Prijevod od "her" na Turski


Kako koristiti "her" u rečenici:

d she twines her spines up slowly d d towards the boiling sun d d and when I touched her skin d d my fingers ran with blood d
Kavurucu güneşe döner yavaşça belini Tenine dokunduğum an Parmaklarıma kan hücum eder
Her Frankenstein je bio zainteresiran samo za ljudski život.
Bay Frankenstein, sadece insan yaşamıyla ilgilendi.
"But if they could see her through my eyes
"Ama eğer onu benim gözlerimle görselerdi
"But when I saw her Laid out like a queen
"Ama onu kraliçe gibi yatarken gördüğümde...
Big game's waiting there inside her tights
Büyük oyun orada bekliyor, kasılmış yerlerinde, evet.
But I won't like her ako ti smeta... zato što znam da si imala teška vremena od kad ti je mama otišla.
Beni titretiyor. Seni rahatsız edecekse ilgimi keserim... çünkü annen gitiğinden beri zor zamanlar geçirdiğini biliyorum.
Ja sam Her'ak, Prvi Lorda Khonsua od Amon Sheka.
Ben Her'ak, Amon Shek'li Lord Khonsu'nun baş adamı.
Her'ak i njegovi ljudi su morali vjerovati da su nas doista zarobili.
Her'ak ve adamlarının bizi gerçekten yakaladıklarına inanmaları gerekiyordu.
You tell her Agrestics are one motero down.
Ona Agresistic işinin bitmeye mahkum olduğunu söyle.
Pronaći ćeš Gral, kleknuti ćeš pred njom and you'll set her free upon the world!
Kâseyi bulacaksın, onun önünde diz çökeceksin ve onu dünya üzerinde özgür kılacaksın!
You drove her intoa a corner to make me save her
Onu kurtarmam için beni köşeye sıkıştırdın.
Ti nisi ona koja... cupped her pubescent breast after a few too many chardonnays.
Sen birkaç şişe şaraptan sonra kizinin ergen göğüslerini avuçlayacak biri değilsin.
I put him on the fucking court on arbor day, and that's her present?
Ben onu ağaç dikme gününde bile oraya yollardım, onun hediyesi bu mu?
Bend želi da "Love Her Madly" bude prvi singl, ali Robby se buni, nazivajući svoju vlastitu pjesmu prekomercijalnom za Doorse.
Grup, ilk single'ın "Love Her Madly" olmasını istese de Robby kendi eseri olan bu şarkının The Doors için fazla ticari olduğunu söyler.
Ali prošlog mjeseca, sam napisala članak o cipelama za 'Her Style'.
Ama geçen ay "Onun Stili" için bir ayakkabı makalesi yazdım.
Dopao mi se tvoj članak za 'Her magazine' i sviđa mi se tvoj entuzijazam, ali nažalost, ovog puta, nećemo surađivati.
Üzgünüm, Lane. "Onun İçin" dergisi için yazdığım makaleyi beğendim. Ve çabaların hoşuma gitti... Ama maalesef bu sefer almayacağız.
Organizacija To Write Love on Her Arms još uvijek postoji.
Kollarına Sevgi Yazmak bugün hala faal.
I left her a message that night, but then she went all MIA on us, and she never called me.
O gece ona bir mesaj bıraktım. Ama sonra birden kayıplara karıştı, ve beni hiç aramadı.
That's what Ali was doing, keeping her enemies even closer.
Ali'nin yaptığı da buydu. Düşmanlarını daha yakında tutmak.
And you bitches took her from me.
Ve siz kaltaklar onu benden aldınız.
The adrenaline rush that accompanied her feelings of empowerment and her high level of intelligence fueled Mona's ability to be seemingly all-knowing and omnipresent.
Damarlarındaki adrenalinin yanında, güçlü motivasyonu.. ve yüksek seviyedeki zekası, Mona'nın her şeyi bilebilme ve....her an her yerde olabilme yeteneklerini körüklemiş.
Ti si jedna kanta odKFC extra crispy away from giving Precious a run for her money.
Nallari dikip malini mülkünü hatuna birakmana bir tabak uzakliktasin resmen.
Izliječio je ženi rak jajanika by giving her listiće biljaka.
Bugday çimi igneleri yaparak kadinin tekinin yumurtalik kanserini iyilestirmis.
ZNAM, ON, ONA, HEROJ, HEROINA (HE, HER, HERO, HEROINE).
Buldum. Erkek, kadın, kahraman, kadın kahraman.
watch as she moves on with her life, finds a new boyfriend, perhaps a nice gentleman from a fraternity-- chance or Brock.
Bir dost tavsiyesi, onun arkadaşı olarak kalıp, hayatını izlersen, yeni bir sevgili bulur, büyük ihtimalle birlikten hoş bir centilmen olan biri... Chance veya Brock.
This whole thing with Liv, it had nothing to do with her.
Liv'e olan şeylerin,...onunla hiç bir alakası yoktu.
Pakao je raj za ono što ti moj otac priprema, Al Sa-Her.
Babamın senin için hazırladıklarını bilsen cehennem sana cennet gibi gelir Al Sa-Her.
Bilo je vrlo važno kako bi her-- upravo sam izgubio moje jedino dijete.
Bu onun için çok önemliydi... Daha yeni tek çocuğumu kaybettim.
Ali to je bio vas secret-- her-- kako stati na kraj svemu tome,
Ancak senin sırların, her şeyin sonunu getirdi.
Nešto se zbilo sinoć u Her Fallsima, selu oko pet kilometara zapadno.
Dün gece Her Falls'ta bir şeyler oldu, dört buçuk kilometre uzaklıkta bir köyde.
Preporučuju Stella Got Her Groove Back zbog nje.
Onun yüzünden Stella Got Her Groove Back'i önerdiler.
Možda ako nisi držati sve te tajne iz her-
Belki ondan bu kadar sır saklamasaydın...
3.2333419322968s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?