Babam yakın olmaya çalıştı ama annem oralı olmadı.

Bunu "hadi arkadaş olalım" numarasını yuttuğuma inanamıyorum.

Oh, Ve ben sizin satın aldığınıza inanamam Bütün Danni hakkında doldur.

Justin resmen yalan söyledi, ben de inandım.

Dax Hibbing yemini yutmadığım için beni diğer tarafta saydın.

Buna nasıl kandım, olacak iş değil.

Sen mücevher hırsızısın. - Bak, baba!

Bugün iki erkeğin bu yüzden kavga ettiğine inanabiliyor musun?

Brassel'in onu oyuna getirdiğini yuttu mu?

Durun biraz. Mürettebatnızın, buna kandığına inanamıyorum.

Şaka yapıyordum ve sen de bunu yedin.

Deli olduğum için enayi yerine konduğumu düşünüyorsunuz.

Davet için yem attım. Cuddy oltaya gelmedi.

Bunu yutan ahmak var mı hiç?

Birileri bana bir şaka yaptı, ve eğer değersizliğimi kanıtlamak için kasıtlı yapılmamış olsaydı, ben-ben buna kanabilirdim, ama... Kandım da.

Şansıma, çocuklarım o kadar zeki değil, hemen inandılar.

Haftalardır bana sataşıp sırlar sakladıktan sonra birden bana karşı iyi olup beni kandırdın.

Annem boyun eğdi. Bana kanıtı verdi.

Onun acıklı hikayesi ve hayatındaki üzüntülere inanabilirim.