Hadi bakalım. Bir, iki, üç, dört, iki, iki, üç, dört.
Zapamtite što sam rekao, kad ona krene, mi krećemo.
Ne yapacağımızı biliyorsun. Hareket ederse biz de ediyoruz.
Krećemo ka kući, ali Daryl, Sasha i Abraham nastavljaju dalje putem, još 30 km.
Biz eve döneceğiz fakat Daryl, Sasha ve Abraham onları yolun 32 km. kadar daha ötesine götürecek.
To je glupost iako sporo, krećemo se korak po korak bliže grobu.
Mezara bilerek bir adım daha yaklaşmak kadar budalaca.
Krećemo sutra ujutro u 8, točno.
Sabah 8:00'de yola çıkıyoruz. Tam vaktinde.
Krećemo se istočno na putu 13, prema Barkley Damu.
13. karayolunda kuzeye, Barkley Barajı'na doğru ilerliyoruz.
Mi krećemo u ofanzivu u isto vrijeme kada kreće i napad na Incheon.
Birliklerimiz yerlerini sağlamlaştırırken ABD birlikleri İncheon'a saldıracak. Artık bizi hiçbir şey durduramaz.
Tu se rješavamo ove zvijeri i krećemo na sljedeću.
Canavarların buradan ayrıldığını duyduk, sonrakine geçiyoruz.
Krećemo se prema dolje da istražimo oštećeno područje.
Hasarlı alanı incelemek için aşağı iniyorum.
Što se sporije krećemo, to brže umiremo.
Ne kadar yavaş hareket edersek, o kadar hızlı ölürüz.
Kad pridobijem njenu pažnju, krećemo na krupnije stvari.
Onun ilgisini bir kez çekince asıl bombaları patlatma vakti gelecek.
Krećemo za tri dana kada mjesec bude pun, a plima visoka.
Üç gün içinde, dolunay çıkıp gel-git başladığında yola çıkıyoruz.
Mislila sam da si ostavio te ludosti za sobom, da krećemo u dobrom pravcu.
Bu delice şeyleri geride bıraktığını sanıyordum. - Bir yere vardığımızı sanıyordum. - Varıyoruz da zaten.
Specijalci čekaju, prvo zvono na mobitelu prekidam i krećemo.
Hazırda bekleyen SWAT timi ve burada beni götürecek olan dilsiz var.
Krećemo ka jugu na Spartaka i one koji ga slede u pobuni!
Güneye, Spartacus'ün ve bu isyanda onu takip edenlerin üzerine yürüyoruz!
Paljenje započeto, krećemo kada dostignemo punu snagu.
Karanlık madde sürücülerini çalıştırın. Tam güç.
U redu ljudi, spakirajte torbe i krećemo.
Anlamadım, neyse. Çocuklar, fazla eşya almayın.
Čim se dovoljno smrači pa nas osmatrač s krova ne može uočiti, krećemo.
Hava iyice kararıp çatıdaki nöbetçi bizi göremeyince de harekete geçeceğiz.
Osjećaš se čudno što se krećemo ovako naokolo, zar ne, Eldon?
Etrafta dolaşmamak tuhaf geliyor değil mi Eldon?
Sletimo pa 12-minutni let helikopterom u Somerset House, odakle u pratnji blindiranih vozila krećemo niz ulicu Fleet do Katedrale.
Uçak yere inecek. Ardından Somerset House'a 12 dakikalık helikopter yolculuğu olacak. Oradan zırhlı araç eşliğinde Sweet Street'ten Katedral'e gideceğiz.
Krećemo u plovidbu ovim novim morem jer se može doći do novih saznanja.
Edinilecek yeni bilgiler olduğu için bu yeni denize yelken açtık.
Pomoglo nam je da proširimo naše fizičko ja, krećemo se brže, udaramo jače, a tome postoje granice.
Bu fiziksel benliklerimizi genişletmemize, daha hızlı gitmemize, şeylere daha sert vurmamıza yardım etmiştir, ve bunda her zaman bir sınır vardı.
Sada ubrzano gledamo jedan dan u našem domu. Krećemo od sunčanog jutra preko osvijetljene večeri i na kraju gasimo svjetla.
