlendirdiği tam eşzamanlı atmosfer-içi antibalistik bir füze sistemi.
Raketa je spremna za lansiranje, a iako ste uzbuđeni, nećete je lansirati prerano.
Roket fırlatılmaya hazır ve çok heyecanlı olduğun halde roketi vaktinden evvel fırlatmayacaksın.
Raketa 1 usmjerena prema toplinskom tragu mlažnjaka.
Füze 1 jetin ısı izine kilitlendi.
Uništio je čitav sustav za kontrolu raketa.
Virüs, tüm füze kontrol sistemine bulaşmış durumda.
Vjeruje se da je raketa koju testiraju dovoljno snažna da stigne do zapadne obale SAD-a.
Denemelerini yaptıkları füzenin Birleşik Devletler'in Batı Kıyısı'na ulaşabilecek büyüklükte olduğuna inanııyor.
Prije dvije godine raketa je uništila dvoranu u Ghundi Kalu.
İki yıl önce, bir füze Ghundi Kala'daki bir toplantı salonunu yok etti.
Raketa je spremna za najkraći put do geosinhronizirane orbite.
Fırlatma aracı en düz yoldan eşzamanlı yörüngesine girmeye hazır.
Njegova raketa me tjera da viknem "Ura"!
# Seni alıp roketini ateşler. Bing Bong, Bing Bong. #
Ima li raketa u tvom vremenu, Jake?
Sizin zamanınızda uzay gemisi var mı Jake?
Onih 30 raketa koje ste sklonili sa tržišta, to je 30 aviona koji neće biti oboreni.
Kara borsadan aldığınız 30 füze, düşüremedikleri 30 uçak demektir.
I njihova misija je bila da nađu i unište -- sjećate se Scud bacaća raketa, onih zemlja-zrak raketa koje su Iračani lansirali na Izraelce?
Görevleri bulup yoketmekti -- Scud misillerini hatırlarsınız, Iraklılar'ın İsrailliler'e attığı yerden havaya giden misiller?
Misija te dvije eskadrile je bila da se riješe svih Scud bacača raketa.
Bu iki filonun görevi bütün Scud misil fırlatıcılarını vurmaktı.
I tako su letjeli po pustinji danonoćno, bacajući tisuće bombi, i ispaljujući tisuće raketa u pokušaju da se riješe te pošasti.
Görevlerini yerine getirmek için gece gündüz uçtular ve binlerce bomba bıraktılar ve bu baş belalarından kurtulmak için onlarca misil ateşlediler.
I kroz zadnjih šest godina u sjeverozapadnom Pakistanu, CIA je poslala stotine dron raketa, i koristila je te dronove kako bi ubila 2.000 osumnjičenih pakistanskih i talibanskih militanata.
Ve son altı yılda Kuzey Pakistan'da CIA bu hava araçlarından yüzlercesini kullandı, ve şüpheli 2000 Pakistanlı ve Taliban militanını öldürdü.
Primijenili smo zapravo puno metoda korištenih kod dizajniranja raketa kako bi dobili svjetlost automobila unatoč vrlo velikoj bateriji.
İşin asli, büyük bir aküsü olmasına rağmen hafif olabilmesi için roket tasarımı teknikleri kullandık.
EM: Naravno. Znači ono važno kod raketa je da su one sve potrošne.
EM: Kesinlikle. Roketler hakkındaki anahtar nokta bir seferlik olmaları.
Zadnji puta kada si bio ovdje govorio si o nečemu što se činilo kao nevjerojatno ambiciozan san o izgradnji raketa koje bi bile višestruko upotrebljive.
En son buradayken, inanılmaz hırslı bir hayal olarak görülen bir şey olan tekrar kullanılabilen roket geliştirmek üzerine konuşmuştun.
EM: Ovo je jedna naša pogonska raketa koja se velikom brzinom vraća iz velike udaljenosti u svemiru.
EM: Bu uzaydan hızla geri gelen besleme roketlerimizden biri.
To je zaista nevjerojatno, a nekoliko ovakvih raketa je propalo prije no što si napokon shvatio kako to ostvariti, a sada si to napravio već pet-šest puta?
Yani inanılmazdı ve bunun nasıl yapılacağını sonunda anlamadan önce birkaç tanesi başarısız oldu ama bunu artık yaptın, hem de beş ya da altı kez değil mi?
CA: Čak i sa strojem konstruiranim za izlazak iz Zemljine gravitacije, mislim da si mi zadnji put rekao da bi ova raketa mogla vinuti nakrcani Boeing 747, zajedno s ljudima, teretom, svime, u orbitu.
CA: Dünyanın yer çekiminden kaçmak üzere tasarlanan bir makine ile bile sanırım en son bana bu şeyin aslında tam yüklü bir 747'i, insanı, kargoyu, her şeyi yörüngeye alabileceğini söylemiştin.
EM: Iako se raketa čini jako velika, i velika je u odnosu na druge rakete, mislim da će u usporedbi s budućim svemirskim letjelicama ova izgledati kao čamac na vesla.
EM: Araç oldukça büyük görünse de ve diğer roketlere oranla büyük olsa da, bunun geleceğin uzay gemilerinin yanında bir kayık gibi görüneceğini düşünüyorum.
1.0728988647461s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?