Burada, evde geçen bir günü hızlı bir şekilde görüyoruz sabahın ilk ışıklarından başlayıp aydınlatılmış akşama ve sonunda gecenin karanlığına kadar.
Kako bismo pretvorili ovih mutnih 90.000 sati snimaka u nešto što možemo jasno vidjeti, koristimo analizu pokreta kako bismo izvukli, dok se krećemo kroz prostor i vrijeme, ono što zovemo prostorno-vremenskim crvima.
Bu 90.000 saatlik videoyu birşeyler görebileceğimiz hale getirebilmek için hareket analiz noktaları yerleştirdik, böylece zaman ve mekanda hareket ettikçe zaman-mekan solucanı dediğimiz şeyler ortaya çıkıyor.
Osjećam kako ono što će se morati dogoditi dok se krećemo naprijed jest potreba da ohrabrimo ljude da riskiraju.
Hissettiğim şu ki, ilerlemek için gerekli olan şey insanları risk almaya cesaretlendirmektir.
Kad to ne uspije, kad ispadne da ti ljudi raspolažu istim činjenicama kao i mi i da se i dalje ne slažu s nama tada krećemo na drugu pretpostavku koja je da su idioti.
Plan işe yaramadığında, o insanların da bizimle aynı bilgilere sahip olduğu ve buna rağmen bizimle aynı fikirde olmadığı ortaya çıktığında, bir başka varsayıma sığınırız: onların ahmak olduğu varsayımı.
Većinom se svi krećemo na isti način.
Genelde aynı yolu takip ederek hareket ediyoruz.
Možda se ne krećemo baš svi na jednak način.
Belki de tam olarak aynı şekilde hareket etmiyoruz.
Mi tek krećemo pregledavati te podatke osobno.
Biz de bu verilere yeni yeni bakmaya başladık.
Mislim, kao djevojke, krećemo agresivno -- "Da, tko to kaže?"
Yani, kızlar olarak, cesaretle başlıyoruz -- "Evet, kim demiş?"
Stekli smo različita iskustva kroz društva i ljude koje smo sreli, i povrh svega, krećemo u školu, i dodajemo sljedeći problem.
Dahil olduğumuz topluluklar ve tanıştığımız insanlar bize farklı deneyimler kazandırıyor. Üstüne üstlük, okula başlıyoruz ve bir diğer problemi eklemiş oluyoruz.
Imam osjećaj da se svi možemo složiti da se krećemo prema novom modelu države i društva.
Sanırım hepimiz, yeni bir devlet ve toplum modeline doğru ilerlediğimiz konusunda hemfikirizdir.
Čak i u zemljama gdje ima najmanje sapuna, poput Etiopije, krećemo se oko 50%.
Hatta en düşük oranda bulunan Etiyopya gibi ülkelerde bile bu oran yüzde elli.
Svi se krećemo na ovaj nekako skakutavi način kada trčimo.
Hepimiz koşarken bunun gibi zıplar bir hareket yapıyoruz.
Ali današnji način života prisiljava nas da više sjedimo nego što se krećemo a naša tijela jednostavno nisu građena za takvo sjedeće postojanje.
Ancak günümüz hayat koşulları bizi hareket etmekten çok oturmaya yönlendirmektedir ve insan bedeninin yapısı bu kadar hareketsiz bir hayat için uygun değildir.
Naša krv ovisi o tome da se krećemo kako bi mogla normalno cirkulirati.
Hareket etmek kan dolaşımının sağlıklı olmasını sağlar.
I tako nenamjerno, oslanjanjem na pravila i poticaje krećemo u rat protiv mudrosti.
İstemeden de olsa, kurallara ve ödüllendirmeye başvurarak bilgeliğe karşı savaş açıyoruz.
I ono što me čini sretnim jest da se krećemo prema činjenicama kada gledamo ovo.
Beni mutlu eden şey ise bu olaya bakış şeklimizin bu şekilde olması.
(smijeh) Svjesni smo svojih ograničenja i krećemo se unutar njih.
(Kahkahalar) Sınırlarımızın farkındayız. Ve üzerine inşa ediyoruz.
2.1824760437012s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?